banner564

Bunun adı haksızlık

Yüzde 12.11’lik hayat pahalılığı artışının maaşlara yansımasındaki adaletsizlik sokaktaki vatandaşın da gündeminin ilk sırasına oturdu

Bunun adı haksızlık
banner598

İlkyaz PORTAKALCIOĞLU
Kuzey Kıbrıs’ta yüzde 12.11’lik hayat pahalılığı artışının maaşlara yansımasındaki adaletsizlik sokaktaki vatandaşın da gündeminin ilk sırasına oturdu. Hayat pahalılığı artışının yüksek maaş alana yüksek, düşük maaş alana daha az yansıtılmasına vatandaş tepki gösteren vatandaş, gelirler dengesindeki makasın her geçen gün arttığını dar gelirli kesimin zor durumda olduğunu belirtti. Hayat pahalılığı artışının kişi başına göre verilmesini öneren vatandaşlar, hükümetin bu alandaki yasal düzenlemeleri bir an önce başlatması gerektiğini kaydetti. Şu anki sistemin haksızlık ve adaletsizlik olduğunu savunan vatandaşlar, ezilenin dar gelirli olduğunu belirtti. Hükümeti oluşturan 4 partinin seçim dönemi verdiği sözleri de hatırlatan vatandaşlar, “İktidara gelince onlar da öncekiler gibi verdikleri sözleri unuttu” diyor.
Vatandaş ne dedi?
Mehmet Bolkan: Daha güzel bir çalışma yapılabilirdi. Bunun yanlış olduğunu herkes biliyor. Bu durumu düzeltmek de zor değilmiş. Ben bunu yeni yeni okuyorum. Bazı yeni yasalarla şekil verilebilirdi. Bunu yapmadıkları için bu duruma üzülüyorum. En fazla da özel sektörde çalışan arkadaşlara üzülüyorum. Nedeni ise bu durum bize de yansıyacak. Özel sektörde çalışanlara günah, bu insanların ne suçu var? Ki bunlardan tanıdıklarım da vardır. Daha vicdani daha uygun bir yapı yapılabilir. Halen daha da yapılması için geç değildir. Biliyorsunuz milletvekillerini öne sürdüler. Yalnız milletvekilleri değil kamudaki herkes artış alacak. Bu yüzden bunun bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir. Özellikle özel sektörde çalışan arkadaşlar için. Halkın Partisi’nin davranışı gayet güzel. Ama içerik olarak ne olacağı önemlidir. Bunu yapmakla her şey temizlenmez. Görüntü olarak güzel bir şey. Bunu yaptıkları için aferin. Ama biraz da popülizm. Evet popülizm vardır. Siyasetin özü popülizmdir. Adı üstünde siyaset. Esasında politika kelimesini kullanırsak poli-tika kelimesinin anlamı budur.  Bu yüzden daha doğruları yapmaya çalışalım. 
Hasan Yusufoğlu: Bence hayat pahalılığını kelle başına verseler daha iyi olurdu. Çünkü herkes gidip alışveriş yaparken statüsüne bakılmıyor. Bu milletvekili, bu çoban mı, bu vatandaş mı? Ona göre kelle başına versinler. Milletvekillerinin çok avantajı var, vatandaşın o avantajları da yoktur. Özel sektör zaten faydalanamıyor.  Halkın Partisinin tavrı tamamen siyasi bir ayaktır. Bir zaman halkın partisi elektriğe zam geldiğinde, kendisi halka ayaklanın demişti, şimdi ise kendisi zam yaptı. Bu iş tamamen particiliktir. 
Hilmi Lefkeli: Böyle düzen mi olur? Çok alana çok, az alana az artış, olur mu böyle durum? İnsanlar artık ne verirlerse alsınlar, koysunlar ceplerine ve sus olsunlar. Zaten şikâyet ettiğinde ne olacak? Etmediğinde ne olacak bu ülkede? Özel sektör hiç yararlanamıyor. Neydi olacağı? Döviz aldı başını gidiyor. Nasıl bir düzen nasıl bir kuruluş? Halkın Partisinin yaptığı doğrudur. Bunlar nasıl yapıyorlar bu işi?  Biri kabul eder, biri kabul etmez. Biri imzalar biri imzalamaz. Bende anlayamadım. 
Arif Salih Kırdağ: Hayat pahalılığı diye halktan alınan-verilen para aldatmaca, yalan bir uygulamadır. Çünkü bugün devlet gelirlerini döviz üstünden alır değil mi? Giderlerini de harcarken, mesela; elektrik kurumu, devamlı fiyatları arttırır değil mi?  Gelirle giderler arasındaki denge devletin alış ve maliyet hesaplarına göre artışlarla eşitlenir… Elektriğe benzine koydukları zamları döner bir şekilde hayat pahalılığı olarak halka verir. Halkın Partisinin yaptığı tamamen popülizmdir. Adam gibi otursalardı, yasayı değiştirmek için yasal olarak herkesin kabul edebileceği şekilde bir formül üretselerdi.  Popülizm yaparak halktan oy toplamak açıkgözlük, bir marifet değildir. Niyet iyi ama davranış biçimi popülizmdir. Benim bildiğim kadarıyla. UBP ve CTP’ninde zamanında böyle çalışmaları oldu ve uygulanamadı. Benim aklımda olan soru diğer partiler ne cevap verecek buna?
Salih Dereli: Hayat pahalılığının hesaplanma sistemi yanlış. Devlet planlama teşkilatı hesaplarken yanlış hesaplıyor diye düşünüyorum. Çünkü bugün, çıkıp bir siyasetçi pahalılık yok diyemez. Bu verilen yüzdelik oranı gerçek bir değer midir, o da değildir. Bir de uygulama yanlış. Yüzde 12.11 hayat pahalılığı oldu. En azından üç bin Türk Lirası alanlara bunu uygulasınlar. Kademe kademe uygulasınlar. Örneğin; bir bakana da yüzde bir versin hayat pahalılığını. Bir bakana yüzde bir olacak bir artış şu durumda iyi bir artıştır. Ama bugün nerden baksanız 15 bin Türk Lirası olan bir maaşa 1400-1500 liralık bir artış gelmiştir ve bu durum hayat pahalılığından çıkmıştır. Vatandaş markete girdiğinde, kasaba girdiğinde her şeyi oradan alır. Milletvekili de oradan alıyor. Bu durum asgari ücretliye nasıl yansır? Asgari ücret açıklandığı zaman vereceği artış nedir zaten? 50-80 lira arası… 100 lira verse ne olur sanki? Asgari ücret alan biri markete girdiğinde, 100 lirayı veriyorsa, ev kirası sterlin üzerindense, çocuğun okuluna verdiği para yine sterlinse ne yapacak? Bir markete girdiğinde vatandaş soruyor nereye gitti bu para? Bu sistemi düzeltmeleri lazım. Halkın Partisi’nin 9 milletvekili var. 9 kişi bu parayı almadığında bir çare olur mu bu? Bağış yapacağı kurumun tespitini nasıl yapacak? 
Serkan Özmenoğlu: Hayat pahalılığına yansıttıkları rakamlar komik, hatta trajikomik. Gülünecek bir durum bu. Aza az, çok olana çok yansıdı. Neden böyle? Ne yapıyor bu vatandaş bu ülkenin içinde? Eziliyoruz. Başbakan geldi yeni bir hükümet kuruldu. Öyle yapacağız, böyle yapacağız. Vatandaşın yanında olacağız kalkındıracağız. Hiç bir şey yaptıkları yok. 20 liraya 10 tane domates alabildim. 2 Lira tanesi mi bu domates? E ne kadar yaptılar hayat pahalılığını? Nasıl düzeltecekler bu sistemi?  Gelen sisteme uyuyor. Ama onların bir eli yağda diğeri balda. Başbakanın da, milletvekillerinin de, ailelerinin de, yönetenlerin de, hepsinin bir eli yağda diğeri baldadır. Esnafı soran yok. Memura çok fazla bir şey söylemek istemem ama gelgelim herkesin rahatı yerinde. Esnaftır burada ezilen. Halkın Partisi’nin yaptığı tamamen bir göz boyamadır. Almasınlar bakalım bir sene boyunca milletvekilleri, bakanlar, yönetenler… Almasınlar maaşlarını bakalım. Da bu şekilde kime yardım edeceklerse yardım etsinler. O zaman bir kademe daha yukarı çıkabilirler. Böyle giderse, bu seçimlerde şansları kalmayacak. Zaten Ahmet gelir, Mehmet gider. Kimse bu vatandaş için bir şey yapmaya çalışmıyor.

Güncelleme Tarihi: 31 Temmuz 2018, 03:07
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474