Işık Kitabevi’nin 27. Kitap Fuarı’nın bu yılki onur konuğu da olan Rum Yönetimi eski Başkanı Yorgo Vasiliu, fuarda düzenlenen söyleşiye katıldı. Kıbrıslı Türk akademisyen, araştırmacı-yazar Niyazi Kızılyürek’in kaleme aldığı “Yorgos Vasiliou Düne ve Yarına Dair Düşünceler” kitabı bağlamında gerçekleşen söyleşiyi çok sayıda kişi izledi ve Vasiliu’ya sorular yöneltti.Kızılyürek ve Vasiliu, söyleşi öncesi ve sonrası okurlara kitaplarını da imzaladı.
Konuşmasına “Ben Kıbrıslı Türk ve Rumların bu ülkeyi yeniden birleştirmek ve barış içinde yaşamak istediğinden en ufak bir şüphe duymuyorum” diyerek başlayan Vasiliu, çok ideal olmasa da Annan Planı’nı çok yürekten desteklediğini ve kabulü için çok uğraştığını, çünkü bir yerden başlanması gerektiğine inandığını söyledi. Vasiliu, statükonun herkesin çok aleyhine olduğunu belirterek, özellikle Kıbrıslı Türkler için statükonun sürmesinin gelecekleri olamayacağı görüşünü ifade etti.
“Kıbrıs Türk devletinden söz edemeyiz...”
Bir soru üzerine “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs’ta iki devletlilik durumunun gerçekleşebileceğine inandığını düşünmediğini” söyleyen Vasiliu, bir BM üyesi olan Türkiye’nin BM kararlarına uygun davranmaya çalıştığını, “BM’nin Kıbrıs’ta birden fazla devlet kurulmasını ve birden fazla self determinasyon hakkını sınırladığını” belirtti.
Yorgo Vasiliu, şimdi Türkiye Başbakanı olan Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde Kıbrıs’ta iki liderin, Kıbrıs’ta federal bir devletin Kıbrıslı Türk ve Rumların özgür iradesiyle kurulacağından söz eden ortak açıklamasının hazırlanmasına şahsen katkı koyduğunu kaydetti; “Dolayısıyla Kıbrıs Türk devletinden söz edemeyiz, böyle bir şey olamaz” dedi.
Zamanın aleyhte işlediğine vurgu yapan Vasiliu, çözümsüzlük sürdükçe her şeyin daha kötüye gittiğini söyledi ve Kıbrıslı Türk ve Rumların çözüm için uğraş vermesini istedi.
“Çok uğraştım”
AB’nin de yeni küçük devletler oluşmasını benimsemediğini, çünkü küçük devletlerin AB için sorun getirdiğini belirten eski Rum Yönetimi lideri Vasiliu, “Ben Kıbrıs’ın AB’ye tek ülke olarak üye olabilmesi için çok uğraştım. Yol kat edilememesinin nedeni, Denktaş’ın katı tutumu oldu çünkü kendisi ayrı devletin sahibi olmakta ısrar ediyordu. Ayrı bir devlet kurulması boşuna zaman harcamadır. Kurulsa bile nerede yer alacak? Ne yapacak...?” diye konuştu.
Vasiliu, halen devam eden müzakerelerde, iki müzakereci Kudret Özersay ve Andreas Mavroyannis arasındaki görüş ayrılıklarının zannedildiğinden daha küçük olduğu görüşünü ifade etti.
Türkçe’nin AB dili olması konusundaki bir soru üzerine Vasiliu, “Kıbrıs Cumhuriyeti iki diliyle AB’ye üye oldu ancak bu konu benim işim değil, peşinden koşmak lazım” dedi.
“Affetmek ve uzlaşma”
Kıbrıs’ta trajik bir tarih bulunduğunu, kötü olaylar, katliamlar yaşandığını hatırlatan Yorgo Vasiliu, sorunların tek taraflı haklılıkla çözümlenemeyeceğine inandığını dile getirdi. Vasiliu, çözümün iki temele dayanması gerektiğini ve bunların da “affetmek ve uzlaşma” olduğunu vurguladı.
Vasiliu, “Küçük-büyük tüm günahları affedebilmeliyiz. Birleşik Kıbrıs ancak affederek kurulabilir. Ne Kıbrıslı Türklerin, ne de Kıbrıslı Rumların talepleri yüzde 100 hayata geçebilir. Ülkenin yeniden birleşmesinin şifre sözcükleri ‘affetmek ve uzlaşma’dır. Buna en güzel örnek de Güney Afrika’dır” ifadelerini kullandı. Rum Yönetimi eski Başkanı Vasiliu, Kıbrıslı Rumların Annan Planı’na neden “hayır” dediği konusundaki soruyu yanıtlarken, Rumların “ülkenin bir adım ileriye gidebilmesi için federal çözüm gereklidir” ve “Çoğunluk Rumlardadır, bizim dediğimiz olmalıdır” şeklinde ifade edilen iki akım arasında çok tartışma yaşadığını söyledi. Kıbrıslı Türklerin, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na ve iki devletten söz eden herkese, “ülkenin bir geleceği varsa o da federal devlettedir” diye “ısrar etmesi” tavsiyesinde bulunan Vasiliu, bir başka soru üzerine de Kıbrıslı Türk ve Rumlar’ın Annan Planı’na hazırlanması konusunda büyük eksiklikleri bulunduğunu, buna rağmen her iki toplumdan da “evet” çıkacağına inandığını ama bunun olmadığını anlattı.
“Rum toplumu nihayet anladı”
Vasiliu, Kıbrıs Rum toplumunun zaman içinde nihayet, Kıbrıs Rum liderliğinin Kıbrıslı Türkleri yönetmesinin mümkün olamayacağını, bir çözümde Kıbrıslı Türk ve Rumların siyaseten eşit olacağını anladığını söyledi.
“İki toplum da ‘evet’ diyecek”
“Güney Kıbrıs’ta hem DİSİ’nin hem de AKEL’in çok açık ve net şekilde federal bir devletten yana tavır takındığını” savunanVasiliu, “artık 1974 sonrası doğan gençlerin de ülkenin geleceğinin ancak birleşik Kıbrıs’ta olacağını anladığını” kaydetti; “Keşke bir an önce liderler bir antlaşma metniyle endam eylese, göreceksiniz iki toplum da ‘evet’ diyecek” ifadelerini kullandı.
“Enosis için mücadelesi verilmemiş olsaydı
”Vasiliu, bir soru üzerine, kendisinin Kıbrıslı Türkler için “400 yıllık misafir” ifadesi kullanmadığını, adadan birçok medeniyetin geçtiğini ve hepsinin bir şeyler bıraktığını kaydederek, “Enosis için mücadele verilmemiş olsaydı Kıbrıs bugünkü durumda olmazdı” dedi.
Mart 1993’te Gali Fikirler Dizisi ortaya çıktığında Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın “bu fikirleri kabul etmek veya istifa etmek alternatifleriyle karşı karşıya kaldığı, çünkü Türkiye’nin adada çözümden yana tavır sergilemeye başladığı” görüşünü dile getiren Vasiliu, güven yaratıcı önlemlerin çözüme yönelik hamleler olduğunu ama hiçbir zaman çözümün yerini tutamayacağını söyledi. Yorgo Vasiliu, “merkezi güçlü bir federasyon mu, zayıf merkezli bir federasyon mu” tartışmalarını günümüz için gereksiz bulduğunu, çünkü “yönetim” meselesini konuşurken Kıbrıs’ın AB üyesi ve Euro bölgesinde olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade etti.
Güncelleme Tarihi: 04 Eylül 2014, 09:48