Mert ÖZDEŞ
Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Rumların, Kıbrıs sorununun çözümünde samimi olmadıklarının artık dünya tarafından anlaşıldığını ve bu çerçevede Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonları kaldırma sürecinin başladığını söyledi. Diyalog’a yaptığı açıklamada, ikinci bir referanduma destek veren Nami “Birleşmiş Milletler gibi kurumların hakemliği devreye girmeli” dedi.
“Bu işin bir bitiş tarihi olmalı” diyen Nami, şunları kaydetti:
“Takvim istiyorum derken bunu hakemlik müessesesinden ayrı tutamazsınız. Sadece takvimden bahsederseniz karşı taraf sizin zamanı kullanarak sürenin sonunda ‘herkes kendi yoluna’ senaryosunu oynadığınızı düşünür.”
Diyalog TV’de ‘Odak Noktası’ programına katılan ve soruları yanıtlayan Dışişleri Bakanı Nami,
dünyanın, Kıbrıs sorunu çözülmeden Doğu Akdeniz’de hidrokarbonların kullanılamayacağını ve Kıbrıs sorununun çözümünde Rum tarafının uzlaşmaz tavrının anladığını söyledi. Bakan Nami, bu nedenle Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonların kaldırılma sürecinin başlatıldığını ifade etti. Nami şöyle dedi:
“Yani müzakere masasında Kıbrıslı Türkleri net bir şekilde muhatap alıp, karşılıklı çıkarlar üzerine müzakere sürecini sonuçlandırmak yerine Rum Liderin taktiksel oyunlara sürekli girmesi bir taraftan Rusya’ya, İsrail’e göz kırpması öte yandan Mısır ile anlaşma yapmaya çalışması hidrokarbon konusunda dışlayıcı bir tavır sergilemesi, bu oyunun kazan-kazan formülünden çıkarılıp, kazan-kaybet formülüne dönüştürülmesidir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.”
Brüksel temasları ve Hellim
Brüksel’deki temaslarında Kıbrıslı Türklere verilen sözleri hatırlattıklarını belirten Dışişleri Bakanı Nami, Genişlemeden Sorumlu Komiserliğin Kıbrıslı Türklerle ilgilenmeye devam etmesini istediklerini belirtti. Nami, Hellim konusunda ise olumlu yanıtlar aldıklarını kaydetti.
İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkeler ile gerçekleştirilen ziyaretlerde büyük ilgiyle karşılandıklarını belirten Bakan Nami, bu ülkelerde Rumların İsrail ile olan yakınlaşmasının rahatsızlık yaratmaya başladığını ifade etti. Nami şunları kaydetti:
“Rum tarafı bizim o bölgelere yapacağımız ziyaretleri haber alır almaz engelleyici, engellenemiyorsa dengeleyici temaslar gerçekleştirmek için girişimler yapmış. Beklediğimizden daha büyük bir ilgiyle karşılaştık. İİT teşkilatının büyük ilgisi üst düzey kabul, Umman ve Katar’daki resmi görüşmeler ikili ilişkiler açısından son derece olumluydu. Bu ülkelerden gelebilecek yatırımların önünü açmak için çalışmalara başladık.
Rum tarafının özellikle İsrail ile gelişen ikili ilişkiler bu ülkelerde rahatsızlık yarattı. Bu ilişkileri bir nevi sanki Türkiye’ye karşı cepheleşme gibi ortaya koymaları rahatsızlık yarattı. Bunun dengelenmesi gerektiğini düşünüyorlar. Hidrokarbon konusunda bu ülkelerin son derece büyük deneyimleri var. Bunları Kıbrıs Türk tarafıyla da paylaşmaya hazırlar. İlerde oluşacak işbirlikleri içerisinde olmak istiyorlar. Bizi de doğal bir müttefik olarak görüyorlar.”
“Anastasiadis’e inanan tek bir güç dahi yok”
Nami, Anastasiadis’in Türk tarafını suçlayıcı söylemlerinin itibar görmediğini belirterek şöyle dedi:
“Anastasiadis sabah akşam istediği kadar ‘Türk tarafı yüzünden görüşmeler akamete uğradı’ desin. Dünyada kendisine inanan tek bir güç dahi yok. Herkes Türk tarafının Müzakerelede, Navtex ve Hidrokarbon konusunda da son derece ölçülü olduğunu görüyor. Bunun aksini iddia eden tek bir büyükelçi ile dahi muhatap olmadım.”
Hellimin coğrafi tescili konusunda Türk tarafının yürüttüğü diplomasinin sonuç verdiğini ifade eden Bakan Nami, konunun kritik bir aşamaya geldiğine dikkat çekti.
Rum tarafının ‘meşru hükümet benim sadece benim atayacağım kurumlar yetkili olabilir’ tavrında ısrarcı olması halinde konunun tıkanık kalmaya devam edeceğini belirtti.
Navtex krizi devam eder
Nami, Rum liderin ‘Navtex yetmez, egemenliğim de tanınmalı’ bakış açısında ısrar etmesi durumunda krizin süreceğini belirterek şöyle dedi:
“Biz bu kozu kendilerine teslim edemeyiz. Kendilerine adanın tek hakimi gibi gören biri ile eşitlik temelinde uzlaşıya varmanız mümkün değil. Bu beklentilerini bozmamız gerekir. Bizim doğalgaz ile ilgili pozisyonumuzun ana temelinde yatan olgu budur. Biz bu filmi 10 yıl önce gördük. AB üyeliği sonrası çözüm motivasyonunu kaybettiler. Şimdi doğalgaz oyuncağı buldular. Bu oyuncağı veremez Türk tarafı. Bu doğalgaz değil kapsamlı çözüm meselesidir.”
Güncelleme Tarihi: 30 Mart 2015, 12:56