Hakan YILDIRIM
Kuzey Kıbrıs son yılların en kurak dönemini yaşıyor. Yeterli yağışların olmaması ve kuyuların da kuruıması nedeniyle geçimini çiftçilikle sağlayan binlerce üretici kara kara düşünüyor.
Ülkenin en kurak bölgelerinden Mesarya’nın ortasındaki Türkmenköy sakinleri de susuzluğun vurduğu köylerden biri. Muhtar Ayşe Karol, Türkiye’den gelen suyun aylardan beri denize akıtılması nedeniyle büyük üzüntü duyduklarını belirtirken “bu suyu biz idare ederiz” diyenlere “siz kuyuları bile idare edemediniz” sözleriyle cevap veriyor.
Gerek tarımda, gerekse sosyal hayatta su konusunda ciddi sorunlarla karşılaştığını dile getiren Türkmenköylüler, Türkiye’den gelecek olan suyun önemine vurgu yapıyor.
Diyalog’a konuşan bölge sakinleri, 2016’da umduklarını bulamadıklarını, geçen yılları arar duruma düştüklerini, en büyük sorunlarının kuyulardaki suyun bitmesi olduğunu aktardı.
“Kuyularda su kalmadı”
Köyün muhtarı Ayşe Korol, Türkmenköy’ün nüfusunun 830 olduğunu, bir kısmının memur, diğer kesimin ise bahçecilik ile uğraştığını dile getirdi.
“Her bölgede olduğu gibi bizi köyümüzde de büyük sıkıntılar var” diyen Korol, bu sorunları çözmeye çalıştıklarını, kimini çözdüklerini, kimini ise hala daha çözmeye devam ettiklerini dile getiriyor.
Ayşe Korol’a göre köyün en büyük sorunu su. Korol, su ile yaşadığı sıkıntıları şöyle anlatıyor:
“Köyde enginar üretiliyor, bununla ilgili sıkıntılar meydana geliyor. Arpa ekilir gibi enginar ekildi. Enginar 9 ay su ister, hangi su ile sulayacaksın? Su rezervlerinin bitmeye başladığı bilgisini aldık. Yaptığımız toplantılarda kuyu izni verilmemesi yönünde karar alındı, ama hiçbir şey yapılmadı. Bir süre kimseye izin verilmedi. Sonrasında enginarcı su aradı, buldu, büyük rakamlara satıldı. Şimdi Türkiye’den su geldi.
Türkiye’den gelen suyu sadece bize yollasalar yine yetmez, rezervleri tükettiler.
Her geçen hükümet yandaşlarına temizleme izni verdi. Kuyulara temizleme izni alındı, amaç satmaktı. Şimdi kuyularda su yok. Kuyuları tek tek sattılar. Çare bulsunlar isterim ama imkansız. Bir diyorlar ki Türkiye’den gelen suyu biz idare ederiz.” Sen neyi idare edeceksin? Sen kuyudaki suyu idare edemedin, Türkiye’ den gelen suyu mu idare edeceksin?
Su ile ilgili yaşanan sıkıntı sadece tarımda değil. Köyün futbol sahası da susuzluktan sertleşmeye başladı. Her ne kadar kulüp tankerler ile su taşısa da bu durum taşıma suyu ile değirmen döndürmeye benziyor.”
Gaziler: Yetkililer sesimizi duymalı…
Türkmenköy Aydın Spor Kulübü Başkanı Özkan Gaziler, birçok sorunlarının olduğunu, bunun başının ekonominin çektiğini dile getiriyor. Maalesef çok sorunumuz var” diyen Gaziler şöyle diyor:
“Biz burada çocuklara forma yapacak durumda değiliz. Sponsor bulmakta zorlanıyoruz. Bunun yanında saha ve tesiste sorunlar var. Kendi imkanlarımızla saha yaptık, su sıkıntısı yaşıyoruz. Bölgede enginar yetiştiriciliği yapılıyor, bol su kullanılıyor, böylelikle sularsa ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Kuyu konusunda girişimlerimiz oldu ama izin verilmiyor. Burada en az 120 sporcu hizmet alıyor. Amacımız çocukları kötülüklerden korumak. Uyuşturucu aldı başını gidiyor. Çocuklara futbol aşılıyoruz, amacımız kötü alışkanlıklardan kurtarmak. Suyu tanker ile taşıyoruz. Daha köklü bir çözüm lazım. İlgilenirlerse daha iyi olacak.”
Necip: Gençler işsiz
Her bölgede olduğu gibi bu bölgenin de bir başka sorunu işsizlik. Asım Necip isimli vatandaş ise, “Ülkede üretim yok, işsizlik var..” diye serzenişte bulunurak, yetkilileri göreve davet ediyor.
Necip, sorunların çözümünü müzakerelerde çözüm ile sonlanacağını düşünüyor. Bununla ilgili de şu ifadelere yer veriyor:
“Zemin hazırlamak zorundalar. Sürekli Anavatanımızdan para beklemesinler. İş yapsınlar. Eğer yapmazlarsa gelecek nesil bir şey bulmaz. Benim iki çocuğum var, oku diyoruz, okudular, şimdi zenginlerin yanında çalışıyorlar. Ülkeyi sağlam tutalım, eğer tutmazsak bütün gençlerimiz zenginlerin ayaklarının altında çalıştıracaklar. Bu gidişat iyi değil. Uyanık olmamız şart. Kıbrıs’ta Amerika, Türkiye, Yunanistan ağırlığını koyarsa çözüm olur. Bu güçler isterse 2 ayda bu iş çözülür. Bu halka acısınlar.”
Ahmet Korol: Patates bereket değil, dert oldu
Patates üreticisi Ahmet Korol, şimdiye kadar sökülen patatesin verildiğini ancak fiyatın belli olmadığını dile getirdi. Korol, hükümete hem sıkıntılarını anlattı hem de diyalog medya aracılığı ile mesaj gönderdi.
Korol şöyle dedi:
“Hükümet Baba gibidir. Baba evini muhafaza ederse herkesi memnun eder, bizim hükümetin bizi hiç düşündüğü yok. Türkiye’ye gider, Türkiyede olmadığı zaman patates satılır, olduğu zaman geri döner. Patatesler, Türkiye’ye gitmeden önce Kıbrısta kontrol edilsin, geri dönme şansı olmasın. Geri dönünce en az 4000 TL zarar var. Bu sene söktük, Tüccara verdik, fiyatını sorduk, kaça giderse ben sana paranı vereceğim diyor. Öyle olur mu? Her şey pahalı. Hükümet koltuk kavgası etmesin, sağlam dursun. Kıbrıs’ta patates varken, dışardan getirmek de neyin nesi.”
Güncelleme Tarihi: 01 Mayıs 2016, 09:38