banner564

Eide, olumlu mesajlar verdi

Eide, Kıbrıslı Türk ve Rum liderler arasında ‘iyi bir kimya’ olduğuna inanıyor

Eide, olumlu mesajlar verdi
banner598
   BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, Politis gazetesinin “Liderler arasında güven var mı?” sorusunu yanıtlarken, “ evet iyi bir kimya var” dedi ve şu örneği verdi:
   “Sayın Mavroyannis’in eşinin cenazesine katıldığımda Sayın Özersayın da orada olması olumludur. Önemli konularda uzlaşmazlık olsa da kişisel bir ilişki var. Eğer iki taraftaki liderlikler, ortak bir sorunun sadece ortak bir çözümünün olabileceğinde uzlaşıyorlarsa, o zaman bir tarafın diğerine yardım etmesi gerektiğini anlamalıdırlar.”
   Eide, Politis gazetesinde yer alan söyleşisinde “Kıbrıs’ın, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü yüzünden birçok fırsatı kaçırdığını” vurguladı.
   Eide’nin diğer sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
   “Soru: Dini liderlerin ve işadamlarının liderleri geçerek, aralarındaki sorunları çözüyor gibi görünmeleri ilginçtir..
   Yanıt: Bu izlenim bende de var. Ticaret Odalarıyla gerçekleştirdiğim görüşme, bugünkü durumda fonksiyonel olarak nasıl çalışacakları konusunda pratik fikirleri olması sebebiyle özellikle önemliydi. Şu anda Kıbrıs, çözümsüzlük sebebiyle fırsatlar kaçırıyor. Orta Doğu’nun karmaşa içerisinde olduğu ve birçok şirket, güvenli yatırım merkezleri aradıkları bir sırada, Kıbrıs buna uygun olabilecekken, siyasi risk sebebiyle birçok yatırım gelmiyor. Kimse gelecekten emin olmadığı için atıl durumda olan limanlar ve araziler de var. Liste uzun. PRIO tarafından hazırlanan ve bu tartışmanın temellerini belirleyen, yeterince iyi olmasına karşın daha da geliştirilebilecek bir rapor bulunuyor. Bu konuda Dünya Ekonomi Formu’nun katkısı olmasını umuyorum.

Soru: Çözümün parametrelerinin onlarca yıldır az-çok biliniyor olmasına karşın, Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmasının sebebinin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Yanıt: Çözümsüzlük bir şekilde kurumsallaştı. İki taraf da resmi olarak çözümsüzlüğü kabul edilemez varsaysa da, bu durum, müdahil tarafların stratejik düşünmelerine imkan vermeyecek şekilde pratikte devam etti. Ayrıca, 2004 yılında Annan Planı büyük beklentiler yaratsa da, reddedilmesinin ardından Kıbrıs sorununda, hem uluslararası alanda hem de belki burada da yorgunluk yarattı. Ancak bir an gelir ve daha uzun süreli sorunlar bile biter. Örnek olarak, Norveç ile SSCB-Rusya arasında 40 yıl sürdükten sonra çözülen deniz sınırı sorununu verebiliriz.

Soru: Müzakerelerde, liderliklere ve basın organlarına çarpıtmalar yapma imkanını veren bir şeffaflık eksikliği var. Bu sorun nasıl aşılabilir ve toplum müzakerelere nasıl müdahil olabilir?

Yanıt: Mümkün olduğu kadar açık olduğumuz bir gelenekten geliyorum, ancak İskandinavyalıların bile bazı sırları vardır. Süreçte şeffaflık olması önemlidir ve bu yönde hareket etmeye çalışacağım. Ancak, sonuçta benim müzakerelerim olmadığı için bu bizzat liderlere bağlıdır. Genel olarak bir toplumun Dünya Ekonomik Formu’nda çok sevdiğimiz bir kelime olan, birçok “stakeholders” (ilgili taraflar) sahibi olduğuna inanıyorum. Liderleri, özel sektörü, Sivil Toplum Örgütlerini, akademisyenleri ve Basını kastediyorum. Bu yüzden, her şeyin liderler düzeyinde kalmasını öngören yaklaşım eski modadır. Ancak basın organları da, cesur bir liderin, girişimleri sonuca ulaşmadan tehlikeye atmamak için konuşmak istemeyeceği konular olacağını anlaması gerekir. En iyisi, sürecin mümkün olduğunca şeffaf olması, böylece sızıntılara daha az ihtiyaç duyulmasıdır. Böylece, az ve önemli olanlar daha kolay gizli tutulur. Her şeyi gizlemeye çalışırsan, tuhaf bir şekilde her şey sızar.


Soru: Evet, ancak insanların hayatlarını olumlu yönde etkileyecek ve bir çözümün perspektiflerini gösterecek bir önlem yok. Kıbrıs Rum tarafının kapalı bölge Maraş’ın iadesi önerisi hala beklemede...

Yanıt: Telekomünikasyon konusunda da gerçekleşebilecek, kendi ülkende “dolaşımla” (roaming) konuşamayacağın için “dolaşım” olarak isimlendirilemeyen bir anlaşma var. Bunlar, ilk önce çözülmesi, isimlerinin ise sonra konulması gereken konulardır.

Soru: Sayın Eroğlu’nun Kasım ayında Kıbrıs Türk liderliğine yeniden aday olduğunu duyurma olasılığı var. Seçim süreci sebebiyle müzakerelerin Nisan ayına kadar donmasından endişe etmiyor musunuz?

Yanıt: Bu tek başına, şimdiden harekete geçmemiz gereken bir argümandır. Kıbrıs sorunu, Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler arasındaki ilişkilere bağlıdır, o dönemin liderinin kim olacağıyla ilişkisi yoktur. Siyasi liderlikler, mantıken hiçbir zaman yüzde yüz’e ulaşmasa bile, o liderliği isteyenleri de kapsayacak şekilde ortak görüş oluşturacak şekilde organize olmalıdır. Her toplumun her zaman bir lideri olacaktır ve bu makam kişiden bağımsız olarak bir sorumluluk gerektirir. Örneğin, yeni bir lider seçilirse baştan başlamamız mümkün değildir.

Soru: Büyük görüş ayrılığı olan başlıklardan biri de güvenlik başlığıdır. Ülkenin güvenliğinin alternatif garantörünün NATO olabileceği görüşü var mıdır? Ne düşünüyorsunuz?

Garantörlük sorunu çözülebilir

Yanıt: Görüşlerini anlayabilmek için garantör güçlerle görüşüyorum ve görüşmeye devam edeceğim. Bu yüzden, daha fazla şey söylemeyeceğim. Ancak, bu sorunun çözülebilir olduğu izlenimi mevcuttur. Çünkü güvenlik ortak bir unsurdur. Biri isterse evinde kilitli kalıp kapısının önüne de bir koruma koyabilir ancak gerçek güvenlik, karşı taraftan yaklaşan yada uzun vadeli bir tehdidin olmamasıdır. Güvenlik duygusu ortaklaşa yaratılacaktır. İki taraf farklı şeyler arayabilirler ancak taraflardan birinin askeri bir girişime niyeti olmadığını düşündüğümden, garantör güçlerin bazı müdahilliği gerekse de sorunun çözülebileceğine inanıyorum. Elbette bazıları, diğerlerinden daha büyük adımlar atmaya çağırılacaklar.


Soru: Ancak Sayın Davutoğlu, Türkiye’nin hızlı bir çözüm istediğini ve bu olmazsa tüm tarafların sorunun çözülmediğini kabul edip birlikte alternatif bir çözüm bulmaları gerektiğini de söyledi…

Türkiye çözüm istiyor

Yanıt: Türkiye’nin çözüm istediğine dair çok net bir izlenimim var, ancak sanırım bu tür açıklamalar zaman zaman baskı yapmak amaçlı yapılıyor. Birisinin, sonsuza kadar devam edemeyeceğimizi söylemesinin çeşitli yolları vardır. Ben bunu bir ‘B Planı’ çağrısı olarak yorumlamıyorum. Aralarında liderlerin ve Kıbrıs dışında kişilerinin de bulunduğunu birçok kişinin artık statükoyu kabul edilemez varsaydığını ve olayların artık ilerlemesi gerektiğini vurgulamak istediklerini düşünüyorum. Bunları yön değiştirme çağrısı olarak yorumlamamak gerekir.
Eğer bu adanın ötesine bakarsanız, çok daha büyük sorunların olduğunu görürsünüz. Güvenlik Konseyi’nde Suriye ve Ukrayna konusunda görüş birliği yoktur. Ancak Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi arasında, Kıbrıs sorunu konusunda, sorunun liderlerin tek devlet, iki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe sahip federasyon söylemleri temelinde çözülmesi gerektiği konusunda fikir birliği vardır. Sizin yerinizde olsam, uluslar arası alanda çok az uzlaşı varken bu uzlaşıyı kullanırdım.

Soru: Ban Ki Moon’da, Kıbrıs’ta çözümün BM için stratejik öneme sahip olduğunu söylerken bunu mu kastediyordu?

Yanıt: Bunu kastediyor ama sadece bunu değil. Bölgenizde Tunus’ta sorunlar var, Libya çökmenin eşiğinde, Mısır iki ayaklanmayı yeni geçirdi, Filistin’de Hamas El Fetih’le çatışıyor, bir milyon Suriyeli Lübnan’da bulunuyor. Bu Lübnan’ın dörtte birinin Suriyeli olduğu anlamına geliyor. Çok zor bir durum. Irak ve Suriye birlikte çöküyorlar. Soğuk Savaş sonrasında oluşan dünya düzeni yıkılıyor. Kıbrıs, şiddetin olmadığı bir barış ve istikrar adasıdır. Sorunu çözerek halkınıza ve dış dünyaya göndereceğiniz mesaj da istikrar mesajı olacaktır.

Soru: Enerji güvenliğinin ve birleşik bir Kıbrıs’ın bölgesel enerji pazarında rol oynadığını düşünüyoruz. Kıbrıs’ın şu anki seçenekleri, miktarlar sebebiyle kısıtlı görünüyor, ancak şu anda yeni yataklar konusunda gerçekleşen araştırmaların başarıya ulaşması durumunda çözüm isteğinin daha da güçleneceğini düşünüyor musunuz?

Yanıt: Ne kadar çok doğal gaz bulursanız çözüm argümanlarının o kadar fazla olacağını ve bunları paylaşacağınız ortak bir ekonomi için nedenlerinizin daha fazla olacağını sanıyorum. LNG yöntemiyle ya da boru hattı yöntemiyle taşınma konusunda özgürce seçim yapabileceksiniz. Kıbrıs’ın ekonomiyi temel almayan, siyasi sebeplere dayalı bir karara varması gerçekten hoş olmayacak. Müzakerelerin bir parçası olmadığı için bu konuyla ilgilenmiyorum. Ancak seçiminiz, birlikte daha mı zengin yoksa ayrı ayrı daha az mı zengin olacağınız arasındadır. Şahsen hangisini söyleyeceğimi biliyorum.

Ortak açıklama çok net


Soru: Ortak açıklamanın büyük bir adım olduğunu söylediniz, ancak uzlaşmazlıklar devam ediyor ve taraflar bunun unsurlarını farklı şekilde yorumlamayı sürdürüyor…

Yanıt: Açıklama gerçekte çok nettir. Anayasal konulara değinen en uzun paragrafı, konfederasyondan değil, ortak anlaşmayla bozulabilecek bir federasyondan bahsediyor. Ayrıca, toplumların farklı büyüklükleri yerine siyasi sisteme karşılık gelmesi gereken siyasi eşitliğe de değiniyor. Bunun ötesinde uzlaşılması gereken unsurlar küçük değildirler, ancak sıfırdan da başlamıyoruz. Ülkenin anayasal rejiminin hali hazırda Wikipedia’ya yazılmış olması gibi bir şey.

Güncelleme Tarihi: 22 Eylül 2014, 09:57
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474