banner564

‘Çözüm daha kolay olur’

Talat, mülkiyet konusunda dıştan mali yardım alınması gerektiğini söyledi:

‘Çözüm daha kolay olur’
banner598
CTP Genel Başkanı, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kathimerini gazetesine verdiği demeçte, Türkiye’nin garantörlüğünün devamından yana olduğunu belirtirken, mülkiyet konusunun önemine dikkat çekti. 
   Talat, Kıbrıs sorununun çözüme yakın olup olunmadığı şeklindeki bir soru üzerine,  bu kez çözüme daha da yakın olunduğunu söyledi.
   Mehmet Ali Talat, çözüm isteyen iki liderliğin bulunduğunu, bununla birlikte halkların büyük bir çoğunluğunun da çözümü arzuladığını ifade etti. Müzakerelerin normal bir şekilde ilerlediğini ifade eden Talat, yeni dönemde iki liderin dışında, tüm müdahil tarafların, garantör dinamiklerin ve BM’nin çözüm için yoğun çaba sarf etmesi gerektiğinin altını çizdi. 
   Talat, Kıbrıs sorunun en zor boyutu mülkiyet konusunda çözüm bulunması gerektiğini, bu nedenle yurt dışından ekonomik yardıma gereksinim olduğunu söyledi. Talat, bu yardım garanti altına alındığı sürece, Kıbrıs sorununa ilişkin çözümün kesin olacağını belirtti. 

Global takastan vazgeçildi

   Kıbrıs Türk toplumunda mülkiyet konusundaki yeni gelişmelerle ilgili düşüncelerin hakim olduğu kaydeden Talat, iki tarafın bu soruna nasıl bir çıkış bulacağı şeklindeki soru üzerine, eskiden gündeme getirilen “global mal takası” formülü önerisinin bugün geri çekildiğine dikkat çekti. Talat, mülkiyetin, insan haklarıyla alakalı olduğu ilkesinin kabul edildiğini ifade etti. 
    Yeni dönemde, hak sahiplerinin komitelere başvuracağını ve insan haklarının teminat altına alınmasını isteyeceklerini ifade eden Talat, her şeyden önce bu formülün uzun süreli olduğunu; uzun bir süre belirsizliğin hakim olacağını ancak başka bir alternatif çözüm bulunmadığını belirtti. 
   Talat, kendi taraflarının, ilk başta Kıbrıs Türk “kurucu devleti” ve Kıbrıs Rum “kurucu devleti”nde iki ayrı komitenin çalışmasını önerdiğini ancak Kıbrıs Rum tarafının bunu ret ettiğini, böylece ortak bir komite sonucuna varıldığını söyledi. Mehmet Ali Talat, her durumda, mülkiyet konusundaki çözümün tazminat ve takası öngöreceğini de kaydetti.
   Özetlemekte olduğu bu formülün, Kıbrıs Türk toplumunda kabul edilip edilmeyeceği şeklindeki bir soru üzerine Talat, şu ana kadar net bir formülün bulunmadığını, görüşmelerin devam ettiğini, bugüne kadar sadece ortak bir komitenin kurulmasına ve belirli kriterler temelinde konuların incelenmesi süreci üzerinde anlaşmaya varıldığını söyledi. Mesajının “düşünmek için çok erken olduğu” yönünde olup olmadığının sorulması üzerine Talat, “tamamen” yanıtını verdi. 
   Kıbrıs Rum basınında çıkanların çözüm çabalarına yardımcı olmadığını belirten Talat, bunların, Kıbrıs sorununun çözümünü istemeyen Kıbrıs Türk siyasi unsurları dolaylı olarak desteklediğini belirtti.

Kurucu devletler

   Mehmet Ali Talat, kurucu devletle ilgili bir soruyu yanıtında, “constituent state” ifadesinin Türkçede, devletçik veya eyalet değil “kurucu devlet” olarak çevrildiğini ve bir devlet yapısının söz konusu olduğunu ifade etti. 
   Talat, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum devlet yapısının, bir federal yapının kurulmasını ileriye götüreceğini, Kıbrıslı Rumların “kurucu devlet” ifadesi konusunda düşünmemesi gerektiğini; bu ifadenin adanın bölünmüşlüğüne yön vermediğini söyledi. 
   Talat, şu anda Kıbrıs’ta federasyonu oluşturacak iki ayrı devletin bulunduğunu savunmadıklarını ancak çözümün ardından adada siyasi eşitlik ilkesine dayalı iki devletin bulunacağını ifade etti. 

   Çözümden sonra adanın kuzeyinde kurulacak devlet veya devletçiğin, KKTC’nin doğal devamlılığını mı teşkil edeceği şeklindeki soru üzerine, Talat, “Bu gerçekliği göz ardı edemeyiz. Kıbrıslı Rumların bu gelişmeyi kabul etmesi gerekecek, başka bir çözüm yok” yanıtını verdi. 
   Talat, “Partenojenez” ifadesinin perde gerisinde gündeme gelmesine yönelik olarak da bu ifadenin, Kıbrıs Rum tarafında tepkilere neden olduğunu, bu nedenden dolayı bu ifadeyi kullanmamayı tercih ettiğini ancak bu ifadenin, Kıbrıs sorunundaki gerçek durumu yansıttığını belirtti. 
   Talat, çözümden sonra federal devletin yeni bir “sui generis” (kendine özgü, nevi şahsına münhasır, özel) devlet olacağını da ifade etti. 
   Mehmet Ali Talat açıklamasında ayrıca Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs Türk toplumunun kurucu devletçik veya kurucu eyalet ifadesini kabul etmesinin söz konusu olmadığını; bunun çoğu Kıbrıslı Türk tarafından siyasi statünün azaltılması olarak yorumlandığını; Kıbrıs sorununun çözümünün Kıbrıslı Türklere federal devletin kendi devletleri olduğu izlenimini vermesi gerektiğini vurguladı. 
   Talat, dönüşümlü başkanlık konusunda Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas ile anlaşmaya vardıklarını ve Hristofyas’ın buna çapraz oyu eklediğini söyledi. Eroğlu’nun seçilmesinin ardından bunun çıkmaza sürüklendiğini savunan Talat, Anastasiadis’in kendi itirazını ortaya koyduğunu ifade etti. 

Garantörlüğü anlattı

   Garantiler konusuna da değinen Talat, Türkiye’nin, adanın bütününün garantör gücü olmaya devam etmesi gerektiğine inandığını söyledi. 
   Bunun İngiltere için de geçerli olup olmadığının sorulması üzerine Talat, İngiltere için emin olmadığını ve köprü kurucu role sahip üçüncü bir ülkenin söz konusu olduğunu belirtti. 
   Talat, sözlerinin devamında, Yunanistan’ın sadece güneyde, Türkiye’nin ise sadece kuzeyde garantör bölümünde garantörlük üstlenmesi durumunda bunun riske neden olacağını ifade etti.
   Talat, Kıbrıslı Rumların, Türkiye’nin hangi koşular altında çıkarma yaptığını göz önünde bulundurması gerektiğini; gelecekte böyle şeyler tekrarlanmadıkça Türkiye’ninde adaya müdahale etmesinin söz konusu olmadığını söyledi.
   Kıbrıslı Rumların; 1974 dışında Türk ordusunun bir daha saldırıda bulunmayacağını anlaması gerektiğini belirten Talat çözüm sonrasında Türk asker sayısının büyük ölçüde azalacağını; Kıbrıslı Türklerin de, Kıbrıslı Rumların Türkiye’den korkmasını sonlandıracak inisiyatifler üstlenmesi gerektiğini söyledi. 
   Mehmet Ali Talat, Maraş konusundaki soru üzerine, Maraş konusunun, bütünlüklü çözümün bir parçasını teşkil ettiğine inandığını ifade etti. 
   Talat, sözlerinin devamında, bu konuya odaklanılmasının tercih edilmesi halinde çok zaman harcanacağını, üstelik de müzakerelerin karmaşık hale getirileceğini belirtti. 

Güncelleme Tarihi: 16 Ağustos 2015, 05:35
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474