banner564

‘İki yüzlülük var’

Eski milletvekili Kemal Havalı, siyasetteki tutarsızlığa dikkat çekerek “insanları goyun zannediyorlar” dedi

‘İki yüzlülük var’
banner598

Çiğdem AYDIN

Toplumcu Kurtuluş Partisi’nin (TKP) eski Lefkoşa İlçe Başkanı Kemal Havalı bir dönem milletvekilliği yaptı. Havalı, 2003 yılından itibaren de siyasetten çekildi. Parlamentonun bugünkü yapısını değerlendirirken, milletvekillerinin genelde parti başkanının isteğine göre hareket ettiğini vurgulayan Havalı, UBP ile DP arasındaki ittifak fiyaskosunun, siyasete olan güveni daha da azalttığını söyledi.

   Havalı “köye gelip kapı kapı dolaştılar ve ortak adaylarını tanıttılar. Üç gün sonra kavga gürültü ‘biz vazgeçtik’ dediler. Şimdi sorarım ben “a efendiler siz bu halkı goyun mu zannedersiniz”. Böyle rezillik, böyle siyaset olmaz”dedi.

   Kemal Havalı, Diyalog muhabirinin sorularını şöyle yanıtladı:

   Soru:Siyasete nasıl başladınız, neler yaşadınız?

   Yanıt: Ben kamu yönetiminden geldim.1990 yılında emekli çıktım ve Toplumcu Kurtuluş Partisi’ne (TKP) kayıt oldum. 1985 yılında üçlü kararname ile Çalışma Bakanlığına Bakanlık müdürü olarak atandım. 1990’lı yıllarında ilk önce Alayköy’de köy örgüt başkanı oldum ardından Parti Meclisine (PM) ve Merkez Yönetim Kuruluna (MYK) seçildim.1992 yılında Lefkoşa’da İlçe Başkanı oldum. 1998 yılında ise Lefkoşa milletvekili olarak parlementoya girdim. 2001 yılına kadar  da TKP’de görev yaptım. Bütçe Plan Komitesinde de görevlerim oldu. 2001 yılında partiden ayrıldım ve 16 ay bağımsız olarak milletvekilliği yaptım. 2003 yılından sonra da siyasetten çekildim. Ama tabi sade bir vatandaş olarak siyasi fikirlerimi paylaşmaya devam ediyorum.

   Soru:Bir dönem PEYAK’ın da Yönetim kurulu Başkanlığını yapmıştınız.

   Yanıt: Evet doğrudur. 1975 yılında Hazine Dairesinde göreve başladım.Uzun bir dönem de Koopertiflerde, Peyak, İhtiyat Sandığı Komisyonu Başkanlığı ve bir çok kurumda aktif görev aldım. Kıbrıs Türk Anme Memurları (KTAMS) yönetiminde de bulunarak sendikacacılık da yaptım.

   Soru: Şimdi ne yapıyorsunuz?

   Yanıt: Şu anda tamamen emekliyim çocukların dükkanları var ben de onlara Rum tarafından ithalat yapmaları için yardımcı oluyorum bağlantılarım aracılığıyla.

   Soru:Ekonomik durumunuz nasıl?. Nasıl geçiniyorsunuz?

   Yanıt: Ekonomik durumum iyidir. Milletvekiliğinden ve ayrıca sigortalardan da emekliyim.

 

Torun sahibi oldu

 

   Soru:Aile durumunuz nasıl?. Çocuklar, torunlar?

   Yanıt: Bakmakla yükümlü olduğum birileri yoktur ama üç çocuğum vardır onlarda evlendi ve kendilerini ekonomik açıdan kurtardılar.Torunlarım var.

   Soru:Son zamanlarda ciddi bir sağlık sorunu yaşadınız mı?. Yaşadıysanız ne tür sorunlar?..

   Yanıt: Sağlık sorunu yaşamadım. Herhalde bu konuda en şanslı benim ailede. Bugüne kadar hiç doktora gitmedim. Herhalde bunu da genetiğime borçluyum. Babam 99 yaşında rahmetli oldu. Halam 106 yaşındadır hala yaşar. Biraz onlara çektim galiba.

   Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?. Arayıp, soran oluyor mu?..

   Yanıt:Arkadaşlarımda azalma olmadı. Ben siyasal yaşamımda çok aktiftim. Ve birçok insan gece gündüz benim kapımı çekinmeden çalardı. Çünkü bizim toplumumuz samimidir. Bulunduğum makamlarda da ben her zaman çözebileceğim bir şey varsa mutlaka yardımcı olurdum. Hangi mevkide olursam olayam insanlar gelirdi bende geri çevirmezdim. Şimdi tabi emekli olunca ve karar sende olmayınca bu tarz insanlar çekildi. Ama gerçek dostluklarımda bir azalma olmadı. Bugün hala bazı insanlar beni biryede gördüklerinde ‘oo havalı sensin’ diye seslenirler.

 

Sevgi ve saygı azaldı

 

   Soru:Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz?

   Yanıt: 1998 yılında ben parlementoya girdiğimde en zayıf parlemento bizim dönemdir zannederdim. Bugün kendi inancıma göre bizden sonraki vekiller de saygı ve sevgiyi azalttılar. Bizim dönemimizde parlemento daha saygındı. Bundan çok üzüntü duyuyorum. Bana göre vekiller saygınlıklarını korumalıdırlar. Yanlışlara gelince benim dönemimdeki yanlışlar neyse hala devam ediyor ne yazık ki. Parlementoda bir Başkanlık cuntasıdır gidiyor. Yani parlemento, siyasi partilerin başkanları ile yönetiliyor. Bir parti muhalefette ise ve bir yasa geçecekse parti başkanı hayır derse o partinin tüm vekilleri hayır der, doğru olsa bile. Evet denilecekse yanlış gelse bile parti başkanı evet dediyse evet’dir. Toplum yararına değil partisel çıkarlara göre yasalar geçiyor. Tüm partiler sözde başka icraatta başka oluyorlar. Bunlar siyasi yanlışlardır.

    Son yapılan yanlışa bakın UBP ile DP ittifak kurmuş aldılar adamlarını geldiler köye dediler ki; ortak adayımızdır. Kapı kapı gezip tanıttılar, 3 gün sonra kavga gürültü ‘biz vazgeçtik’ dediler. Şimdi soarım ben ‘a efendiler siz bu halkı goyun mu zannedersiniz?’ Böyle rezillik , böyle siyaset olmaz. Hangi hakla gelip bu insanlardan bana güvenin diye oy isteyeceksiniz. İşte en somut örnek. İki yüzlü bir siyaset güdülüyor.”

 

Eşit iki toplum ve çözüm

 

   Soru:Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?..

   Yanıt: Kıbrıs Türkü bugün kendi varlığını koruyabilmesinin yolu çözümden geçer diye düşünenlerdenim. Burada Akıncı’nın bir sözü vardı onu hatırlatmak isterim ‘çözüm olsun da nasıl olursa olsun’ olmaz. Rumlar, en az kendileri kadar hak sahibi olduğumuzu bilmeli ve benimsemelidir. Bu düşünceye tamamen katılıyorum. Sayın Eroğlu geldiğinde negatif düşünüyordum ve umutsuzdum. Daha sonra beni bile umutlandırdı. Ama UBP’nin bir yemeğinde çıkıp da yaptığı konuşma sonrasında hüsrana uğradım. UBP ‘nin prensipleri doğrultusunda bir anlaşmadan söz etti. TV ‘deki konuşmasını dinledim ve şok oldum. Böyle iş olmaz. Eroğlu çözüm sürecinde bir umut vaad eder mi şimdi düşünüyorum. Yani bana göre talihsiz bir açıklama yapmıştır.

   Soru:Peki Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?

   Yanıt: Kıbrıs Türk tarafı şu anda ikiye ayrılmıştır. Bir Ankara kanadı, bir de 1974 öncesi buraya gelip Kıbrıs’a yerleşmiş olanlar. 1974’te gelenlerin çoğunluğu bir çözüm ister.Diğer kanat ise Ankara’dan gelecek olan işarete bakar.

   Soru:Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?..

   Yanıt: Bana göre iki toplumun da hasassiyetleri farklıdır bu konuda. Türkler için önemli olan kurulacak parça devlette güvenliği kimin nasıl sağlayacağı ve güç paylaşımının nasıl olacağıdır. Yani ben şimdi parça devletimde bir suç işlersem beni kim yargılayacak?  Rumların ise endişeleri bana göre toprak konusundadır. Çözüm konusunda varılacak olan bir anlaşmada toplumlar doğru ve anlaşılabilir bilgilendirilmelidir.  Eğer öyle olursa pek sorun yaşanmaz.

   Soru: Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?..      

   Yanıt: Bizim kabul edebileceğimiz bir çözümde huzur içinde yaşayacağım.

 

 

 

 

Yarın:Mustafa Hacıahmetoğlu

 

 

 

 

Güncelleme Tarihi: 26 Nisan 2014, 14:08
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474