Tuhaf bir model, hiç de denenmeyen bir sistem bizim adamızda turizm sektöründe başrol oynuyor. Kapalı devre turizm için kapılarını açan altı otel bir iki hafta sonra ne olacağını düşünüyor. Ülkenin içerisine sokulan bu çok anlaşılmayan sistem gerek Metehan girişlerinde, gerek ise Ercan Havalimanı muhaceret işlemlerinde inanılmaz aksaklıkların yaşanmasına vesile oluyor. Öyle kulaktan dolma, boş konuşmalar değil şahsıma aktarılanlar. Adeta adaya gelmeyin anlamına gelen uygulamalar mevcut ne yazık ki. Eleştirmek kolay, ancak bunlara çıkış yolu bulmak, çareler üretmek esas marifet anlayacağınız. Zaten çözümünüz yok ise eleştirmeyeceksiniz de.
İki tane geçen hafta yaşanan olaydan bahsetmek istiyorum. Düşünün Girne’de kapalı devre turizmi uygulayan otellerden bir tanesinde rahatsızlanan bir turist hastaneye kaldırılmak üzere “112” aranıp hastaneye kaldırılsa bile pandemi koşullarını ihlal etmiş oluyor. Tutun ki, devlet hastanemizde gerekli müdahaleler yapılıp yeterli olunamıyor ise, başka bir özel hastaneye sevk edilemiyor. Edilirse alın başınıza belayı. (Kişi, kurum ve kuruluşlar bende saklı). İnsan hayatı söz konusu. Önemli değil bırakın ölsün.
İkinci bir olay, Metehan’dan Kuzeye geçmek isteyen Tüm Dünya`da yeşil diye adlandırılan bir destinasyondan geçmek isteyen Bir Kıbrıslı Türk aile elini kolunu sallayarak Metehan Sınır Kapısı’na kadar Larnaka’dan geliyor ancak Kuzeye geçmek için, yok bileklik, yok ev karantinası, yok akıllı telefon satın alımı yok Telsim Telefon Hattı gerekli diye öne sürülerek sınırda yaklaşık dört saat mahsur bekletiliyor ve ona göre bu saydıklarım temin edildikten sonra Kuzeye geçiriliyor.
Halbuki ne kadar kolay değil mi Yeşil yani riski olmayan bir Kıta`dan geliniyor ise yapın PCR testinizi ve hızlı PCR Kitleri ile çabucak sonuç alın ve bu insanları kendi ülkelerine geçişte eziyet çektirmeyin. (Olayların kahramanları yine bende saklı istenirse seve seve açıklarım.)
Gelelim konumuzun başlığına
Bir türlü gerçek bir turizm destinasyonu yapmayı beceremediğimiz Kıbrıs`ın altın sahilleri ile meşhur Bafra bölgemiz var bildiğiniz gibi.
Hani yıllardır oteller ile civarda yaşayan bine yakın halkı bir türlü tam istediğimiz gibi bölge otellerine kazandıramadığımız. Adanın en elit otellerinden dört tanesi bu bölgede. Kimler mi bunlar? Sırası ile Nuh’un Gemisi, Kaya Artemis, Kıbrıs Limak ve Concorde Deluxe Otel. Bu oteller uzun uzadıya sahil şeridine konumlandırılmış, civar yerleşim alanları ile aralarında en az bir buçuk, iki kilometre mesafede olan yaklaşık beş bin yatak Kapasitesine sahip oteller.
Bölge pandemi vesilesi ile kendi kaderine terk edilmiş durumda. Bir türlü gerekli riskleri alıp etkin bir açılma siyaseti güdemeyen Hükümet bu otelleri ve aslında bu civarda yaşayan tüm halkı, hatta bölge belediyesini yalnızlığa mahkûm etti.
Bölge insanı bu olayın tamamı ile dışında. Mademki çalışanlar otelin dışına çıkamayacak (bu otellerin hepsinin de personel lojmanları var), hele ki yerli halk ile kesinlikle bu otellerin işi olmayacak, o zaman devletin burada bazı tedbirleri ivedilik ile alması gerekli.
Oteller havaalanı transferlerinden başlayarak uygulanacak tedbirler ile (devlet tarafından görevlendirilecek yetkililer nezaretinde otobüsler veya VİP araçlar ile alandan sevk edilecek), otele varış noktalarında ise en az bu insanların bir hafta konaklamalına ve tatillerini diledikleri gibi otel sınırları içerisinde alınacak tedbirler ile geçirmeleri sağlanacak.
Dikkat edin mevcut bu üç gün konaklama maalesef istenilen, arzu edilen ivmeyi kazandırmaktan çok uzak. Sizlere bunları yazarken yüz yüze kapalı devre turizm uygulayan tesis yöneticileri ile yaptığım görüşmelerden sonra elde ettiğim bilgiler neticesinde kaleme aldığım görüşlerimdir.
Bafra Bölgesi otellerindeki personele ve kapalı devre turizm modelini uygulayan otellerde personeli, çalışan kesimleri süratle aşılayın ve bu sistemi hemen başlatın. Mademki tüm sektör çalışanlarını aşılayamıyorsunuz bu modelde çalışmak isteyen otellerin personeline bu açılımı getirin. Devlet eğer ki bunların aşılanmasını finanse edemiyor ise, bu oteller ortak bir konsensüs oluşturarak bu sistemde olmak isteyen tesisler ile ortak hareket ederek en azından yaz sezonunda bu hareketi bu çerçevede bir nebze de olsa kurtarabilirler.
Bafra bölgesi bu tip açılım için bence bulunmaz bir alternatif olur. Ancak bu modele geçmek isteyen otellere de devlet en azından bir hafta konaklama yapılmasına müsaade etmeli. Üç günlük kalış süresi hiçbir yaraya merhem olmaz.
Bu sezonu da kaybetmek üzere attığınız her yanlış adımı bu satırlardan tüm kamuoyunun bilgisine getirmeye devam edeceğim. Doğru işler yapın, ülkenin menfaatine adım atın biz de sizleri alkışlayalım. Ancak sağlık üst kurulunun aldığı kararları eğer siz siyasi geleceğinizi düşünerek eleştirmiyor veya bunu değiştirmek için çaba sarf etmiyor iseniz, bu halk ve turizmden ekmek yiyen turizm emekçileri hiçbir zaman bu yapılanları unutmayacak. Kim olursanız olun doğruları söylemeye, yazmaya devam edeceğim. Bunu da bir yerlere not edelim. Turizmciler Covid-19`dan değil ama açlıktan ölecek haberiniz var mı ?
Turizm Hayattır.
Kapalı Devre Turizmi uygulayan oteller ve unutulan Bafra Destinasyonu
YORUM EKLE
YORUMLAR
Saçma sapan fikirler.Bu adada turizmciler sadece Bafra daki otellerde çalışanlar değil.Açılım olacaksa her yere olmalı.Eşeğin aklına karpuz kabuğu getirip yeni yeni turizm icatları çıkarmayın