Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Yunanistan’daki cunta yönetiminin desteğini arkasına alan Enosis anlayışına sahip Rum milliyetçilerinin 15 Temmuz 1974’te gerçekleştirdiği darbe ile ilgili mesaj yayımladı.
Töre, mesajda, 1963’te başlayan Kanlı Noel saldırılarıyla birlikte Kıbrıs Türk halkının eşit kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti'nden silah zoruyla dışlandığını, Kıbrıs Cumhuriyetinin Rum devletine dönüştürüldüğünü ve Kıbrıs’ı Yunanistan'a ilhak için büyük bir adım atıldığını, ancak yıllarca Kıbrıs Türk halkının TMT öncülüğünde ve Anavatan Türkiye'nin desteğiyle verdiği varoluş mücadelesi sayesinde ENOSİS hayallerinin “suya düştüğünden” ötürü, 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunanistan’daki cuntanın desteklediği EOKA-B terör örgütü tarafından Nikos Sampson liderliğinde askeri darbe gerçekleştirildiğini anlattı.
Töre şöyle devam etti:
“Ezelden beridir bu topraklarda hür ve bağımsız olarak yaşamakta olan Kıbrıs Türk halkının, self-determinasyon hakkını kullanarak kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.”
Töre, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen hain darbe girişimini de kınayarak tepkisini dile getirdi.
Üstel: Kıbrıs tarihinde kara bir leke...
Başbakan Ünal Üstel, 15 Temmuz’un hem Türkiye hem de Kıbrıs tarihinde kara bir leke olduğunu kaydederek, böyle olayların yeniden yaşanmamasını, barış ve güven ortamının bozulmamasını temenni etti.
Üstel’in Demokrasi ve Milli Birlik Günü ile Yunan darbesinin yıl dönümü olan 15 Temmuzla ilgili mesajı özetle şöyle:
“Anavatanımız Türkiye’yi esaret altına almak isteyen Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen hain darbe girişimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Türk milleti ve kahraman güvenlik güçleri tarafından bertaraf edilmiştir.
Kıbrıs Türkleri 20 Temmuz öncesine dönmeyecektir. Anavatanımızın da güçlü desteği ile devletimizi her alanda güçlendirmeye ve haklarımızı korumaya kararlılıkla devam edeceğiz. Kıbrıs’ta egemen eşit iki devlet vardır ve bir uzlaşının yolu bu gerçekleri kabulden geçmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle, 15 Temmuz “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olarak anılan bu günde canları pahasına yaşadığımız toprakları bize vatan yapan tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anarken, 15 Temmuz 1974’te yaşanan Yunan darbesi gibi kötü olayların bir kez daha yaşanmaması ümidiyle, barış ve güven ortamının asla bozulmaması, Anavatanımızın güçlü duruşu sayesinde daha güzel günlere ulaşmamızı temenni ederim.”
Atun: Tarihin en büyük ihaneti
Maliye Bakanı Sunat Atun, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.
Atun’un mesajında şu ifadelere yer verildi:
“15 Temmuz, tarihimizin en büyük ihaneti karşısında aziz milletimizin canıyla, kanıyla yazdığı onurlu destanın adıdır. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz hain darbe girişimi karşısında, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde, Aziz Türk Milleti, tek yürek olmuş, Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek, parçalamak isteyen hainlere karşı göğsünü siper ederek eşine az rastlanır bir kahramanlık destanı yazmıştır…”
Çavuşoğlu: Hainlere karşı yekvücut
Lefkoşa, 14 Temmuz 22 (TAK): Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Çavuşoğlu mesajında, “15 Temmuz’un, vatanına göz diken hainlere karşı yekvücut direnen ve mücadele eden Türk halkının zaferi olduğunu” söyledi.
Oğuz: Demokrasi mücadelesi verildi
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'ne” ilişkin mesaj yayımladı.
Dursun mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’de 15 Temmuz 2016’da yapılan darbe girişimine karşı Türk milleti birlik ve beraberlik içinde demokrasi mücadelesi vermiş, ülkenin karanlık günlere itilmesinin önüne geçmiştir.
Türkiye'yi kaba kuvvetle teslim almaya kalkışanlara karşı Türk milleti, demokrasiye sahip çıkmış, gücünü sandıktan, yetkisini milletten almayan bir idareyi meşru kabul etmeyeceğini güçlü direnişle göstermiştir.
Türkiye’nin milli birlik ve bütünlüğüne kasteden bu saldırıya, Kıbrıs Türk halkı da tepki göstererek, Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında olmuş, Türk milletinin vermiş olduğu demokrasi mücadelesini desteklemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı 6 yıl önce yapılmış olan bu hain girişime karşı ülkesi uğruna hayatını kaybeden tüm şehitleri saygı ve rahmetle anar, gazilere saygılarımı sunarım.”
Ataoğlu: İki darbenin ortak noktası…
Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Yunan darbesinin 48’inci ve Türkiye’deki darbe girişiminin 6’ncı yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, her iki darbenin de ortak noktasının Türk milletini bozguna uğratmak, demokrasi ve milletin iradesini ayaklar altına almak olduğunu belirtti.
Ataoğlu mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Bugün Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması yani Enosis idealinin yaşama geçirilmesini amaçlayan faşist Yunan darbesinin 48’ıncı yıldönümü. Ayrıca, Anavatan Türkiye’nin hainlere karşı verdiği istikbal mücadelesinin 6’ncı yıl dönümü.
İki darbenin de ortak noktası; Türk milletini bozguna uğratmak demokrasi ve milletin iradesini ayaklar altına almak.
İki darbeden de çıkan ortak sonuç; hainlere karşı halkın büyük azmi ile kazanılan direniş zaferi eşine az rastlanacak direniş örneği.
Tüm dünya gördü ki hiç kimse Türk milletine boyun eğdiremez!
Bu hain iki saldırıda toprağını canı pahasına savunan kahramanları, şehit ve gazilerimizi Türk milleti asla unutmayacak, daima saygı ve minnetle anacaktır. Tüm şehitlerimizin ruhu şad mekânları cennet olsun.”
Ertuğruloğlu: Tek ada, iki ayrı devlet
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Rumlar, geçmişteki hatalarından ders çıkartarak iki komşu devletin iş birliğine dayalı diyalog ve iki tarafa ait olan adanın kaynaklarını eşit paylaşma yoluna gitmelidir” dedi.
Kıbrıs’ta uzlaşmanın yolunun adadaki gerçeklerin ve tarafların egemen eşitliklerinin kabulünden geçtiğini belirten Ertuğruloğlu, “Tanısınlar veya tanımasınlar bizim bir devletimiz vardır. Bu devletin temelinde şehitlerimiz vardır, malul gazilerimiz vardır, gazi halkımız vardır, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü vardır. Kıbrıs’ta, iki ayrı egemen devlet vardır. Bir anlaşmaya, bu gerçekler kabul edilerek gidilir. Tek ada, iki ayrı devlet. Başka yol yok” açıklamasında bulundu.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu 15 Temmuz nedeniyle yayımladığı mesajda şunları kaydetti:
“Kıbrıs Türklerinin adadan yok edilmesini öngören Akritas Planı’nı yapan ve uygulamaya koyan Rumlar, 1963-1974 arası 103 Türk köyünü yakıp yıkarak, çoluk, çocuk, kadın yaşlı demeden yüzlerce sivil Türk’ü Enosis’e engeldirler diye toplu mezarlara gömmüştür.
Kıbrıs’taki Türk varlığına karşı yıllardır sistemli bir şekilde etnik ve dini temizlik yapan, ortaklık devletini ortadan kaldıran Rumlar, Enosis ideallerini hayata geçirmek, yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması amacıyla Nikos Sampson önderliğinde Yunan generallerin desteğiyle, 15 Temmuz 1974’te Başpiskopos Makarios’a karşı darbe yaptı. Makarios’a karşı girişilen ve katliama dönüşen darbe, Anavatanımız Türkiye’nin 1960 Garanti Antlaşması’ndan doğan garantörlük hakkını kullanarak, Kıbrıs Türklerinin can ve mal güvenliğini korumak amacıyla 20 Temmuz 1974’te Ada’ya müdahalesi ile başarısızlıkla sonuçlanmıştır.”
Kıbrıs’a barışın 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile geldiğini kaydeden Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türkleri, Anavatanımız Türkiye’nin her alanda sağladığı koşulsuz desteği ile 20 Temmuz 1974 öncesine asla dönmeyecektir.
Komşumuz Rumlar, geçmişteki hatalarından ders çıkartarak iki komşu devletin iş birliğine dayalı diyalog ve iki tarafa ait olan adanın kaynaklarını eşit paylaşma yoluna girmelidir.
Tüm dünya çok iyi bilmelidir ki, Kıbrıs’ta bir uzlaşmanın yolu, Ada’daki gerçeklerin ve tarafların egemen eşitliklerinin kabulünden geçer.
Tanısınlar veya tanımasınlar bizim bir devletimiz vardır. Bu devletin temelinde şehitlerimiz vardır, malul gazilerimiz vardır, gazi halkımız vardır, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü vardır. Kıbrıs’ta, iki ayrı egemen devlet vardır. Bir anlaşmaya, bu gerçekler kabul edilerek gidilir. Tek ada, iki ayrı devlet. Başka yol yok.”