Çiğdem AYDIN/ Pelin YÜKSELAY
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Asım Akansoy’un, Guterres Çerçevesi’nin ‘Tek yanlı müdahale hakkı içermediğine’ ilişkin açıklamasının ardından Diyalog’a konuşan; Ulusal Birlik Partisi (UBP), Halkın Partisi (HP) ve Demokrat Parti (DP) milletvekilleri, böylesi bir çözüm şekline “Hayır” diyeceklerini söyledi.
UBP milletvekilleri Faiz Sucuoğlu ve Hasan Taçoy, Oğuzhan Hasipoğlu, HP milletvekilleri Hasan Topal, Gülşah Sanver Manavoğlu ve Erek Çağatay ile DP milletvekili, Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu, Türkiye’nin garantörlüğü ve müdahale hakkının devamını istedi.
Milletvekiller ne dedi?
Hasan Topal: Türkiye’nin garantörlüğünün veya müdahale hakkının olmadığı bir anlaşmaya kesinlikle evet demem. Müdahale hakkının olmayacağı bir zemine evet dememiz doğru değildir. Kıbrıs Türk Toplumunun ezici bir çoğunluğu da bu görüştedir. Garantörlüğün olmadığı herhangi bir anlaşma metni toplum tarafından kabul edilmez.
Oğuzhan Hasipoğlu: Biz UBP olarak daha önce Guterres belgesinde bu maddenin olduğunu söylemiştik ve kesinlikle karşı çıkmıştık. Bugünde fikrimizde bir değişiklik yoktur. Kesinlikle Türkiye’nin müdahale hakkının veya etkin ve fiili garantisini sulandırılabileceği bir anlaşma metnine cevabımız hayırdır”
Erek Çağatay: Garanti sisteminin müdahalesiz hiçbir anlamı yoktur. Bu konuda bir parti kararımız yoktur ama ben Erek Çağatay olarak parti başkanımızın da zaman zaman ifade ettiği gibi garanti sistemi konuşulabilir belki şekli de değişebilir ama eğer içerisinde müdahale yoksa bunun da bir anlamı yoktur. Böyle bir çerçeve veya anlaşmayı kabul etmiyorum.”
Faiz Sucuoğlu: Türkiye’nin garantörlüğünün veya müdahale hakkının olmadığı bir anlaşmaya kesinlikle tavrımız ret olur ve çok sert tepki gösteririz. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin olmadığı veya sulandırıldığı hiçbir anlaşmaya evet diyemeyiz. Bu bir parlamentere veya bir siyasi partiyi ilgilendiren bir konu değil, bu tüm Kıbrıs Türk halkını ilgilendiren can ve mal güvenliği konusunda tek güvencemiz olan anavatan Türkiye’nin de konusudur. Asım Akansoy bir parlamenter olarak yaptığı bu açıklama hepimizi üzmüştür. Aldığım duyum kendisinin şahsi düşüncesi olduğu yönündedir fakat CTP’de bu görüşteyse bir açıklama yapmalarını bekliyorum. Bizim tavrımız kesinlikle bu konuda nettir. Böyle bir şeye onay vermeyiz.
Fikri Ataoğlu: Ne demek Türkiyesiz bir çözüm? Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin sulandırıldığı ya da olmadığı herhangi bir anlaşmaya evet demem. Kimse demez. Türkiye bizim ana damarımız, can damarımız. Can damarı kesilen bir insan yaşayabilir mi? İşte Kıbrıs Türkü’de Türkiye’nin güvencesi olmadan güvende olamaz. Herkes bunu bilmelidir. Gerçekleri görmeliyiz. Böyle bir şeye karşı tepkim elbette sert olur.
Gülşah Sanver: Rum tarafı tabi ki Türkiye’nin müdahalesiz bir anlaşmanın içerisinde yer almazını zorlar. Çünkü niyeti başka. Rum tarafının bu anlaşmayı yapma gibi bir niyeti olsaydı daha farklı bir tavır içerisinde olurlardı. Eğer Türkiye’nin müdahale hakkının olmadığı bir şekilde ise tabi ki kabul edilmemesi lazım. Bugün Rum tarafında korkunç derecede bir silahlanma ve askeri gücü vardır. Bu beni ürkütüyor. Eğer kötü bir niyet yoksa Türkiye’nin müdahale hakkı olmasına itiraz etmemeleri lazım. Bana göre herkesin tüm yetkililerin ve halkın Rum tarafındaki bu korkunç silahlanma ve askeri gücü düşünmesi gerekir.”
Hasan Taçoy: Ben böyle bir çerçeveyi kabul etmem ve Sayın Akıncı’nın da daha önceden bu çerçeveyi kabul ederek yapmış olduğu görüşmeleri kabul etmediğimizi söylemiştik. Özellikle son Crans Montana’da yapılan görüşmelerde Sayın Cumhurbaşkanı her ne kadar garantileri ayrıca görüşmeyeceğim deyip de girmiş olmasına rağmen orada garantilerin görüşüldüğü ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin konuşulduğu bir ortamın içerisinde ayrı masa kurduğu da aşikardır. Onun için bu çerçeve kesinlikle kabul edilemez. Biz KKTC’de yaşayan insanlar olarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini istiyoruz ve onların burada sürekli kalmalarını.