banner564

“Buna mecburuz”

Talat, Kıbrıs sorunu var olduğu sürece çözüm için çaba sarf etmek gerektiğini belirtti

“Buna mecburuz”
banner598

 Raif UZKAN

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorunu var olduğu sürece çözüm için çaba sarf etmek gerektiğini belirterek, “Kıbrıs sorunu çözülmek zorundadır, öyle ama böyle” dedi.
İki devletli çözüm olacaksa bile iki tarafın da bunda anlaşması gerekeceğini aksi halde ikinci devleti Türkiye’den başkasının tanımayacağını kaydeden Talat, Kıbrıs sorununun çözümünün ihtiyaç olduğunu ve bundan hiç şaşmamak gerektiğini belirtti. 
Talat, “Asla anlaşmadan kaçan taraf biz olamayız. Bunun acısını 2004’e kadar yaşadık, 2004’ten sonra öyle olmadık ve bunun da nimetlerinden yararlandık” dedi.
Beyrut’ta 3 Haziran 1968’de başlayan Kıbrıs tolumlararası müzakereleri, 50’nci yılını tamamladı. Kıbrıslı Türk ve Rum liderler, geçen yarım asırlık süreci Türk Ajansı-Kıbrıs’a değerlendirdi.
Mehmet Ali Talat, müzakerelerden 50 yıldır sonuç alınamamasını, süreci ikiye, hatta üçe ayırarak değerlendirmek gerektiğini belirtti. Talat, “Bir Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsız olarak ilan edildiği dönem ve ondan öncesi ilanı gerektiren süreç, sonra Kıbrıs Cumhuriyeti ve yıkılışı, bir de 74 ve sonrası bu üçünün karakteristikleri farklı” dedi.

74’ten sonra durum değişti…
“1963’te olaylar başladığında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin geçici bir sıkıntı yaşadığı düşünülüyordu. Makarios bunun ENOSİS’e evrilmesini, Türk tarafıysa bunun Taksim’e evrilmesini hayal ediyordu. O nedenle çözüm olması mümkün değildi” diyen Talat şöyle devam etti:
 “68’de görüşmeler başladığında Türk tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin zım”nen devamını kabul ettiğini kaydeden Talat, “O dönemde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin restorasyonu gündemdeydi, yani 74’e kadar olan dönemde,‘Kıbrıs Cumhuriyeti nasıl restore edilir?! çalışmalarıydı, onun 50. yıldönümündeyiz zaten…”
Talat, 1974’teki müdahaleden sonra durumun gene değiştiğine işaret ederek, “1973’te bir anlaşma yapılmış olsaydı, 1974’te gene müdahale olabilirdi aslında… 74 harekâtı sırasında görüşmeler de devam etti Cenevre’de. Bir türlü sorunu kökten çözme yoluna gidilmedi” şeklinde konuştu.

“Denktaş çözüm istemiyordu”
Talat, 1977’den itibaren Kıbrıs’ta federal bir çözüm aranmaya başlandığını ama tarafların federal çözüme bakış açılarının çok farklı oluşundan dolayı sonuca ulaşmanın mümkün olmadığını kaydetti.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın da çözüm istemediğini ve bunu defalarca kendi çevresine söylediğini belirten Talat, “Cuellar belgesini kabul etti, Kiprianu kabul etmeyecek diye. Neden çözüm olmadığı sorusunun cevabı budur. Çünkü Denktaş Bey asla çözüm istemezdi… Ondan sonra Rum yönetiminin gerçek niyetlerini bilemezdik, çünkü Denktaş Bey atılır ve her şeyi reddederdi… Dolayısıyla niyetlerinin ne olduğunu göremezdik” dedi.


“Rum egemenliğini paylaşmak istemiyor…”
“Bir şey daha var tabi. Dünyaca ‘yasal devlet’ sayıldığı için egemenliği paylaşmak Rum tarafı için zordu. Bugün bana göre temel neden budur.. Denktaş dönemini saymıyorum” diyen Talat, sözlerini şöyle sürdürdü:
 “Mont Pelerin ve Crans Montana’da da bu görüldü. Anastasiadis, dönüşümlü başkanlığı zorla, uluslararası aktörlerin baskısıyla, garantilerle ilişkilendirerek ve karışık bir ifadelendirmeyle kabul eder gibi göründü. Karar alma süreçlerinde bir Kıbrıslı Türk’ün de oyunun olmasını Bakanlar Kurulu seviyesinde kabul etti, diğer organlarda kabul etmedi. Egemenliği paylaşmak istemiyorlar. Bugün için esas neden budur. Bugün için konuşuyorum, geçmişte farklıydı”

“BM etkin olarak devreye girmeli, takvim olmalı”

2. Cumurbaşkanı Talat, Kıbrıs Konferansı’nın başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından kopan müzakerelede yeni bir masa kurulacağına yönelik bir izlenimi olmadığını ancak kurulacaksa BM’nin aktif rol üstlenmesi gerektiğini belirtti. 
Talat, BM Genel Sekreteri’nin 30 Nisan’da Crans Montana’da ‘Aman masa devrilmesin’ der gibi can havliyle iki tarafın hassasiyetlerine cevap vermeyi hedefleyen köprü kurucu önerilerinden oluşan ve her iki tarafca farklı yorumlanan “Guterres Çerçevesi”ne tarafların bağlılığının BM tarafından teyit edilmesi gerektiğini vurguladı.
 “Rol BM’nindir şu anda…BM gelinen son noktadan hareketle, taraflarla ayrı ayrı yoğun çalışma yapmalıdır..” diyen Talat, Guterres çerçevesinin ayrıntılanmış halini iki tarafın da kabul edebileceği hale getirdikten sonra tarafların bir araya getirmesi ve bu işi bitirmesi gerektiğini belirtti. Talat, öbür konularda zaten anlaşma sağlandığını ve anlaşılmayan konuların da sadece bunlar olduğunu kaydetti.

“Çözüme en yakın nokta, Annan Planı’ydı”
Mehmet Ali Talat, çözüme en yaklaşılan dönemin Annan Planı zamanı olduğunu belirterek, “Hepimiz bunu sezdik. Annan Planı’nın takvimlenmesi, önceden referandum tarihinin de belirlenmesi çözüm havasını doğurmuştu” dedi.
Talat, Rum tarafından “Hayır” kampanyası başlatılıp, meydanlarda yığınlar toplanınca, çok çözümcü görünen Kıbrıslı Rumların bile o dönemde olumsuz tutum takındığını belirtti.

“Müzakere masasında en makul lider Vasiliu”
Mehmet Ali Talat, müzakere masasında en makul Kıbrıslı Rum liderin Vasiliu olduğunu ve bunun da ispat edildiğini belirtti.  

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473