Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Halkın Partisi (DP) Başkanı Kudret Özersay ve parti yetkililerini kabul etti. Görüşmede, Kıbrıs konusu ve bağlantılı konuların ele alındığı belirtildi.
Verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın daveti üzerine Cumhurbaşkanlığında yer alan görüşmede, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin şahsi temsilcisi olarak atanan Maria Angela Holguin Cuellar’ın Kıbrıs’ı ziyareti öncesinde Kıbrıs Türk tarafının izlemesi gereken yaklaşımlarla ilgili olarak Halkın Partisi’nin görüş ve önerileri paylaşıldı.
Görüşmede, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Okan Donangil de hazır bulundu. HP heyetinde de, Dış Politika Danışmanı Serhat Kotak ve Dış İlişkilerden sorumlu Merkez Yürütme Organı üyesi Ahmet Tokatlıoğlu yer aldı.
Tatar'dan enerji konusunda işbirliği çağrısı
Öte yandan "Doğu Akdeniz Enerji Zirvesi"nde konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, Doğu Akdeniz’deki oyunun artık parametrelerinin değiştiğini, Akdeniz’deki potansiyelin adil şekilde dağılımını sağlayacak formülün iki devletli çözümden geçtiğini vurguladı.
Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) seslenerek, “Geliniz işbirliği yapalım, Türkiye Cumhuriyeti (TC) üzerinden kabloyla Avrupa’ya bağlantı kuralım" çağrısını yineledi.
Güney Kıbrıs’ın Türkiye üzerinden Avrupa’ya enerji naklini reddetmesinin mantıklı ve uygulanabilir olmadığını belirterek, bunu Yunanistan üzerinden yapmanın ise hem maliyetli, hem zor olacağını kaydetti.
Tatar, federal bir temelde çoğunluğun azınlığı yöneteceği ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’den tamamen dışlanacağı bir çözüm şekline onay vermeyeceklerinin herkes tarafından bilindiğini söyledi.
Kıbrıs’ta iki ayrı halk, iki ayrı devlet ve demokrasi bulunduğunu ifade eden Tatar, KKTC’nin günü geldiğinde tanınacağını, bugün yaşanmakta olan bazı ekonomik siyasi sıkıntıların da Türkiye'nin her zaman sağladığı desteklerle atlatılacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin Doğu Akdeniz’in vaat ettiği potansiyelden payını alabilmesinin temelinde deniz hukuku ve uluslararası hukuk olduğunun altını çizerek, KKTC devletinin münhasır ekonomik bölgesi, kıta sahanlığı, karasuları, deniz yetki alanları ve Türkiye ile birlikte 462 bin kilometrekarelik bir hakka sahip olmasının “Mavi Vatan”daki bu hakların ne denli büyük olduğunu gösterdiğini belirtti.
Libya koridoru KKTC ile birlikte değerlendirilebilir
Türkiye'nin vizyonuyla şu an açılmış olan Libya koridorunun KKTC ile birlikte değerlendirildiğinde yeni haritalar ve dengeler oluşacağını ve Güney Kıbrıs’ın ortaya koymaya çalıştığı birtakım projelere engel teşkil edebileceğini söyleyen Tatar, Rum tarafının Akdeniz’i adeta bir "Helen gölü" olarak görmek ve Türkiye’yi kuşatmak istediğini kaydetti. Tatar, Türk tarafının da farklı mahkemelere bu konuları götürmesinin ve hakkını aramasının önemli olduğunu aktardı.
Kıbrıs’ın, petrol ve doğal gaz rezervlerinin büyük boyutlara ulaşabileceği dünya ticaretinin kesişme noktasında olduğunun altını çizen Tatar, Güney Kıbrıs'ın yapmakta olduğu sondajın hukuka aykırı devam ettiğini belirtti. Tatar, Kıbrıs’ta iki ayrı devlet bulunduğunu ve garantörünün Türkiye olduğunu ifade ederek, Rum kesiminin kazı yapmasının uluslararası hukuka göre KKTC ve Türkiye'nin onayına tabi olduğunu fakat böyle bir onayın bulunmadığını söyledi.
Tatar şöyle konuştu:
“Akdeniz’deki potansiyelin adil bir şekilde dağılımı için Kıbrıs sorununun çözümlenmesi gerekmektedir. O çözümün şekli de artık iki devlettir çünkü bu saatten sonra artık federal bir temelde çoğunluğun azınlığı yöneteceği ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’den tamamen dışlanacağı bir çözüm şekline onay vermeyeceğimizi herkes bilmektedir çünkü oyunun dengeleri ve parametreleri artık gerçekten değişmiştir…”