banner564

Ekonominin beklentisi aşılama ve turizmde açılım

Reha ARAR - yorum

Ekonominin beklentisi aşılama ve turizmde açılım
banner598

Ne mutlu ki aylar sonra bugün ki yazıma Covid-19’un kötü tablosuyla başlamıyorum. Vaka sayıları; aşılamanın artmasıyla biraz da havaların ısınması nedeniyle azaldı. Halen ülkenin en önemli ekonomik kaynağı olan turizmde ise maalesef belirgin bir program uygulamaya geçemedi. Bakanlar Kurulu kararlarını haftalık olarak alıyor ve duyuruyor. Bu bizim ülke için alışagelmiş bir metot fakat şunu bilmeliyiz ki turiste hizmet verecek isek çok önceden, bir iki ay gibi kararlarımızı, uygulamalarımızı bildirmek zorundayız. Şuan da sezonun en yoğun ayı olan Temmuz ayında Türk Hava Yolları’nın direkt uçak sayısı 4, 4 saatten 8 saate çıkan uçuş süreleri ile aktarmalı uçuş sayısı yine 4 ile sınırlı. Diğer havayollarını da sayarsak belki ihtiyacın bir kısmını karşılayabiliriz. 
Bugün için ülkedeki turistik tesislerin yarıya yakını halen açılmadı. Bildiğiniz gibi bu ay Kıbrıs’ın en güzel ayıdır. Uzun süredir evlerinde neredeyse hapis olan yerel halk en küçük imkânda başta Karpaz olmak üzere sayfiye yerlerini dolduruyor ve nefes alıyor.
Turist kuş gibidir!
 
Eğer biz belli tedbirleri turistler için kolaylaştırmazsak bu yıl turist beklemeyelim. Hürriyet gazetesinde, geçen hafta yayınlanan “Elektronik kelepçeli tatil” başlıklı yazının, ülke turizmine müspet mi yoksa menfi mi? Etki yaptığını tam söyleyemiyorum. O gün ve ertesi gün özellikle Türkiye‘nin büyük şehirlerinde yaşayan dostlarımızdan ve eski misafirlerimizden çok telefon aldım: “Rakamlar çok büyük değil, bu kadar endişeleniyorsunuz acaba bilmediğimiz bir olay mı var?“ diye soruyorlardı. Bileklikler bence artık görevini tamamlamıştır. Sayıların böylece azaldığı, hastane yataklarının boşaldığı, sağlık personelinin nefes aldığı bir dönemde tek ihtiyacımız ekonomiği kalkındırmak. Aksi takdirde ekonomik çöküntü hastalığını, Covid-19 kadar çabuk ve süratli tedavi edemeyiz. Ne acıdır ki bu hastalık pansuman yaparak da geçmez. Bugün bunun en bariz misalini Anavatan Türkiye’de yaşıyoruz.
Aşı konusuna gelince 
Şu anda Cumhurbaşkanımızın ve Hükümetimizin üzerinde en çok duracağı konu; ülkemize aşının planlı bir şekilde gelmesini sağlamak
“Taşıma suyla değirmen dönmez” diye bir atasözü vardır. Bütün okuyucularım bunu bilir. Bizim de ülke olarak hem Avrupa Birliği’nden hem de Türkiye üzerinden, bizzat aşı imalatçılarından aşı temin etmemiz gerekir. Zira sonbahar mevsiminde ki bir atakta elimizde yeterli miktarda aşı stoku yoksa bu sefer ileri yaştakiler sıkıntıya girecektir. Çünkü rapel  (tekrarlama) süresi yaklaşmaktadır. 
Esnaf kapalı, turizmden hiç istifade edemiyor
Kapalı devre turizm şekline devam edecek isek burada esnafı da düşünmemiz ve ilave tedbirleri beraberinde getirmemiz gerekir. Bulaş sayıları ve esnafın durumu ile ilgili bir analize rastlamadım. Eminim ki Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu gündemine bu konuyu alırsa ekonomiye bir katkısı olur. Son söz; maske, mesafe, hijyen üçlüsünü daha uzun bir süre terk etmememiz gerekecek. Bizde denetim çok etkin olmadığı için halkın kendi kendini denetlemesi çok önemli. Babanın ve annenin çocuklarını, Müdürün yanında çalışanları, Devletin polisinin herkesi denetlemesi gibi. (Editör: Hatice DALAN)  

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473