banner564

Manevra yapıyor 

KKTC’nin Dışişleri eski bakanları, Rum tarafının ‘Gevşek Federasyon’ önerisini Diyalog için değerlendirdi:

Manevra yapıyor 
banner598

 Çiğdem AYDIN – Ömer KADİROĞLU 

   Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, son günlerde “Gevşek Federasyon’dan” söz etmesi, KKTC’nin Dışişleri eski bakanlarından da destek görmedi.
   Diyalog’a konuşan UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün “Çocuk kandırmacasına gelmeyeceğiz” derken, Vedat Çelik, Rumlarla konuşacak bir şeyin kalmadığını belirtti.
   Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türkünü aldatmaya yönelik bir sürecin yaşandığını söylerken, Kutlay Erk”Stratejik manevra yapıyorlar” dedi.
   İşte görüşler:

Hüseyin Özgürgün (Dışişleri eski Bakanı – UBP Genel Başkanı) 
    “İlk olarak Kıbrıs Türk tarafının tavrı bellidir. Bu görüşmeler ilelebet sonu açık belirsiz şekilde gidemez. İşte oturalım da 20 sene 50 sene daha gidelim düşüncesinde değildir Kıbrıs Türk halkı. Oturulsun bir nihai tarih veya zaman belirlensin ve bir sonuç alacak şekilde görüşelim. Ancak ucu açık görüşme olmayacak. Bir tarih olmalıdır yoksa bu görüşmelerin bir manası yoktur. 
   Rum tarafının bir sonuca ulaşma niyetinin olmadığı Crans Montana’da görüldü. Şimdi de gevşek federasyon gibi aldatmacalara yöneldiler. Bu artık çocuk kandırır gibi oluyor. Niyet varsa çözmek çok kolaydır Kıbrıs sorunun konuşulacak bir şeyi yoktur her şey konuşulmuştur. Niyet varsa iki taraf oturur anlaşılır. Niyet yoksa böyle aniden bir şey atarak işte hamle yapar gibi görünerek yeniden ucu açık görüşmeler başlatmak da sonra işte ben isterim da Türkler oturmaz masaya gibi de böyle çok masumane tavır takınmakla bizleri kolay kolay kandıramazlar.” 
 

Vedat Çelik (Dışişleri Eski Bakanı)
 “Gevşek Federasyon tezi benim görüşüme göre tamamen bir kaçamaktır. Newyork’ta işler iyi gitmedi, müzakereler tıkandı. Müzakereleri Kıbrıs Rum tarafı istemiyor. Müzakereler kesildiği takdirde Türk tarafının KKTC’nin statüsü söz konusu olur ve gündeme gelir. Bunlar da korkuyor tabi. Bu nedenle müzakereleri uzatacak yeni bir durum arıyorlar. Dolayısıyla bu tezi ortaya atarak zaman kazanma peşindedir. Rum tarafı bile bu işe inanmadı çünkü burada somut bir şey yoktur. Hangi yetkiler verilecek hangi yetkiler alınacak konusunda bizim taraf biraz iyi niyetli davranıyor. Bu davranış yanlış bir davranıştır. Kıbrıs Türk Tarafı böyle bir tezi kendi aralarında görüşmelidir. Sn. Cumhurbaşkanı yanlış yapıyor. Burada görüyoruz ki federasyon mümkün değildir. Eşitliği kabul etmeyen, etkin katılımı kabul etmeyen, dönüşümlü başkanlığı kabul etmeyen beni bir azınlık olarak gören taraf pozisyonunu değiştirmedi. Bu şartlar altında federasyon olmaz. Azınlık çoğunluk üzerine kurulmaya çalışan bir çözüm şekli anlayışında Rum duruyor ve paylaşmaya da hazır olmadığını belli ediyor. Dolayısı ile Birleşmiş Milletler parametrelerinden vazgeçmem ben ve başka bir şey de görüşmem ben diyen Cumhurbaşkanı bu konuda bir yanıldı içerisindedir. Bütün diğer alternatiflere yollar kapanıyor sanki başka bir şey görüşülmeyecek gibi Rum da bunu teyit ediyor. Sonu belli olmayan uzun bir müzakere gerektirecek bir formül ortaya attı. Bu anlamda ne yapılması gerektiği tartışılmalıdır. Bu iş sona geldi ve bunu sorgulayarak yeni çıkar yol bulmak yeni alternatif çözümler ileri sürmek gerekiyor. Her şeyden önemlisi devlet gibi devlet olmaya çalışmak gerekiyor. Bu konuda eksiklerimiz çoktur ve hem içe hem de dışa karşı inandırıcılık kalmadı. Bu iş olmadı çöktüyü kabul etmek gerekiyor. Buna bağlı olarak da kendi aramızda reformlarla devletimizi geliştirip kendi yolumuzda yürümemiz gerekiyor.”

Kutlay Erk (Dışişleri Eski Bakanı)
 “Gevşek federasyon aslında Kıbrıs Tük tarafının görüşme sürecinde kullandığı bir kavramdır. Kıbrıs Türk tarafı genel hatları ile Rum tarafına söylediği Kıbrıs’lı Türkler federal seviyede görünür olması gerekiyor. Dolayısı ile federal seviyede daha fazla yetkili Kıbrıs’lı Türk olmalıdır. Burada Rum tarafının hep bir çekincesi olmuştur ve Kıbrıs’lı Türklerin görünürlüğünü federal seviyede düşük tutmak istemiştir. Buna karşılık Kıbrıs Türk tarafının önerisi de eğer Kıbrıs Türk Halkı federal seviyede az görünür olacaksa yetkiler Kurucu devletlerde olacak. Kurucu devletlerin yetkilerinin fazla olması demek federal yapının sadece dışa karşı bir temsiliyeti niteliğini vermek olur ve bu da merkezden kaçmış merkezi olmayan kısacası gevşek bir federasyondur. Kıbrıs’lı Rumlara her zaman için güç paylaşımında Kıbrıs’lı Türklere federal seviyede ne kadar yetki ve temsiliyet verilirse federasyon çok güçlü olur. Verilmediği takdirde ise kurucu devletler güçlü olur. Dolayısı ile Rum tarafının bir seçim yapması gerekir. Geçmiş dönemlerde özellikle Hristofyas güçlü bir federal yapı istediği için gevşek federasyona yakın değildi ancak Kıbrıs Türk tarafının da güçlü ve görünür olmasını istemiyordu. Burada Kıbrıs’lı Türklerin her zaman olduğu gibi bir görüşü vardır. Kurucu devletleri biz yöneteceğiz ancak merkez federal yapıyı da Rumlar yönetecek gibi bir algı söz konusuydu. Güçlü federasyon dediğimizde Kıbrıs’lı Türklerin federal seviyede daha görünür olması dediğimizde Kıbrıslı Türklerin bu endişelerini ortadan kaldırmaktı amacımız. Gevşek ya da zayıf federasyona baktığımızda Kıbrıs’lı Türkler için biz kendi tarafımızı yönetiyoruz merkezi de Rumlar yönetiyor gibi bir algı oluşabilecek. Federal seviyede temsiliyerin azaltılması bazı federal kararlarda Kıbrıs’lı Türklerin etkin katılımcılığını sonlandıracak. Kıbrıs sorununun çözümünü uzatmak amacında olan Anasatasiadis’in yılsonu yapılacak barış gücü operasyonunun süresini değerlendirme toplantısında sürenin uzatılması adına yapılmış bir manevradır bir stratejik harekettir. 

Tahsin Ertuğruloğlu (Dışişleri eski Bakanı) 
 “Şimdi kelime oyunları ile vatandaşın doğru bilgilenmesi engellenir bana göre. Her şeyden önce öngörülen ortaklığın iki toplum arasında bir ortaklık mı yoksa iki devlet arasında bir ortaklık mı olduğu esas konu budur. İki devlet arasında ortaklık kurmanın federasyon değil konfederasyon olduğu siyaset bilimi bilen herkesin bildiği net bir konudur. İki toplumun ortaklığı ise federasyondur bunun gevşekliği sertliği işin hiçbir şekilde özünü değiştirmeyecek olan bir detaydır. 
Benim gibi düşünenler ortaklığın iki devlet arasında egemen eşitlik temelinde olması gerekliliğini savunur, bu da konfederasyondur. Yani önce bu halk federasyon mu kurulacak konfederasyon mu kurulacak konusunda net bir görüş ortaya koyması gerekir. İki toplumun oluşturacağı bir ortaklık federasyon olur. Federasyonun da 1960 ortaklığında ne hale geldiği dikkate alındığında Kıbrıs Türklerinin haklarının ve güvenliğini tehdit edici bir ortaklık şekli olduğu kolaylıkla görülebilir. 
1960 ortaklığı da fonksiyonel bir federasyondu, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyondu ama ne oldu bu ortaklığa ve 1963’ten beri Kıbrıs Türkü ne durumlara düşürüldü çok net bir şekilde ortadır. Dolayısıyla bu kadar tecrübeden sonra hala daha siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu iki bölgeli diye aldatılan Kıbrıs Türkü federasyon hedefinde geleceğini tehlikeye atan bir senaryo peşinde koşturulmak isteniyor geleceği güvenli olacak formül konfederasyondur. Konfederasyon da Kıbrıs adasında iki ayrı milli varlık vardır, iki ayrı demokrasi vardır, iki ayrı hukuk vardır iki ayrı millet vardır, iki ayrı devlet vardır ve bu iki devlet ortaklık kuracaksa eğer o da mutlaka ortak olmaları gerekir diye bir şey de yoktur ama bu konfederasyondur.” 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473