Milletvekilleri Ayşegül Baybars ve Jale Refik Rogers, Halkın Partisi’nden istifa ettiklerini duyurdu.
Baybars ile Rogers’in yanı sıra 9. dönem Halkın Partisi Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu’nun da Halkın Partisi’nden istifa ettiği belirtildi.
Açıklamada, milletvekillerinin yanı sıra aralarında MYK eski üyeleri, kurucu üyeler, parti meclisi üyeleri ve ilçe örgütü üyelerinin de bulunduğu 64 kişinin de istifa dilekçelerini parti genel merkezine sundukları kaydedildi.
Baybars ve Rogers, Halkın Partisi’nden istifaları konusunda açıklama yaparak, halkın daha adil, demokratik, çağdaş bir yönetime kavuşması, hak ve hukukun korunması ve hak ettiği refah seviyesine ulaşması için her platformda mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
Açıklamada, “Kıbrıs Türk siyasetinde köklü bir değişim yaratmak, halkın iradesine dayalı yeni siyaset anlayışını ülkeye hakim kılmak ve yeni fikirleri öne çıkarmak için, yüreğinde memleket sevdası olan pek çok insanı ortak bir paydada buluşturmayı başaran Halkın Partisi, son dönemlerde ilkelerinden ve hedeflerinden uzaklaşmış, kendi içinde birlik ve bütünlüğü sağlayamaz, toplum yararına politikalar üretemez duruma gelmiştir” ifadeleri kullanıldı.
Açıklama şöyle:
“Bizler, ilkelerinin ilk günkü kadar önemli olduğuna inandığımız partinin sürüklendiği bu kötü durumun aşılması, birlik ve bütünlüğünün yeniden sağlanması, ortak akılla yeni düşünceler üretebilmesi ve kurulduğu ilk gün ortaya koyduğu hedeflere doğru yeniden emin adımlarla yürüyebilmesi için elimizden gelen tüm yapıcı çabayı ortaya koyduğumuza inanıyoruz.
Ancak, parti yönetimindeki bazı gruplar, son genel seçimlerde halkın verdiği açık mesajdan ders çıkarmak, samimiyetle özeleştiriler yapmak ve sorumluluğu ortakça paylaşmak yerine, sorumluluktan kaçma yolunu seçmiş ve ortaya konan tüm iyi niyetli çabaları görmezden gelmiştir.
Mevcut sorunlar yetmezmiş gibi, partinin ihtiyaç duyduğu örgütsel yapılanmanın güçlendirilmesine, mecliste halkın bize yüklediği muhalefet görevinin layığı ile yerine getirilebilmesine, tarihte görülmemiş ekonomik ve siyasi krizlerin yaşandığı ve mücadelenin her platformda yükseltilmesine ihtiyaç duyulduğu bir zamanda, Parti Başkanı "sine-i millet" konusunu gündeme almış, partide sağlıklı bir tartışma ortamı yaratılmadan, halkın ve parti tabanının görüşlerine başvurulmadan, bir oldu bittiyle kararı uygulamaya sokmuştur.
Üzülerek belirtmeliyiz ki, sürecin daha en başında ortaya koymuş olduğumuz tüm endişeler gerçeğe dönüşmüş, sine-i millet kararı toplumda bir karşılık bulmadığı gibi, parti içi çözülmeyi ve kutuplaşmayı had safhaya çıkarmış, bu da yetmezmiş gibi bu konuda farklı düşünenlere karşı ihraç kararları çıkarılmış, yönetimden atılmış, parti dağılma sürecine doğru sürüklenmiştir.
Siyaset uzun soluklu bir mücadeledir. Halkımızın daha adil, daha demokratik, daha çağdaş bir yönetime kavuşması, hak ve hukukun korunması ve hak ettiği refah seviyesine ulaşması için her platformda mücadeleye devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
Bu vesile ile siyaseten yürütülen tüm mücadelelerde bizimle birlikte omuz omuza yürüyen, destek veren, güç veren ve bugünlere gelinmesinden üzüntü duyan ve düşüncelerini samimiyetle ortaya koyan tüm arkadaşlarımıza teşekkürü bir borç biliyoruz.”
*****
Halkın Partisi, Rogers ve Baybars’ın istifa kararını değerlendirdi:
Geç bile kaldılar
Halkın Partisi'nden (HP) Jale Refik Rogers ve Ayşegül Baybars’ın istifasıyla ilgili yapılan değerlendirmede, “Halkın Partisi sayesinde milletvekili olan bahse konu isimler kendi partileri tarafından alınmış olan karara uymadıkları gün siyaset ahlakı gereği zaten Halkın Partisi’nden istifa etmeliydiler. Yani bu istifa altı ay önce gerçekleşmeliydi, geç bile kalmışlardır” denildi.
Açıklamada “Kendi partisinin kararlarına uymayan ancak bu davranışları karşısında disipline sevk edildiklerinde de kendi partilerini mahkemeye veren bu kişiler ile Halkın Partisi çok uzun süre önce zaten yollarını ayırmıştı” denildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Kimse partide günlerce, saatler süren toplantılar sonucunda demokratik oylamayla alınmış olan kararlara uymadığı için disipline verildi diye onca emekle kurulan partinin itibarını zedeleyecek davranışlar içerisine giremez. Gerek bu iki ismin, gerekse çoğunluğu partimize kendileri tarafından üye yapılan ve uzun süredir faal olmayan akraba ve yakın arkadaşlarının partimizden ayrılmaları şaşırtıcı değil, sadece geç kalınmış bir adımdır.
Hiç kimse, milletvekili de olsa, partinin yetkili karar organlarındaki seçilmiş üyelerinin kolektif iradesinin üzerinde değildir. Kimse parti kararları içerisinden beğendiklerine uymak, beğenmediklerine uymamak gibi bir lükse ya da ayrıcalığa sahip değildir.
Meclis’ten çekilme şeklindeki parti kararına rağmen Meclis’te kalarak ve üstelik de sanki Halkın Partisini temsil ediyormuş gibi davranmaya devam ederek kendilerini bu noktaya getiren ve kamuoyunda bir isim olmalarını sağlayan Halkın Partisi’nin itibarına da, alınan sine-i millet kararına da zarar vermişlerdir.”
HP’den yapılan açıklamada, “Açıklamalarında dile getirdikleri gibi ilkelere gerçekten ve samimiyetle bu kadar çok önem veriyor idiyseler Halkın Partisi sayesinde elde ettikleri milletvekilliği makamını hiç tereddüt etmeden bırakmayı göze alırlardı” da denildi.