Pelin YÜKSELAY
Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, ülkede değişim istemeyenlerin erken seçime karşı çıktıklarını söyledi.
“Erken seçim olsa da bu ülkede hiçbir şey değişmez” şeklinde görüş belirtenleri eleştiren Özersay, “Bu ülkede değişim istemeyenler, benzeri söylemlerle halkın umudunu kırmaya çalışıyorlar. Statükonun devamını isteyenler, “bir şey değişmez” diyerek insanların özgüvenini zedelemeye çalışıyorlar” dedi.
Özersay’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Soru: KKTC'de erken seçim tartışmaları yoğunlaştı. Siz öteden beri bunu istiyordunuz. Temmuz'da seçim olması halinde nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Cevap: Bu seçimden, halkın iktidarı çıkar, Halkın Partisi’nin tek başına iktidarı çıkar. Neden derseniz: Kıbrıs Türk halkı, bizi bu hale getiren ve hepsi birbiriyle aynılaşan Meclis’teki siyasi partilerin bu ülkeye bir şey veremeyeceğini deneyerek gördü. Yani halk yaşayarak, hepsine bu şansı verdi ama hepsi de hayal kırıklığı yarattılar. En sonunda UBP-CTP hükümeti de kuruldu ve aslında onun da bir sonuç vermeyeceği kanıtlanmış oldu. Özetle denenmeyen bir şey kalmadı. Artık halkın bir seçeneği var, o da Halkın Partisi’dir.
Soru: “Erken seçim olsa da bu ülkede hiçbir şey değişmez" diyenlere nasıl bir karşılık verirsiniz?
Cevap: Bu ülkede değişim istemeyenler, bu ve benzeri söylemlerle halkın umudunu kırmaya çalışıyorlar. Statükonun devamını isteyenler, “bir şey değişmez” diyerek insanların özgüvenini zedelemeye çalışıyorlar. Ama bu yaklaşımlar artık etkili olmaz, geçmişte kaldı. Kıbrıs Türk halkı kendine, kendi iradesine güvenmelidir. Zaten ülkenin dört bir yanına hiç durmadan ziyaretler yapıp vatandaşlarla konuşuyoruz.
“Halkın iktidarı, Halkın Partisi tarafından kurulacak”
Gördüğüm şey şudur: Artık kimse eski siyasilerin ne dediğine bakmıyor. Herkes herşeyin farkındadır, onun için istedikten sonra çok şeyin değişebileceğini ve bunun kendi elinde olduğunu herkes artık çok iyi biliyor ve bu türden söylemlerin etkisinde kalmıyor. Değiştirebileceğini, tek başına iktidar olacak gerçek bir alternatifin, yani Halkın Partisi’nin ülkedeki bu hukuksuzluğa ve adaletsizliğe, eşitsizliğe ve partizanlığa son vereceğini çok iyi biliyor. Halkın iktidarı, Halkın Partisi tarafından kurulacak.
Soru: Halka neler vadediyorsunuz?.
Cevap: Halka, halkın iktidarını vadediyoruz. Partizanlığa dayanmayan, hukuk kurallarının uygulanacağı, liyakata dayalı bir düzen vadediyoruz. Bakanlıkta, vekillikte, müsteşarlıkta, müdürlükte, kaymakamlıkta, yönetim kurulu üyeliklerinde işi bilen eğitimini alan ya da o konuda tecrübesi olan kişilerden oluşan bir yönetim vadediyoruz. Müşavirliklere ve devlet yönetiminde istismara son vereceğiz; performansa dayalı bir kamu yönetimi ile kamuda verimli çalışan, vatandaşın kaliteli hizmet alabileceği bir kamu yönetimi yaratacağız.
“Eğitimde kalitenin artacağı sistem vadediyoruz”
Eğitimde, devlet okullarında kalitenin artacağı bir sistem vadediyoruz. Yani dar gelirli vatandaşların, çocuğunu ya da torununu özel okullara gönderemeyen vatandaşların çocuklarına veya torunlarına devlet okullarında kaliteli ve düzgün eğitim hizmeti alacağı bir yapı kuracağız.
“Sağlıkta binalara değil, içindeki personele ağırlık vereceğiz”
Sağlıkta, binalara değil, bina içlerindeki doktorlara ve diğer sağlık personeline ağırlık vereceğiz. Gerçek anlamda bir randevu sistemine geçerek vatandaşlarımızı sıra numarası eziyetinden kurtaracağız. Bunu başarabilmek için normal çalışma saatleri içerisinde doktorların çalışmasını esas alacağız. Geç gelip, erken kaçmanın ve dışarıda ikinci iş yapmanın önlenmediği bir ortamda, kamudan yani devlet hastanelerinden hizmet alanların mutlu olması mümkün değildir. Kamuda vatandaşların ödedikleri sigortanın karşılığı olan sağlık hizmetini almalarını sağlayacağız.
“Çalışma yaşamının kurallarını uygulayacağız”
Çalışma yaşamının kurallarını uygulayacağız ve denetim yaparak özel sektör çalışanlarının haklarının korunmasını sağlayacağız. Özel sektörde sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımlarının yapılmasını, insanların yatırımlarının gerçek maaş üzerinden olmasını sağlayacak, kaçak işçi çalıştırılmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu konularda sıfır tolerans politikası uygulayacağız. Bunları yapacağız, çünkü kimseye bağımlı değiliz ve irademizi ipotek altına koymadık.
“Bet ofislerini kapatacağız”
Bet ofislerini kapatacağız. Ülkede artık mahalle aralarına girmiş olan ve okul yakınlarında da faaliyet gösteren bet ofisleri çok düşük miktarlarla oynamak mümkün olduğundan, bazı ailelerde ciddi bir yıkıma neden oldu, bunun sosyal bir yaraya dönüşmesini önlemek için bu konuda çekinmeden adım atacağız.
Soru: Vergi politikanız ne olacak?
Cevap: Vergi politikasını değiştireceğiz ve az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması yaklaşımını hayata geçireceğiz. Örneğin emlak vergisinde emlakin değeri üzerinden vergi alınmadığı için, havuzlu bir villa sahibi ile şehrin merkezinde basit bir konut sahibi de aynı vergiyi vermektedir. Oysa bu adil değildir.
Ülkede kayıt dışılığa karşı ciddi bir mücadele ortaya koyarak devletin bütçesine giren para miktarını artıracağız. Devletin bilgi olmadan yaz aylarında her hafta bir başka kişiye kiralanan ve adeta para makinası gibi kazanca neden olan turistik konutlar derhal vergilendirilecek. Bu kaçağın önlenmesi şarttır.
Soru: Türkiye’den önemli miktarda kaynak sağlanıyor. Bu konuda farklı politikalarınız var mı?
Cevap: Ekonominin büyütülmesi ve çevreye zarar vermeyecek şekilde bir kalkınma sağlanması temel hedefimiz olacak. Bu açıdan ülke ekonomisine kaynak girişini sağlamak üzere Türkiye’nin her yıl sağladığı miktarları proje bazlı kullanabilmek ve bu kaynakların geri dönmesini önlemek üzere bir proje ve şartname geliştirme birimi oluşturacağız. Bu birim belediyelere de hizmet verecek. Bu türden yatırımlar bazı yan sektörlere de canlanma getirecektir.
Esnaf, hayvancılık ve emlak
Küçük esnafın bir eziyete dönüştürmeden gerçek anlama desteklenmesi için KOBİGEM üzerinden somut bir adım atacağız. Hayvancılıkta esasen küçükbaş hayvan üretimine destek vereceğiz, gereksiz bazı teşvik uygulamalarına son vereceğiz. Gerçek anlamda hayvancı olmayıp bunu bir ikinci iş yapanlara ya da bu türden şahıslar adına hayvancılık yaparmış gibi görünenlere teşvik vermeyeceğiz. Ülkenin belirli bölgelerinde gençlerin yerleşmesi, ev sahibi olması için sadece arazi vermek yerine başlangıçta sınırlı da olsa ülke müteahhitleri ile istişare halinde sosyal konut projesini hayata geçireceğiz.
Soru: Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakerelerin tadı, tuzu kaçtı diyenlere katılır mısınız?
Cevap: Biz Halkın Partisi olarak artık Kıbrıs Türk halkının enerjisini ve konsantrasyonunu Kıbrıs müzakerelerinden ziyade ülke yönetimine, iç sorunlara döndürmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle bu yılın başından itibaren Kıbrıs konusunda açıklama yapmaktan kaçınıyoruz. Biz artık müzakere diye diye bizi yoran ve diğer taraftan da bizi aldatan bir siyaset istemiyoruz. Trafikten döviz patlamasına, çevre kirliliğinden SİT alanlarının ve turizm rezerv arazilerinin birilerine menfaat için verilmesine varıncaya kadar çözmemiz gereken gerçek sorunlarla karşı karşıyayız.
Ölü gözünden yaş beklemek
Kıbrıs müzakerelerinde Enosis kararının sadece bir kıvılcım olduğunu düşünüyorum. Yani aslında sıkıntı çok daha derinlerde bir yerde. İki taraf arasında ciddi bir güven bunalımı var ve daha da önemlisi çözüm, federasyon, iki-kesimlilik ve benzeri temel parametrelerden taraflar farklı şeyleri anlıyorlar. Bence müzakere sürecinden, özellikle Rum tarafı seçim yarışı sürecine girdiği için bir şey beklemek ölü gözünden yaş beklemek anlamına gelecektir. İnsanlar yine gereksiz yere aşırı şekilde umutlandırıldılar, şimdi gerçeğin aslında çözüme çok da yakın olmadığımız olduğu ortaya çıkınca hayal kırıklığı yaşayan çok oldu. Bu noktadan sonra asıl yapmamız gereken şey, iç sorunların çözümünü sağlayacak ciddi siyasi iradeye sahip bir hükümet kurmaktır. Bu da Halkın iktidarıdır, Halkın Partisi’nin tek başına iktidarıdır.
Güncelleme Tarihi: 05 Mart 2017, 10:26