Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla emekli Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Altan Er’in iddialarına dikkat çekti. Özersay,”Bu iddialar doğru mu? Kamuoyu açıklama bekliyor” başlığıyla yaptığı paylaşımda yetkililerden ve adı geçenlerden açıklama yapmasını istedi.
Altan Er’in 5 Eylül’de Serhat İncirli’ye yaptığı açıklamanın üzerinden 2 gün geçmesine rağmen iddialarla ilgili herhangi bir izahat yapılmadığını belirten Özersay, kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini belirtti.
HP lideri Özersay, sosyal medya paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Bu iddialar doğru mu? Kamuoyu açıklama bekliyor!
Eski GKK Komutanı sıradan birisi değildir, iki gündür basına yansıyan iddialara dair henüz herhangi bir açıklama gelmedi. Bu durumda söylenenlerin doğru olduğunu mu kabul etmemiz lazım? Şeffaf şekilde bu durumlar aydınlatılmazsa bundan Cumhurbaşkanlığı da Polisimiz de zarar görür. Cumhurbaşkanlığı alelade kişilerin her söylediğine cevap yetiştirmek zorunda değildir ama bahse konu kişi bu ülkede bir süre önce en yetkili komutanlardan birisiyse bu işin doğrusu nedir çıkıp konuşmak ve aydınlatmak şarttır. Kamuoyu bu konuda bu işin doğrusunun ne olduğunu öğrenmeyi hak eder ve bir açıklama beklemektedir.”
Emekli komutan Er çarpıcı iddialarda bulunmuştu
Emekli Komutan Er, Afrika gazetesinde kendisiyle ilgili yayımlanan ‘bir iş adamıyla ara bölgeye kayıt yaptırmadan geçtiğine’ dair haber üzerine Serhat İncirli’ye konuşmuştu.
Er, yaptığı açıklamada şu iddiaları ortaya atmıştı:
“Bir Pazar günü Lokmacı bölgesindeydim. Polis de bana bağlı, görev bölgesi de… Sivil kıyafetliydim, yanımda bölgeden bir esnaf, polis bana eşlik etti, ara bölgede, sorumluluk hattına kadar yürüdük, geri döndük…
Komutanlar, kendi sorumluluk bölgelerini zaman zaman kontrol ederler… Rum tarafına geçecek ve biriyle görüşecek olsam, kamera olan bir yerden geçmem… Tüm sınır kendi sorumluluğumda, uygun bir yer bulur geçerim… Biriyle görüştüğüm falan yalandır.
Ben görevdeyken, yedi polisle ilgili olarak, Polis Genel Müdürü’nden bana bazı bilgiler geldi. Genel Müdür’e göre bu yedi polis memuru, H.F. adlı bir kişiye çalışıyordu… Konuyla ilgili komisyon oturdu, incelemesini, araştırmasını, soruşturmasını yaptı. Yedi polisten dördü, meslekten men edildi… Üç tanesi ise suçları ispat edilemediği için pasif görevlere çekildi…
Bu yedi polis memurunun evleri arandı, dizüstü bilgisayarlarına, cep telefonlarına el kondu. Hepsi tek tek incelendi… Bir tanesinin bilgisayarından başka şeyler çıktı… En başta şaşırtıcı olan, 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe kalkışması sırasında, bu terör örgütü tarafından yayımlanan sıkıyönetim genelgesinin orijinalinin bilgisayarda bulunmasıydı… Fethullah Gülen’in binlerce fotoğrafı vardı bilgisayarda…
"Bu polis de meslekten men dilenler arasındaydı… Kararı veren ben değildim, ilgili komisyondu… Ama sanırım sorumluluk bana kaldı… H.F. adlı kişi 4 veya 5 defa beni arayıp, görüşmek için randevu istedi… Randevu vermedim, görüşmedim…
Daha sonra o dönemin çok üst düzey bir yetkilisi E.T. de beni aradı… ‘H.F. benim dostumdur, partimize çok ciddi yardımları oluyor, görüşün kendisiyle lütfen’ gibi ifadeler kullandı. Yine görüşmedim… E.T. beni bir akşam yemeğe davet etti. Nereye gideceğiz diye sorduğumda, H.F.’ye ait restoranın adını verince, yemeğe katılamayacağımı belirttim.
Bu arada şimdilerde siyaseten emekli D.E. ve değerli eşiyle yemekte bir araya geldik. Yine konu H.F.’den açıldı, O da bana ‘elimizde büyüdü, çok iyi insandır, öyle iyidir, böyle iyidir’ dedi. Görüşmedim.”
Eeee ne olmuş komutan fetocu mu insan kaçakçısı mi Rum casusumu neyi kastediyorsun bitik siyasetci
Biz kimmisiz sen kimsin turkish ibneleri.