Çiğdem AYDIN

   Eski Başbakanlardan, CTP Gazimağusa Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, KKTC’nin iç siyaseti ve Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak ‘çok konuşulacak’ açıklamar yaptı. Diyalog’a yaptığı açıklamada “Kıbrıs’ın kuzeyinde devlet malûl’dür” diyen Soyer, Güneyde ise ‘Kıbrıs konusunda ‘malül’lük olduğunu söyledi.

   Hükümet ortağı DP-UG ile UBP ve Cumhurbaşkanı’nın ‘seçim derdinde olduğuna dikkat çeken Soyer “Ülkede verimlilik düşmüştür. Artık özlü tartışmalara girilmeli ve yeni bir bakış açısı gerekmektedir. Bu şekilde ileriye gitmek mümkün değildir” dedi.

   Soyer, Maraş’ın ise, bütünlüklü çözümün bir parçası olduğunu ifade etti.

   Eski Başbakan, CTP Gazimağusa Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, Diyalog’un sorularına şu yanıtı verdi:

   Soru: Kıbrıs konusunda bizim taraftan farklı sesler çıkıyor. Amerikalı Rubin, AB’li Füle geldi ve Maraş konuşuldu. Sizce yakınlaşma için Maraş’ın iadesinde ne sakınca vardır? Hele Ercan’a uçuşlar başlarsa bu jest yapılamaz mı?

   Soyer: Elbette bu konu görüşülebilir. Fakat şu anda önemli olan bütünlüklü bir çözümdür ve bunun dışına çıkılmamalıdır.Güven artırıcı önlemler konusunda Ercan elbetteki düşünülebilir fakat bu konu tek başına çözümü getirmez. Bütünlüklü bir çözümün dışına çıkılarak çözüm aranmamalıdır.

   Soru: Kıbrıs sorununun çözülebilmesi için Türk tarafı hangi konularda ileri adım atmalı,

Rum tarafı ne yapmalı?.

   Soyer: Kıbrıs Türk tarafı ana hatlarıyla toprak konusunda bir açılım yapmalıdır. Rum tarafı da siyasi eşitlik ve federal güç paylaşımı konusunda taviz vermelidir. Gerçek olan iki harita vardır. Biri 1986 yılında KKTC meclisinde de oy birliği ile kabul edilen haritadır ki burada Türk tarafı açısından toprak dağılımı yüzde 29 (+)artıdır.

   Bir diğer resmi harita ise Annan Planında olan haritadır bu iki haritada toprak konusunu belirlenmiştir. Resmi olan haritalar bunlardır. Bu haritaların dışında olan haritalar gerçek dışıdır ve tam bir maskaralıktır. Hele son zamanlarda bazılarının elinde dolaşan haritalar vardır tam bir maskaralık örneğidir.

Çözüm şarttır

   Soru: Kimisi “Kıbrıs sorunu çözülmezse burada hiçbir şey düzelmez” diyor, kimisi çözüm halinde Kıbrıslı Türklerin biteceğini iddia ediyor. Siz ne dersiniz?.

   Soyer: Açık olan bir şey vardır. Kıbrıs sorununun çözülmesi şarttır. Bizim Demokratik, evrensel ilişkilerin içerisine girmemiz şarttır. Bunun için de Kıbrıs’ta bütünlüklü bir çözüm şarttır. Eğer birileri çözüm olursa Kıbrıslı Türkler yok olacak iddiasında ise ve eriyeceğini iddia edenler bu halka inanmayanlardır. Kıbrıslı Türkler Osmanlı döneminde beridir varoluşunu sürdürmeyi başaran bir toplumdur. Kıbrıslı Türkler bir çözüm halinde Dünya koşullarında evrensel koşullara dahil olacak ve eriyecek düşüncesi yanlıştır.

Senaryolar yazıldı

   Soru: KKTC’deki siyaseti görüyorsunuz. CTP-DP koalisyonu kurulduğu günden beri hemen her gün gazete sayfalarına ‘koptu-kopacak’ haberleri taşınıyor. Sonrasında ‘anlaşmazlıklar var ama hükümet görevdedir’ deniliyor.  Bu hükümet sizce inandırıcı olabildi mi?.

   Soyer: Konu aslında hükümetin inandırıcılığı olup olmaması olmamalıdır mesele hükümetin yaptığı ve yapacağı işler olmalıdır. Memlekette bir gerçek vardır, bu hükümetle ilgili senaryolar yazıldı bazı senaryolara göre DP-UG ve UBP ittifakı 2015 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine endekslidir.Veya iki partinin birleştirilmesi çabası  vardır ve bu da 2015 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgilidir. Yani buradan şunu görüyoruz ki bu insanların tek derdi seçim’dir. Bunların dayandığı temel  argüman nedir, Kıbrıs sorununda toplumu umutsuzluğa sürüklemektir, bir nevi piskolojik bir zafiyet yaratmaya çalışıyorlar. Millet geçim derdindedir, toplum demokratik bir yaşam içerisinde olma derdindedir .Bunlar DP-UG, UBP ve Saray seçim derdindedirler.” 

   Soru: Hükümet bu şekilde yoluna devam edebilir mi?.

   Soyer: Kanımca bu ülkenin krize ihtiyacı yoktur. Temel sorunlara eğilerek potansiyel bir güçle toplumun sorunlarını çözmek gerekmektedir. Ama burada bir sıkıntı olduğu aşikardır. Hükümet istenen hızda bir faaliyet yürütemiyor. DP-UG tarafından istismar ediliyor. Çünkü ne DP-UG,nede UBP ülkeye ve halka hizmet duygusu ile hareket etmiyor.

    Halka hizmet sorunları ivedi çözmek için uğraş verilmesi noktasından hareket edilmelidir.UBP ve DP-UG’nin terk dertleri gelecek seçimde nasıl oy alırım Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne yaparım düşüncesidir.Ve tek dertleri tekrar söylüyorum seçimdir.

Topyekün tartışma gerekiyor

   Soru:Kıbrıslı Türklerin sorunları şimdiki siyasi anlayış çerçevesinde çözülebilir mi?...

   Soyer: Kıbrıslı Türkler, topyekün olarak bir tartışma, değerlendirmenin içerisine girmelidir. Dünyada ve evrensel kurallara dahil olmak için nasıl bir yapılanmaya ihtiyaç vardır, verimli bir kamu yaratabilmek için neler yapılmalıdır bunlar artık sorgulanmalıdır. Bir “Anayasa” çalışması içerisine girilmiştir fakat bu konuda da UBP’nin isteksizliği, DP-UG’nin zamana oynaması gözle görülen bir gerçektir.

   Ülkede verimlilik düşmüştür artık özlü tartışmalara girilmeli ve bakış açısı değişmelidir.Fakat DP-UG ve UBP tamamen seçime odaklı hareket etmekte ve buna odaklanmaktadır.Bu şekilde ileriye gitmek mümkün değildir.Şahsileştirilmiş siyasi yaklaşımlar yanlıştır.

Devlet ‘malûl’

    Soru: Lütfen cesurca söyleyin. Biz gerçek anlamda bir devlet olabildik mi?

   Yanıt: Bana göre her devletin kendine göre sorunları vardır. Adanın Kuzeyinde devlet yapılanması çözümsüzlüğe endeksli olduğu için, milli dava öne çıkarıldığı için her konu buna dayandırıldığı için, kamuda oluşturulan düzen dahi bu söylediğim iki kavram üzerine oluşturulmuştur bu nedenle bir devletin devlet olabilmesi için teknik yapılandırılması yapılmamıştır.

   Devlet olabilmek için teknik yapılandırılma esastır. Federal çözümün önünün kesilmesi için uğraş verilmektedir ve düzen de böyle kurulmuştur,gelinen aşamada üretkenlik dumura uğramıştır. Türkiye’den gelen paralarla kamu hantallaştırılmış, ülkede hizmet alımı şekillendirilmiştir. Bence adanın Kuzeyinde devlet malûl’dür. Güneyde ise Kıbrıs konusunda  malûllük vardır. Adanın kuzeyinde bir reorganizasyon şarttır.