Pelin YÜKSELAY
Kuzey Kıbrıs’ın tanınmış mali uzmanlarından, Vergi Dairesi eski müdürü Göksel Saydam, dövizdeki artış nedeniyle vatandaşların alım gücünün giderek azalacağını ve borç taksitlerinin ödenmesinde ciddi sıkıntıların yaşanacağını söyledi.
Mali müşavir Kemal Batmazoğlu da Diyalog’a yaptığı açıklamada Türk Lirası’nın son 6 ayda yüzde 40 değer kaybettiğini belirterek, harcamalarda dikkatli olunmasını tavsiye etti.
İşte görüşler:
Murakıp Göksel Saydam:
Dövizin yükselmesiyle oluşan zorlukları 4’e ayıralım. İlki, dövizin yükselmesi piyasadaki ciroyu yani dönen parayı ‘alışverişi’ azaltacak. İkincisi bu azalma dolayısıyla devletin gelir vergisi azalacak. İnsanlar kar elde edemeyince vergi miktarları düşecek çünkü. Üçüncüsü bankalarda borcu olanlar, ödeme zorluğuna girecek. Doğal olarak alacaklılar da zorluğa düşecek. Öte yandan bankalarda da donuğa düşmüş kredi miktarları çoğalacak ve sonuç olarak mahkemelerdeki davalar artacak. Döviz yükselmesinin önüne geçilmezse ki geçilebilir görülmüyor, bizim devletimizin bu konuda alabileceği hiçbir önlem yok, bu etkiler görülecek ve bu etkiler, zamanla daha da hissedilir olacak.
Özellikle buradan ticaretle uğraşan kişilere bir uyarım var. Ticaretle uğraşıyorsanız gerekli stoğu hemen şimdi yapın. Döviz daha da artacak ve durum daha da zorlaşacak. Gerekli stok şimdi şu an yapıldığı takdirde ticaretle uğraşanlar en azından bir süre dövizin yükselmesine yenilmeyecek.
Bankalara kredi borcu olanlara ya da kredi çekenlere de söylemek istediğim şeyler var. Bizim bankalarda tüketiciyi koruyan net faiz yasamız yoktur. İki taksit ödemediğinde o iki taksitin faizinin de faizi hesaplanır ve size geri döner. Biz buna mürekkep faiz deriz. Açıkçası bir tek bizim ülkede var bu moda. İki tane faiz hesaplama yöntemi vardır. Biri azalan bakiye. Ödersin, ödedik sonra faizin de düşer. Diğer yöntem ödersin, faizin de düşer ama sana 3 aylık bilançoda ödenmemiş faizin varsa eğer, onu anaparaya ekleyerek senden alır. Bir de şu var. Alınan borcun faizi, borç miktarını ne kadar geçebilir? Başka ülkelerde borçlanılan paranın faizi, alınan paranın belli bir katını geçemez. Biz de bu da yok. Faizler aldı başını gider. Sterlinle ev alıp da bugün taksitini ödeyenler, artan ana para ile boğuşmakta. Sebebi de bunlar.
Bankadan kredi çekecek olanlar çok dikkat etmeli. Türkiye’de kredi çekmeye gittiğinizde size kredi onaylandıktan sonra imzalayacağını kağıtları önceden verirler ve okumanızı sağlarlar. Bu kağıtlar belli bir yazı tipinde ve belli bir büyüklükte olur. İşte o kağıtlarda tüm bunlar yazar. Faizler vs. Hani bizde hangi bankada böyle bir uygulama var? Krediyi çekersiniz, arka arkaya okumakta güçlük çekeceğiniz boyutta kağıtları önüne koyarlar ve imzalarsınız. Hatta kimileri var ki bu imza sürecini ‘hadi’ diyerek hızlandırır da. İşte tüm bunların sebebi bu faizlerdir.
Benim tavsiyem şu. Şu an ekonomik bir tsunami içerisindeyiz. Bu bir doğal afettir. Kimse ‘aman böyle yaparsam kurtulurum, böyle edersem şu olur’ diye kandırmasın. Toplumun geneli tehdit altında. Harcamalarınızı tutumlu yapın. Gerçekten acil olmayan harcamalardan kaçının. Aksi halde durumumuz hiç iç açıcı değil. Toplum çıkmaza sürükleniyor.
Kemal Batmazoğlu:
“Bizim insanımızın kazancı hep Türk Lirasıdır. Bizim murakıp olarak hizmetlerimiz de Türk Lirası iledir. Şunu görmekteyiz; müşterilerimizin alım gücü her geçen gün düşüyor. Ülkeye giren ham maddelerin fiyatları döviz üzerinden olduğundan bu kez maliyetler yükselir ve bu da vatandaşa zam olarak yansır. Üniversiteler mesela döviz üzerinden. Bazı üniversiteler Türk Lirasına geçti ancak bunun ne kadar faydası olur? Bunun yanında özel okullarda hep döviz üzerinden. İnsanlar artık özel okulları daha az tercih eder olacaklar. Gereksinimler ötelenecek. Şu an zorunlu ihtiyaçlar bile ötelenmekte. İnsanlar çoğu şeyini karşılayamaz duruma geldi. Asgari ücret dün itibariyle yüzde 11 oranında arttı. 6 ayda yüzde 11’lik artış. Ancak bu 6 ayda döviz yüzde 40 arttı. Alım gücü her ay için kademeli olarak aşağıya iniyor. Nereye kadar dayanacak insanlar? Bu tabi sadece özel sektör için de değil. Memur da aynı şekilde. Maaşlar artık cepte eriyor. Bu kez esnafa para akışı kesiliyor. İnsanlar alışveriş yapamıyor, alım yapamıyor çünkü bu kez esnafa düşen pay azalıyor ve kepenk kapatmalar başlıyor. İnşaat sektörü de öyle hep daha geriye gidiyor. Maliyetler çok yüksek, doğal olarak fiyatlar da yüksek. Zor bir dönemden geçiyoruz.
Benim vatandaşlara tavsiyem zorunlu olmadıktan sonra asla ama asla borçlanmayın. Eğer borçlanmak zorundaysanız da uzun vadeli Türk Lirası borçlanın. Aksi takdirde durum daha da içinden çıkılamaz bir hal alabilir.