Kıbrıs’ın en ilginç köylerinden biri olan Beyarmudu’nda (Pergama) yaşayan insanlar, 19 Nisan Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgilenmiyorlar. Gündemlerinde ‘geçim derdinin’ olduğunu belirten Beyarmudu sakinleri, hem hayvancının, hem de patates üreticisinin sorunlarına çözüm bulunamamasından yakınıyor.
Belediye Başkanı İlker Edip de en büyük sorunun işsizlik olduğuna dikkat çekerek “Türkü, Türk’ten ayıran bu bölgede insanlarımız dertlidir. Buna bir çare bulunmalıdır”dedi.
Diyalog Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar ve Diyalog TV Haber Müdürü Aytuğ Türkkan Seçim Platformu programı çerçevesinde Beyarmudu köyünü ziyaret etti.
Beyarmudu Güney Mesarya Sosyal Tesislerinde gerçekleşen programa katılım oldukça yüksek oldu.
Çiftçiden hayvancıya, spor kulübü yöneticilerinden gençlere, esnaftan özel sektör çalışanına kadar geniş bir yelpazenin temsil edildiği programda bölge sorunları masaya yatırıldı.
Bölge muhtarları, Hayvan Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları, Patates Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada, Tarım Eski Bakanı Kenan Akın, Beyarmudu Belediye Başkanı İlker Edip ile CTP-BG Mağusa Milletvekili Erkut Şahali ve TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli’nin de katıldığı programda yurttaşlar sıkıntılarını anlattı ve yöneticileri çözüm yönünde adım atmaya davet etti.
Katılımcılar ne dedi…
Edip: Türkü Türk’ten ayıran bir bölgede yaşıyoruz
Programda ilk sözü Beyarmudu Belediye Başkanı İlker Edip aldı. Beyarmudu Belediyesi’nin 144 kilometre karelik bir alana hizmet verdiğini ve nüfusla birlikte Mağusa’nın en büyük üçüncü bölgesi olduğunu söyleyen Edip, bölgede işsizliğin büyük sorun olduğunu belirtti.
Edip, “İşsizliğin yanı sıra tarım ve hayvancılıkta, patates üreticilerinde büyük sorunlarımız var. Dertli bir bölgedir burası” dedi.
“Beyarmudu bölünmüş bir kenttir. Hem de Türk’ü Türk’ten ayırır” diyerek sözlerini sürdüren Edip, “Bir tarafta İngiliz, bir tarafta Birleşmiş Milletler, bir tarafta ise KKTC’nin otoritesi var. Sıkışıp kalmış durumdayız. Sorunları günü birlik çözebiliyoruz ancak. Köklü çözüm olmuyor. Bunda Kıbrıs sorununun da payı var. Bölünmüşlükten usandık. Hayvancı yemini alıp hayvanına götüremiyor, İngiliz otoritesi izin vermiyor. Bunlar gündelik yaşamda büyük sorunlar ve biz günümüzün yüzde 70’ini bu gibi sorunları atlatmaya çalışmakla geçiriyoruz” diye konuştu.
Yeşilada: Devlet patatesi paketlemeli
Patates Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada, Kıbrıs patatesinin ne kadar değerli olduğunu söyleyerek söze başladı. ABAD kararları öncesinde yılda 25 bin ton ihracat yapıldığını anlatan Yelşilada, bu yıl 8-10 bin ton beklediklerini ancak yanlış politikalar nedeniyle 4-5 bin gerçekleşeceğini anlatarak şöyle devam etti:
“Tarım Bakanlığı 2 yıldır paketleme desteğini zamanında vermediği için patatesler çürüyor. Devlet 1 milyon TL’yi patates üreticisinden acıdığı için iş bu noktaya geldi. Patatesi devlet paketlemeli ve tek bir elden satılması gerekir. Böylece Türkiye’ye giden patates de geriye gelmez. Tek elden satılmadığı için tüccar fiyat kırıyor. Mazot desteği de zamanında verilmiyor. Tarıma ayrılan bütçe yeterli değil. Kamuda çalışana 77 milyon fazla mesai ödenirken, tarıma 130 milyon ayrılıyor.”
Korol: Türkiye’den dönen patates çifte zarara uğratıyor”
Patates üreticisi Ahmet Korol da patatesin Türkiye’den geri gelmesiyle üreticinin ne kadar zarar ettiğini anlattı. Korol, “Laboratuvar kurulmalı ve patates bir kez kontrol edilmeli. Tamamsa yüklenip gönderilmeli. Ama şimdi kontrolda sıkıntı var, paketleme de standart dışı yapılıyor. Türkiye’ye gidiyor ürün 4 bin TL zaten tır parası. Yol bekleme derken 3-4 gün sürüyor. Patates geri gönderilince çifte zarara uğruyoruz.”
Yalın: Devlet üreticiye destektir
Türkmenköylü üretici Mehmet Yalın da devletin üreticiye destek olduğunu söyledi.
Yalın, “Büyük Kuraklık yaşadık geçen yıl, devlet dönüm başına 89-100 TL ödedi. Kuzunun okkası 15 TL’ydi geçen yıl bu yıl da ayni. Sonra bizlere balya verdi devlet. Bunların tümü üreticiye büyük destektir. Tabii daha da fazla olursa daha da iyi olur” dedi.
Kargı: Gençlik perişan
Dörtyol’da ikamet eden Şaban Kargı, Mesarya ovasının Karpaz’dan çok daha zor şartlarda olduğunu söyledi.
Kargı durumu, “Çiftçinin hayvancının geliri yok. Böyle olunca devlet kapısına gidiyor gençler ama oradan da boş geliyorlar. Gençlik perişan durumda. 39 yıldır hükümetler gelip geçiyor, hep daha kötüye doğru gidiyoruz. 5 sene sonra bugünü arar noktaya geleceğiz. Sağlıkta ve eğitimde çok kötüyüz. Her gün grev var. Böyle ülke olmaz. Elektrik kurumu maktu ücret alıyor. Neden alıyor. Elektriği düşüreceğiz diyorlar, o zaman mahtu ücreti kaldırsana…” sözleriyle özetledi.
Akkor: Ölü hayvanların toplanacağı bir yer lazım
Çayönü Muhtarı Bünyamin Akkor ölü hayvanların yol kenarlarına atıldığını belirterek bu yolla hastalıkların daha da yayıldığını söyledi ve yönetimden bu soruna bir çare bulmasını istedi.
Akkor, “Köprü barajının arkasından akan bir su var, ovalara gider. Traktörler bile ovaya giremez. Bunu halletmeleri lazım” dedi.
Özmanevra: Çiftçi hayvancı gençlerin sigortasını devlet yatırsın
“Her şeyden önce tarım ve hayvancının ayırımı yapılmalı” diyerek sözlerine başlayan Muhammet Özmanevra, “Bu yapılmazsa hiçbir şey olmaz. Memurlar da yapıyor bu işi sadece geçimini sağlayanlar da. Ama teşvik ikisine de ayni. Bu olmaz. Ayrıca tarım ve hayvancılıkla uğraşan gençlerin sosyal yatırımlarını devlet yapsın. Özel sektöre yapıyor bu katkıyı çiftçi hayvancıya da yapsın” ifadelerini kullandı.
Naimoğluları: Acilen gıda laboratuvarı lazım
Mustafa Naimoğluları da bölgedeki en büyük sorunun işsizlik olduğunu söyledi. Ürünün satılacağı Pazar konusunda sıkıntı olduğunu anlatan Naimoğluları şunları söyledi, “Ülkeye acilen bir gıda laboratuvarı gerekiyor. Halk üretilen ürünleri sorgulamadan tüketmeli, halkın güveni sağlanmalı. Bu olmazsa Güney’e gider ya da ithal ürünü tercih eder.”
Yalınca: Türkiyeli misafirim gelse evime giremez
Hüseyin Yalınca, hükümetin kasaplardan yüzde 2 vergi aldığını ifade ederek bunu eleştirdi, Naimoğluları’na bunun nedenini sordu. Başkan Naimoğluları da bunun stopaj olduğunu ifade ederek, daha önce % 1 olan verginin 2’ye çıkarıldığını ancak hükümetin artık bu konuda muhasebe kaydı istemediğini kaydetti.
Hüseyin yalınca evinin İngiliz bölgesinde kaldığını ifade ederek, “Türkiyeli bir misafirim gelse evime gelemez. Bu sorun artık çözülmelidir” dedi.
Tekok: Seçim değil geçim derdindeyiz
Gamze Tekok üniversite mezunu bir genç… Ancak işsizlik onu üreticilik yapmaya itmiş… O da çok dertli..
Gamze Tekok, “İngiliz üsler bölgesinde benim evim. Bu sene ekim ayında verilmesi gereken arpayı aralıkta verdiler bize. Ne yapacağız diye düşündük, Güney’den aldık. İyi ki de almışız devletin getirdiği arpalar büyümedi, bizimkiler gayet iyi oldu. Bir da elektrik sorunumuz var. Bir gecede KIB-TEK’e bağladılar bizi. Elektrik hiç kesilmezken şimdi kesiliyor, üstelik faturalar da arttı. Eğitimde de bu bölgede sorun var. Ortaokulumuz vardı kapatıldı. Kısacası burada seçim filan derdimiz değil, derdimiz; geçimdir” dedi.
Erçika: Gençler sosyal tesis istedi, başkan not aldı
Beyarmudu sakini Aycan Erçika arkadaşları adına da söz aldığını ifade ederek köylerinde 1.5 sene önce hiçbir şey olmadığını ancak şimdi halk dansları ve tiyatro gibi aktivetielri olduğunu söyledi. Erçika, bunun yanında arkadaşlarıyla oturup bir şeyler için sohbet edeceklerin yerlerin olmadığını söyledi. Bu sırada söz alan Başkan İlker Edip, belediyelerin sıkıntılarından söz etti. Beyarmudu’na bağlı 7 köyün olduğunu belirten Edip, imkanlar çerçevesinde ellerinden geleni yaptıklarını anlattı.
Amasyalı: Akıllı sayaç taktılar, bin 200 TL fatura geldi
Özel sektör çalışanı Adnan Amasyalı çalışma yaşamındaki sıkıntılara dikkat çekti.
Amasyalı, “Patronun iki dudağı arasındayız ne grev hakkımız var ne yaşama hakkı. Sağlık hizmetleri çok kötü. Ama yönetenler seçim zamanları gelip sözler verip giderler.. O kadar” dedi.
Elektrik Kurumuna yönelik eleştirileri de yapan Amasyalı şu iddialarda bulundu, “Akıllı sayaç taktılar. Tam 45 gün sonra okudular sayacı bin 200 TL fatura gönderdiler. Bugüne kadar 400 TL’den yukarı fatyura ödemedim. Kuruma gidip şikayet ettim, ilgilenmediler. Dalga mı geçiyolarlar?”
Ufak: BTMK ve süper lig takımları ayni katagoride olamaz
Çayönü Spor Kulübü Yöneticisi Alirıza Ufak spor kulüplerinin yaşadığı sorunları anlattı:
Ufak, “Futbol takımımız amatör kümede (BTMK). Süper Lig’deki takımlar hakem parası, transfer ücreti ne ödüyorsa bizde aynını ödüyoruz. Ama onlara devlet katkı veriyor bize vermiyor. Bu nasıl adalet? Sahamızda elektrik yok, sahaya gidecek yol bile toprak, yağmur yağdı mı sahaya gidemiyoruz. Bunlar düzeltilmeli” dedi.
Brazol: “Türkiye’den su geliyor, ürün nereye pazarlanacak?”
Hulusi Brazol isimli üretici de “Bence yaşadığımız sıkıntı temeldedir. Yani biz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ayrıldık, ambargolar uygulanıyor. Bu sistem sil baştan değişmelidir. Federal bir Kıbrıs’ta ancak bu sorunlar çözülebilir” dedi.
Karabacak: Sözler hep lafta kalıyor
Salonda bir kişinin geçen yıl kuzunun okka fiyatının 15 olduğunu söylediğini anımsatan Faruk Karabacak, bunun doğru olmadığını söyledi. “Geçen yıl 11 TL’ydi bu yıl 15 oldu. Bu taban fiyat olmalıdır. Bir de icarlarda hayvancıya öncelik veriyoruz diyorlar ama bunlar hep lafta kalıyor” dedi.
Yalın: Su gelecek ama proje yok
Ahmet Yalın Türkiye’den suyun geleceğini ancak üretilen ürünlerin nereye pazarlanacağına dair bir projenin olmadığını söyledi.
Yalın, “Endişeliyim ben. Ürünler nereye satılacak. Bir de halk sağlığı konusu var. Devletten ilgi yok. Üreticinin hangi ilacı kullanacağı konusunda devlet teşvik etmeli” dedi.
Kinel: Sorunu kendimiz çözmeliyiz
Mehmet Kinel isimli üretici, “Bence üretici önce ürettiğine sahip çıkmalı. Yani hayvancılar bir araya gelip bu şartlarda ben et satmıyorum dediler mi? Hep devletten istiyoruz ama sorunu kendimiz çözmeliyiz” dedi.
Mehmet Kinel’in bu çıkışına Mustafa Naimoğluları’ndan yanıt geldi. Naimoğluları, “bu ülkeye 45 milyon TL’lik süt ürünü ve 15 milyon TL’lik et ürünü geldi. Yerliler de var ama hükümetler üç tane tüccardan korktuğu için karar üretemiyor. Bizim Ticaret Odası Tayland’ın ticaret odası gibi hareket ediyor. Biz kuzu vermesek Güney’den gelecek. Bu çözüm değil” dedi.
Bu konuda Ahmet Yeşilada da söz söyledi. İthalatın üretime büyük zarar verdiğini anlatan Yeşilada, “ülkeye donmuş patates geldi 2 bin ton. Engelleyemedik. Burada arkadaşımız bir fabrika kurdu, batırdılar” dedi.
Namıkkemaloğlu: Bir başbakan ithal edelim, sorunlar çözülsün
Türkmenköy sakini Ertan Namıkkemaloğlu, devlet yönetimine eleştirilerde bulundu ve şunları söyledi, “Bu memlekette bir cumhurbaşkanı 10 bakan 50 milletvekili, 200 tane müdür müsteşar var. Ama iş yok. Meclis toplanır 3-5 kişi ya var ya yok salonda. Anayasal değişiklik yapıp başkanlık sistemine geçilmesi gerekir artık. Bunu da yapamazlarsa bir başbakan ithal edelim çözülsün sorunlar. Ne gerek var bu kadar milletvekiline. Zaten mecliste uzman vekil yok, nasıl yasa yapıp sorun çözecekler?
Akın: İthal ürüne fon lazım ama…
Tarım Eski Bakanı Kenan Akın ciddi sorunlar yaşandığını ve bunların çözümünün mümkün olduğuna dikkat çekti. Hayvan kaçakçılığının önüne geçilebilmesi için ihbar ve ödül mekanizmasının devreye girmesi gerektiğini kaydeden Akın, tarım sektöründe çalışan kişilerin sigortalarını yatıramadığının bir gerçek olduğunu belirtti. Akın “Bu işi Türkiye’deki gibi sütlerin verildiği zaman devletin yapması” gerektiğini anlattı.
Fon konusunun önemli olduğunu ancak seçim dönemlerinde tüccarın partileri desteklemesinden dolayı bu kararların üretilmediğini belirten Akın, “Bu ülkede tarihi geçen süt ürünleri ithal ediliyor, tarihleri değiştiriliyor ve satılıyor” iddiasında bulundu.
Angolemli: Tarım bütçesi yetersiz
TDP Milletvekili Angolemli Güney Kıbrıs ve Avrupa Birliği’ndeki tarım politikalarından örnekler verdi, hükümetin politikasını eleştirdi.
Angolemli, “AB bütçesinin yarısını çiftçi hayvancıya ayırıyor. Bizde politika yanlış. 1986’da Türkiye bize siz üretmeyin dedi, üretimden koptuk. Hükümetin politikaları yanlış. AB’de mazot vergisizdir üretici için. Bizde mazot desteği veriyorlarmış. Zamanında vermiyorsun ki, üretici faydalanamıyor. Özel sektör için sosyal sigorta ihtiyat sandığı primlerini hükümet yatırıyor. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan gençlere bu neden uygulanmıyor? Tarıma ayrılan bütçe yetersiz” ifadelerini kullandı.
Şahali: Kıbrıs sorunu varken diğer ülkelerle kıyaslama olmaz
CTP-BG Milletvekili ve Gazimağusa İlçe Başkanı Erkut Şahali de gecede konuşulan tüm konularda herkesin haklı olduğunu ifade etti. Şahali “Ancak ülkesel gerçekler var diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendimizi diğer ülkelerle kıyaslayamayız çünkü Kıbrıs sorunu denen bir sıkıntı var. Biz normal bir ülke değiliz. Her açıdan önce kendini dünyaya anlatma sonra da ikna etmek zorunluluğumuz var. Mesela üretimi artırmak konusunda çalışıyoruz ama satamayınca bu kez kamu kaynaklarıyla bu noktayı kapatmaya çalışıyoruz. Ama Güney Kıbrıs’ta satamama gibi bir sıkıntı yok. Geçmişte ABAD kararının çıkmasını sağlayan siyasetçiler var. Ama bugün parlamentonun yüzde 45’i yenilendi. Bu parlamento suçlanamaz bu konudan dolayı. Mevzuat sorunlarından bahsedildi. Günün koşullarına göre güncellenmelidir, bu konularda geç kalıyoruz.”
Güncelleme Tarihi: 26 Mart 2015, 10:05