Sonuç CEVİZCİ
Ana muhalefet Rum AKEL partisi lideri Andros Kiprianu “Kıbrıs sorunu ya kısa sürede çözülecek, ya da Taksim gerçekleşecek. Hele Maraş’ın, Kıbrıs Türk yönetimi tarafından yasal sakinlerine açılırsa o zaman Taksim kalıcı olur” dedi.
Diyalog Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar’ın sorularını yanıtlayan Kiprianu, “Çözümsüzlük kalıcı hale gelirse Kıbrıslı Rumlar Taksim tehlikesinin farkında mı” sorusunu “Giderek daha çok insanın tehlikeyi farkında olduğunu düşünüyorum. AKEL dışındaki partiler de mesela DİSİ’den de Taksim endişesi taşıyanlar var” sözleriyle yanıtladı.
Kiprianu “Kıbrıs Rum toplumunun büyük bir çoğunluğu Kıbrıslı Türklerle birlikte yaşamaya, ortak ticaret yapmaya hazır mı?” şeklindeki bir soruyu yanıtlarken samimi “Önemli bir kesimi buna hazır değildir. Ancak Kıbrıs Türk toplumunun ciddi bir kesimi de buna hazır değildir “dedi.
AKEL’in önemli isimlerinden olan ve geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Dimitris Hristofyas için “Hristofyas yurdumuzun birleşmesini göremeden gözlerini hayata kapattı. Bizim arzumuz aynı zamanda da yükümlülüğümüzde Kıbrıs halkının yeniden birleşmesi ve tüm Kıbrıs halkı el ele vererek daha iyi olacak bir ülkeyi inşa etmesi. Akel’in CTP ile iyi ilişkileri var ancak bunun yanı sıra Kıbrıs’ta çözümü isteyen diğer partilerle ve toplumsal örgütlerle de ilişkileri var” dedi.
“BM’nin desteklediği bir çözüm”
Nasıl çözüm olacak sorusuna ilişkin Kiprianu şunları söyledi: “Bizim görüşümüze göre hem Kıbrıslı Rumların hem de Kıbrıslı Türklerin desteğini alabilecek tek bir çözüm var. Bu çözüm aynı zamanda BM ve uluslararası örgütünde desteklediği bir çözüm. Bu çözümle birleşik bir ülkede tek egemenlik, tek vatandaşlığın, tek uluslararası kimliğin olacağı iki toplumlu siyasal eşitliğin olacağı, iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümüdür. Bu çerçeve terkedildiği takdirde, Kıbrıslı Rumlar üniter devletten söz etmeye, Kıbrıslı Türklerde iki devletli çözümden söz etmeye başlayacak. Böylesi bir durum Kıbrıs için yıkıcı olacaktır. Bu nedenle biz tüm kesimleri çıkıp iki devletli çözüm ya da üniter devletten söz etmelerinin yanlış olduğunu söylüyoruz. Bunların hiç biri Kıbrıs’ta çözümü teşkil edemez.”
Andros Kiprianu, Reşat Akar’ın sorularına şu şekilde cevap verdi:
Soru: Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı iki bölgeli iki toplumlu federasyondan söz ediyor ancak Anastasiadis söz etmiyor. Endişelenen Kıbrıslı Türkler iki devletli çözümü gündeme getirmeye başlıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?Cevap: Bu konuda adil olmak için Crans Montana sonrası Türkiye, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından iki devletli çözüm konusunu gündeme getirdi. Biz de Anastasidis’i uyardık. Müzakereler yapılmadan zaman geçtiği takdirde iki devletli çözümden söz edeceklerini biliyorduk ve uyardık. Ne yazık ki bugün bunun Türkiye ve Ersin Tatar tarafında gündeme getirildiğini görüyoruz. Kudret Özersay da benzer şeylerden söz ediyor. Asntasiadis’in son dönemde iki toplumlu iki bölgeli federasyon çözümü yerine başka fikirlerle iki devletli çözümle flört ettiğini söylüyorlar bunu söylemekle de haklılar. Bu nedenle Anastasiadis’e yoğun eleştirilerde bulunuyoruz, uyarılarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’nin öne sürdüğü tüm tehditleri yaşama geçiremeye çalışacağını belirtmeye çalışıyoruz. Gerek münhasır bölgesi gerekse Gazimağua ile ilgili olarak.
Soru: Anastasidis’in federasyonun dışına çıkmaya başladığını görüyoruz. Öteki taraftan Kıbrıs Rum Kesiminde egemen olan güçlerin Kıbrıslı Türklerle paylaşıma hazır olduğu görülmüyor. Uzun vadeli çözüm mü hedefleniyor sizce ve bu tehlikeli bir girişim mi?
Cevap: Bu olamaz. Kıbrıs sorunu ya kısa zamanda çözüme kavuşur ya da aksi takdirde adanın taksimini bulacağız. Şimdide ön görülemeyecek ama iki toplum ve ülke açısından oldukça büyük zararları gündeme getirecektir. Bu noktada Maraş’ın Kıbrıs Türk Yönetimi tarafından yasal sahiplerine açılması yönünde atılacak adım ada da tahkimin başlangıcı ya da kalıcılaşmasına yönelik büyük bir adım olacağını düşünüyorum. AKEL olarak böyle bir şeyi kabul etmemiz asla kabul edemeyiz ve sonuna kadar da karşı çıkmaya devam edeceğiz.
İktidarın paylaşılması konusunda AKEL’in tezleri çok net ve açıktır. BM kararlarında da belirtilen hususlar Kıbrıs Rum tarafınca kabul edilmeli. Gerek siyasi eşitlik gerekse yürütme erkine ilişkin Dimitris Hristofyas ve Mehmet Ali Talat arasında varılan görüş birlikleri de kabul edilmelidir. Bizim görüşümüze göre çapraz ve ağırlıklı oyla dönüşümlü Cumhurbaşkanlığı yaşama geçirilmeli kabul edilmeli ve uygulanmalıdır…
Soru: Çözümsüzlüğün bu şekilde devam etmesi ve Anastasiadis’in iki bölgeli iki toplumlu federal çizginin dışına çıkmasından dolayı bu çözümsüzlük kalıcı hale gelirse belirttiğiniz taksim tehlikesinin farkında mı Kıbrıslı Rumlar?Cevap: Giderek daha çok insanın endişe duyduğu ve bu konuyu sorun olarak gördüğü kanaatindeyim. AKEL dışında da taksime doğru gidişin olduğunu gören ve endişe duyan kesimler var ve örgütleniyorlar. DİSİ’nin kadrosunda pek çok kişi çıkıp kamuoyu önünde konuşarak Anastasidis’in ortaya koyduğu tutumları eleştiriyorlar. Benim kanaatime göre hem Kıbrıs Rum toplumu hem de Kıbrıs Türk toplumunda BM kararlarında belirtildiği şekilde federasyon çözümünü destekleyen bir akım oluşturulmalı. Crans Montana’da sonuca çok yaklaşılmıştı mühim olan bundan sonra yapılacaklarla kısa sürede bir anlaşmaya ulaşılmasının yolunun açılması lazım.
Soru: Kıbrıs Rum Toplumu büyük bir çoğunluğu Kıbrıslı Türklerle yaşamaya paylaşmaya, ortak ticaret yapmaya sosyalleşmeye hazır mı? Buna inanıyor musunuz?
Cevap: Kıbrıs Rum toplumunun önemli bir kesimi buna hazır değil. Bence Kıbrıs Türk toplumunun önemli bir kısmı da buna hazır değil. Yurdumuzu seven, yeniden birleşmesini, iyiliğini isteyen herkes bununla ilgili çalışmalı. Bunları itemeyenler bu çerçevenin dışında kalacak.
Soru: Kıbrıslı Türklerin yüzde 65 oy oranı ile Annan Planında Kıbrıslı Rumlarla yaşama arzusu yüksekti. AKEL olarak niye Kıbrıslı Türklerde son zamanlarda endişeler başladı diye tahlil yaptınız mı? Örneğin ELAM saldırıları karşısında Rum polisinin hiçbir önlem almaması gibi konuları masaya yatırıp tartıştınız mı? Ya da bunu Ulusal Konsey’de gündeme getiriyor musunuz?
Cevap: Kıbrıs Türk toplumunda hakim olan endişeler nelerdir bunun incelemesini yapmış değiliz. Ancak Kıbrıs Türk toplumunun çözüm yanlısı partileri CTP, TDP, BKP, YKP ve toplumsal örgütlerle ilişkilerimiz var. İki toplumun lehine olacak bir çözümün önünün açacak ortamı nasıl yaratılabileceği konularını görüşüyoruz. 1974 yazına kadar yüksek Teknik Enstitüsünde okuyordum. 3’ü kadın 1’i erkek 4 Kıbrıslı Türk öğrenci arkadaşım vardı. Ben onları ayrıt etmiyordum. Eğer biz kendi halimize bırakılırsak barış içerisinde yaşayabileceğimize inanıyorum. Yeter ki iki tarafta da aşırı uç milliyetçi kesimleri bu çerçevenin dışında bırakalım. AKEL, ELAM’a karşı çıkan tek siyasal partidir. Faşist ideoloji insana nefreti yayan bir ideolojidir. Biz de esas olan sevgi, dostluk ve kardeşlik duygularının yaydırılmasıdır. Kıbrıslı Türklere yapılan saldırıları başsavcı ile görüştüm. Kendisi bu konuda yapılan bazı soruşturmaların tamamlandığını, dosyaların adalete teslim edildiğini kısa sürede mahkemede gündeme geleceğimi bildirdi. Kıbrıs’ta adaletin tecellisinde ciddi bir gecikme söz konusu.
Soru: Rum Polisinin Kıbrıslı Türklere yönelik saldırının birçoğunu kapattığı ileri götürmediği biliniyor… Geçen yıl bir aracı yaktılar, polis kamera kayıtlarını gördü. Rum polisi bir yıl sonra herhangi bir suçlu yakalayamadık dedi. Larnaka Havaalanında Kıbrıslı Türk otobüse saldıranlar oldu fakat Rum polisi gözlemlemesine rağmen bir şey yapmadı. Acaba mevcut hükümet bunları destekliyor mu yoksa başka bir güç mü var bunların arkasında?
Cevap: Eğer bazı kanıtlar ve şikayetler olmasına rağmen kapatılan davalar varsa herkesten ricam bu davalar hakkındaki bilgileri bize ulaştırsınlar ve tekrar açılması için çaba ortaya koyalım. Biz bütün olayların objektif yasalara uygun şekilde değerlendirmesi için elimizden geleni yapacağımızdan emin olunuz. ELAM kendinden farklı olan herkese ve her şeye saldırıyor. Bazı kilise çevreleri elama destek veriyor.
Soru: Rum basınında yer alan bir haberde Yunanistan sanatçısı Anstasiada, Türk otelinde konser verdi diye ciddi saldırıya uğradı. Siz Nasıl karşılıyorsunuz?
Cevap: Biz elimizden gelen çabayı Kıbrıs sorunun çözümüne odaklamalıyız aksi takdirde böylesi sorunları sürekli yaşamak zorunda kalacağız. Kıbrıs sorunun özüne odaklanmalıyız. Sanatçıya yapılan davranışlar oldukça küsurat. Münhasır ekonomik Bölgede Türkiye’nin ortaya koyduğu hareketle yaşanabilecek olanları düşündüğümüzde endişe duymamak mümkün değil.
Eğer Türkiye Kıbrıs sorunun çözümünde bize yardımcı olursa Doğu Akdeniz Bölesindeki doğal zenginliğin değerlendirilmesi sürecinde ilgili bir taraf olacaktır.
Soru: Larnaka’ya gelip Kuzey’e geçmek isteyen Rus ve İsrail vatandaşlarına engelleme konuluyor. Bu tür hareketler ilişkilere zarar vermiyor mu?
Cevap: Yeşil Hat tüzüğünün ihlal edilmesi durumunda bunun gerçekten zararlı olacağı görüşündeyim. Bu tüzük sadece AB vatandaşları için değil bütün dünya vatandaşları içindir.
Soru: Çözüm olması halinde çıkacak doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmesi daha doğru bir yol değil midir?
Cevap: Bu konuda 2016 Ocak ayında Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşerek Kıbrıs sorunu çözülmeden böylesi bir şey gerçekleşemez. Eğer Kıbrıs Sorunu çözümü konusunda Türkiye bize yardımcı olursa bu konun ele alınmasında tek faktör ekonomik parametreler olacaktır. Bizce basit bir konu bu.
BURASI ,NİJERYA VE HATAYLILAR TARAFINDAN İSTİLA EDİLDİĞİ İÇİN, TAKSİM'İN DE BİR ANLAMI KALMADI........KKTC OLMUŞ,NİJERYA VE HATAY ÇAMURİYETİ.....
KIBRISLILAR,ÇOCUK DOĞURMADIĞINIZ İÇİN,ÜLKE ELDEN GİTTİ!!!