Kıbrıs Türk ve Rum tarafının eski müzakerecileri Özdil Nami ile Andreas Mavroyannis, Politis gazetesine Kıbrıs sorunuyla ilgili demeç verdi.
Gazeteye göre "iki devletin, bazı kişiler pervasızca bir çeşit çıkış yolu olabileceğini savunsa da Kıbrıs’ın sonundan başka bir şey olmadığını" ileri süren Mavroyannis, bu tarz bir yaklaşımla Kıbrıslı Türklerin adadan özerk bir toplum olarak yok olacaklarını iddia etti.
Demecinde Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak iki tarafın niyetlerini yoklama yetkisine sahip olacak bir BM temsilcisi atanması çabasına da atıfta bulunan Mavroyannis, "Türk tarafının inatla itiraz ettiği, Rum kesiminin birçok caymada bulunduğu ve AB temsilcisi olarak büyük bir siyasi yetkilinin atanacağıyla ilgili 'saçmalıkların' ardından, Rum kesiminin en nihayet Kıbrıs sorununun BM ve BM Genel Sekreteri himayesi altında olduğunu anladığının görüldüğünü" söyledi.
“Hristodulidis’in AB’nin BM’nin yerini almayacağını söylediği” ifadesinin kendisine hatırlatılması üzerine ise Mavroyannis, Hristodulidis’in bunu uzun zamandan sonra söylediğine işaret ederek, Hristodulidis’in bu konuda herkesle dalga geçtiğini, bütün dünyanın da kendileriyle dalga geçtiğini kaydetti.
Mavroyannis, Avrupa Türk meseleleri ile enerji konusunun çözüm için yeni perspektifler sunacağını da sözlerine ekledi.
Nami: İki devlet çözümü gerçekçi değil”
Kıbrıs Türk tarafının eski müzakerecisi Özdil Nami ise demecinde özetle Kıbrıs Rum liderliğinin çözüm istemediğine dair tezini ifade etmesinin akabinde, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ileriye götürdüğü iki devlet çözümünün gerçekçi olmadığını ve bir fantezi olarak kaldığı görüşünü dile getirdi.
Durum böyleyken federasyon çözümünün de mevcut aşamada fanteziye benzediğini ifade eden Nami, Türk tarafının iki alternatif (iki devlet ve federasyon) için de hazır olduğunu ve Kıbrıslı Türklerin çoğunluğu açısından iki çözüm şeklinin de kabul edilebilir olduğunu savundu.
Nami, ancak iki çözüm şeklinden hiçbirinin Rum kesimi açısından kabul edilebilir olmadığını vurguladı.
Nami’nin gazeteye demecinde Kıbrıslıların hayatta kalmasıyla ilgili bir tehlikeden söz ettiğini de kaydeden gazete, Nami’nin mevcut statükonun kademeli olarak ilk önce Kıbrıs Türk toplumunun, ardından da Rum toplumunun yok olmasına yol açtığını söylediğini aktardı.
Demecinde 2017 yılına kadarki müzakere kazanımlarının güvence altına alınması ve korunması gerektiğinden de söz eden Nami, müzakerelerin en baştan başlayamayacağını, Crans Montana’da kaldığı yerden başlaması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Turkiyenin onayi omayan bir kibris cozumu hic bir zaman faydali olamaz ve devam edemez