Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve destek veren örgüt, siyasi parti ve sendikalar Disiplin (Değişiklik) Tüzüğü’ne karşı pazartesi günü itibarıyla “eylem ateşini yakacaklarını” duyurdu.
Örgütler, tüzükte yapılan değişikliklerin hükümet tarafından geri çekilmemesi halinde eylemlilik sürecinin devam edeceğini ve genel grev dahil olmak üzere her türlü mücadeleyi vereceklerini açıkladı.
Eylem takvimi ve programının örgüt temsilcilerinin yapacağı toplantının ardından duyurulacağı kaydedilerek, tüm halka mücadeleye katılım ve destek çağrısında bulunuldu.
KTÖS ve KTOEÖS, destek veren örgüt, siyasi parti ve sendikalarla birlikte “gericiliğe ve dayatmalara karşı yeni yol haritası”nı duyurmak amacıyla KTOEÖS binasında ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında ilk sözü alan KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, toplumda kamplaşma ve cepheleşme yaratmak amacıyla suni bir gündem oluşturulduğunu savundu.
Mücadele sürecek
Ardından söz alan KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, ortak basın açıklamasını okudu.
Açıklamada, 8 Nisan’da öğretmen sendikalarının; elliden fazla örgüt, sendika ve siyasi partinin katkı ve desteğiyle düzenlediği eylem ve mitinge katılarak, çocuklarını düşünen, eğitime ve toplum yapısına sahip çıkan herkese teşekkür edildi.
“Anayasa’ya, Milli Eğitim Yasası’na, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı bir tüzük, laik eğitim, laik toplum yapısı talebinde bulunulurken, bu iradeyi yok sayıp karar üretenlere” geçit vermeyecekleri vurgulanan açıklamada, “Sonuna kadar hep birlikte mücadeleye devam edilecektir.” denildi ve şöyle devam edildi:
“Pazartesi gününden itibaren eylem ateşini yakacak, halkının iradesine rağmen eğitimde gericileştirme darbesi anlamına gelen Disiplin Tüzüğü'nde yaptığı değişikliği Bakanlar Kurulu ya da hükümet geri çekene kadar bu ateş söndürülmeyecek, genel grev de dahil her türlü mücadele sürdürülecektir.”
Açıklamada, ayrıca, “okullarda verilen mücadelede öğretmenlere baskı, tehdit veya şantaj yapılması durumunda Eğitim Bakanlığı ve hükümetin örgütleri karşısında bulacağı ve doğacak sonuçlardan birincil sorumlu olacağı” ifade edildi.
Tüzüğün Anayasaya, Anayasadaki lâiklik ilkesine aykırı olduğu için niye Yargıya, Yüksek Mahkemeye başvurmuyorsunuz? Yoksa Erdoğan Külliyeye Mahkeme binası yaparak burdaki Yargıyı da mı ipotek altına aldı?