Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, KKTC'de göreve başladığı günden beri önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.

“İlahiyat mezunu 4’tü, şimdi 50’nin üzerinde”

Çalışmalar sırasında zaman zaman sorunlar yaşadığını aktaran Atalay, "Başladığımızda kurumda ve okullarda sorunlar vardı. İlk gittiğimizde 4 ilahiyat mezunu vardı, şimdi bu sayı 50'nin üzerinde. İmam hatip mezunu sayısı arttı. Kıbrıs'ta okul sorunu vardı. Orada imam hatip tarzı okul yoktu. Açılması için çok çalıştık. Şimdi ciddi talep gören okullar var. İlahiyat fakültelerinin açılması için ciddi çalıştık ve destek verdik. Camilerde Kur'an öğretilmesi bile fiilen yasaktı. 2012'den sonra ilgili herkesle ve hükümetle görüşerek bu yasakların tamamen kaldırılmasını sağladık." diye konuştu.

Prof. Dr. Atalay, kurum kimliğinin ve imkanlarının artırılması için de çalıştıklarını aktararak, "Güney Kıbrıs'ta Efendimizin süt teyzesinin türbesi ve 100'ün üzerinde camimiz var. Özellikle Türk kökenli KKTC'lilerin buraları ziyaret etmeleri mümkün değildi. Oranın ziyaret edilebilmesinin yanı sıra oradaki Müslümanlara yönelik hizmetleri sağladık. Bunun yanında Kuzey Kıbrıs'ta Mevlit Kandili'ni Mevlit Haftası olarak 4 yıldır kutluyoruz. Çünkü KKTC'de Mevlit Kandili tatil. Bin kişilik Türk kökenli Müslümanlarla Hala Sultan'da kandili kutluyoruz. Uluslararası alanda İslamofobi sonucu oluşan negatif algının silinmesi adına başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası çalışmalar da yaptık. Kıbrıs'ta kurumsal bir Din İşleri Başkanlığı olması için gayret ettik. Bu da rant sahiplerini rahatsız etti." şeklinde konuştu.

"Din üzerinden rant elde edenlerin çarkını bozduk"

Atalay, çalışmalarının bazı grupları rahatsız ettiğini vurgulayarak, şunları anlattı:

"Tüm bu çalışmalar, bu alandan rant elde etmek isteyen ve bazı din karşıtı kesimlerin tepkisini çekti. Kıbrıs'taki hükümete aleyhimize baskılar da kuruldu. Her türlü yöntemi denediler. Bu işin kaynağında da bizi gördükleri için ciddi anlamda zaman zaman dirençlerle, aleyhte kampanyalarla karşılaştık. Beni tasfiye etmek istediler çünkü din üzerinden rant elde edenlerin çarkını bozduk. Çalışmalarımız bunların işine gelmedi. Ayrıca 15 Temmuz sonrası uluslararası alanda bize gelen, konuştuğumuz her yabancı diplomata, siyasiye, Türk halkının canlarını feda ederek direndiği darbenin içeriğini ve gerçeğini anlattık. Bundan dolayı da çok rahatsız oldular. Bunu da zedelemek istediler. Darbe girişimde insanların meydanlara inmesi için kurum başkanı ve ilgili STK'larla çalışan tek kurum bizdik. O gece ve sonrasında sela okutup, darbeye karşı tavrımızı net olarak ortaya koyduk. O gece ben ilgili STK'larımızla, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde, Türk halkının canlarını ortaya koyarak ilan ettikleri demokrasi manifestosuna destek için meydandaydım.     Cumhurbaşkanımız Sayın Akıncı da darbeyi onaylamadığını Türk televizyonlarında ilan etti. Buna karşın bize kumpas kuranların tamamının bu yapıyla bağlantılı kişiler ve en azından onlarla dirsek temasında olanlardan oluştuğunu düşünüyoruz. Bir FETÖ kumpası kuruldu ancak bu kumpas yargıdan döndü."

Atalay, FETÖ soruşturması kapsamında 7 Temmuz 2017'de Diyarbakır'da gözaltına alınmış ve Mersin'deki savcılık sorgusunun ardından mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Atalay hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmişti.