Maliye Bakanı Birikim Özgür, 13’üncü maaşları gecikmeli de olsa ödedikten sonra, tüm enerjisini Ocak ayı maaşlarının hazırlanması için harcadı. Özgür, sıkı bir maliye programı uygulayarak, maaşların üstelik yüzde 4,6 oranında zamlı ödenmesi için de gerekli önlemlerin alındığını açıkladı.

    Son 6 ay içinde kamu görevlilerine yansıtılan artışların bu şekilde yüzde 7,92 oranında artmış olacağına dikkat çeken maliye bakanı, bunun devlete 150 milyon liranın üzerinde ek külfet getirdiğini ifade etti.

   Diyalog’un elde ettiği bilgilere göre, kısa bir süre önce 13’üncü maaşları ödeyen Maliye Bakanlığı, Türkiye ile yeni Ekonomik ve Mali Protokol imzalanmadığı halde, Ocak maaşlarını ödemede herhangi bir sıkıntı yaşamayacak. Ancak protokolün gecikmesi halinde Şubat ayından itibaren ciddi sıkıntıların gündeme gelebileceği belirtiliyor.

Eleştirilere tepki gösterdi 

Maliye bakanı Özgür, bazı harçlara zam yapılmasını eleştirenlere de tepki gösterdi. Devlet harçlarının her yıl enflasyon oranındaki artışa göre yeniden düzenlenmesinin mutat bir uygulama olduğunu belirten Özgür, 2015 yılında Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) % 7.78 gerçekleşmesine karşın harçlara yapılan artışın % 6 ile enflasyon oranının altında tutulduğunu ifade etti.

   Özgür, eleştiriyi yapanların yapısal sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik tek somut öneri sunmadan halkın duyguları ile oynayarak, şov nitelikli açıklamalar yapmasının rahatsızlık verici olduğunu, siyasetin ekonomiye zarar vermemesi gerektiğini kaydetti.

 

Artışların bütçeye yükü 150 milyon TL

  2015 yılının ilk 6 ayında Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) % 3,18, ikinci yarısında ise 4,60 oranında arttığını ve 2015’de yıllık TÜFE artışının % 7,78 olduğunu kaydeden Özgür şunları dile getirdi:

   “Hükümetimizin, kamudan maaş çeken çalışan ve emeklilerin alım gücünü korumak amacıyla Ocak ayı maaşlarını %4,60 artışlı vereceği kamuoyunun bilgisindedir. Son 6 ayda yapılan artışlarla kamu çalışan ve emeklilerinin maaşları ortalama %7,92 artmış olacaktır. Bu artışın 2016’da kamu maliyesi üzerinde oluşturacağı ilave yük ise 150 milyon TL’nin üzerinde olacaktır.

“Enflasyonun üzerinde bir artış…”

    Her ülkede hükümetler her yılın başında kamu gelir-gider dengelerini koruyabilmek için devletin sunduğu hizmetlerin harçlarını bir önceki yılın enflasyon oranına göre yeniden düzenlerler.

   Bizde de bu uygulama mutattır, yani her yılın başında yapılan bir uygulamalıdır. Biz bu yıl ekonomideki daralmayı da göz önünde bulundurarak %7,78 enflasyon oranına rağmen harçlardaki düzenlemeyi %6-6,5 düzeyinde tutmuş bulunmaktayız. Kamu kesimine ise ortalamada enflasyon oranının üzerinde bir artış sağlamış bulunuyoruz. 

   Hükümetlerin bu uygulamayı yaparken enflasyon nedeniyle alım gücü düşen halkın, özellikle de özel sektör çalışanlarının haklı eleştirilerine maruz kaldıkları da bilinmektedir. Ancak “eleştirilmemek için” kamu maliyesinin açıklarının büyümesine sebep olacak popülist uygulamalara gidilmesinin çok daha büyük ekonomik krizlere sebep olacağını bilmek ve bir anlamda halkın tepkisine rağmen yine halkın esenliği için bunu göze almak devleti yönetenlerin sorumluluğu gereğidir.”