Gözde Süreç SARI
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla sürdürülen müzakere sürecinde gelinen noktada, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarına zarar veren unsurlar görmediklerini açıkladı.
Erhürman, “Görseydik, elbette Kıbrıs Türk halkına karşı sorumluluğu olan bir siyasi parti olarak sürece destek vermez ve görüşmelerin sonlanması gerektiğini açıklardık” ifadelerini kullandı.
Erhürman, Kıbrıs sorunu, özel sektörde sendikalaşma hakkı, hükümet ortakları arasında yaşananlar ve partinin yeni dönemine ilişkin TAK’a değerlendirmelerde bulundu.
“Stratejide tüm partiler hem fikir”
Erhürman, Kıbrıs sorununa ilişkin Cenevre’de gerçekleştirilecek zirve öncesi yapılan yorumları ve iddiaları da değerlendirdi.
Erhürman, kısa bir süre önce Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ülkeye gelerek, Cumhurbaşkanlığı’nda, Cumhurbaşkanı’nın da katılımıyla, Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin genel başkanlarıyla görüştüğünü anımsattı. Çavuşoğlu’nun o toplantıdan sonra çeşitli yayın organlarına verdiği demeçlerde KKTC’deki iktidar ve muhalefet partilerinin izlenmesi gereken strateji konusunda hemfikir olmasından mutlu olduğunu açıkladığını belirten Erhürman, “Bizim o toplantıda söylediğimiz, özetle, şu ana kadar müzakerelerde gelinen noktada Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarının korunduğunu gördüğümüz, o nedenle sürecin, kendisine hız kaybettirilmesine izin verilmeksizin, bir uluslararası konferansa götürülmesi gerektiği kanaatini taşıdığımızdı” ifadelerini kullandı. Erhürman, “Eğer müzakerelerde şu ana kadar gelinen noktada Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarının korunmadığı kanaatinde olsaydık, çok doğal olarak sürecin devam ettirilmemesi ve bir an önce müzakerelerin sonlandırılması gerektiği yönünde görüş bildirirdik” dedi.
“Kıbrıs Türk siyasi tarihine geçecek”
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda dün kamuya aktarılan KTHY ve ETİ çalışanlarının haklarını düzenleyen “Özelleştirme Yasa Önerisi”nin görüşülmesi sırasında yaşananları da değerlendiren Erhürman, “Meclis’te yaşananlar gerçekten Kıbrıs Türk siyasi tarihine geçecek düzeyde ilginç olaylardı” ifadesini kullandı.
Erhürman, şunları kaydetti:
“Yani aslında açıkça Özgürgün’ü, hükümet programına, mali protokole ve bütçe disiplinine aykırı davranmakla ve ülkeyi Şubat ayında duvara toslatacak bir konuda ısrarcı olmakla suçladı. Normal şartlarda bir başbakan yardımcısı bir başbakana böyle suçlamalar yöneltir ve söz konusu öneri başbakanın partisinin oylarıyla yasalaşırsa, o başbakan yardımcısı ile başbakanın artık aynı kabinede görev yapamaması beklenir. Ama şu anki görüntü bu kadar ağır suçlamalara karşın hükümetteki iki partinin sanki hiçbir şey olmamış gibi Bakanlar Kurulu’nda bir arada bulunmaya devam edecekleri yönündedir”
“Sendikalaşma insan hakkıdır”
Sendikalaşmanın hem bir insan hakkı, hem de Anayasa’daki temel haklardan biri olduğunu belirten Erhürman, KKTC’de özel sektörde sendikalaşma oranının, yüzde beşin dahi altında olduğunu kaydetti.
Sendikalaşmanın özel sektör çalışanlarının haklarının, iş güvencesinin, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin korunması ve özel sektörün bu açılardan denetlenmesi konusunda devletin elini güçlendirecek bir olanak olduğuna işaret eden Erhürman, özel sektörde gerekli denetimlerin sendikalar olmaksızın tam anlamıyla yapılamayacağını belirtti.
Güncelleme Tarihi: 30 Aralık 2016, 08:42