banner564

“Birbirimize  dürüst olalım” 

Özersay, 50 yıldır müzakerelerden bir sonuç alınamayacağının görüldüğünü belirterek Kıbrıs’taki iki tarafın yeni işbirlikleri üzerinde fikir geliştirmesi gerektiğini söyledi

“Birbirimize  dürüst olalım” 
banner598

 Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Almanya'nın 30 farklı dilde radyo, televizyon ve internet üzerinden yayın yapan medya kuruluşu Deutsche Welle’nin (DW) Yunanca Servisi’ne röportaj verdi.

Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin yeni fikirlerden neyi kastettiği sorusuna Özersay, “Benim önerdiğim, farklı türden bir işbirliğidir. Federasyon da bir tür işbirliğidir ama bu tek işbirliği modeli değildir. Başka modeller de vardır.” yanıtını verdi.
Federasyonun, yetkinin ve zenginliklerin paylaşımına dayandığını vurgulayan Özersay, “Kıbrıs Rum kesimini suçlamıyorum fakat var olan koşullar ve durumlara bağlı olarak, Kıbrıslı Rumlar için yetkiyi ve zenginlikleri Kıbrıslı Türklerle paylaşmak kolay değildir. Çünkü Kıbrıslı Rumlar için işler yolundadır. Tanınmış bir devletleri var, AB’nin tam üyesidirler aynı zamanda hidrokarbonlarla ilgili araştırma yapabiliyorlar çünkü herkes bunu yapmalarına ilişkin yasal hakkı kendilerine tanıyor. Bu şartlar altında, Kıbrıslı Rumların federal bir işbirliğinde, yetkiyi Kıbrıslı Türklerle paylaşmasını beklemiyorum.” ifadesini kullandı.   
Özersay, “Dolayısıyla iki alternatifimiz var . Birinci alternatif durumları ve koşulları değiştirmektir. Kıbrıs Rum tarafının uluslararası toplumdan edindiği statünün değişebileceğinden emin değilim, ayrıca Avrupa Birliği’nin de Kıbrıs Rum liderliğine verdiği statü de değişemez. Dolayısıyla şartları değiştiremiyorsak, 50 yılın ardından birbirimize karşı dürüst olalım ve başka bir işbirliği çeşidini müzakere edelim.” dedi.

“Mevcut müzakere şekliyle güveni yok ediyoruz”
Özersay, Konfederasyonu mu kasteddiği sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bu önyargıdır. Bu dünyada gerçekte konfederasyon olan federasyonlar var. Gerçekte federasyon olan konfederasyonlar da var ve belirli bir adı olmayan bilinmeyen modeller de var. Başlangıçta söylediğim şeye geri dönüyorum. Bu koşullar altında yetki ve zenginliğin paylaşımı uygulanabilir bir hedef değildir. Üzgünüm. Hakikat budur. Ben tam paylaşım önermiyorum. Zenginliğin ve yetkinin paylaşılmasına değil, işbirliğine dayanacak olan başka bir işbirliği türü şekillendirilmesi konusunda çabalamamızı öneriyorum. Avrupa Birliği’nin kömür ve çelikle yaptığı gibi, bazı belirli konularda işbirliğine başlayalım. İki toplum arasında asgari düzeyde bir işbirliğinin başlayabileceğine inanıyorum. Bu yapabileceğimiz en iyi şeydir. Çünkü bugüne kadar –ve özellikle de müzakerelerin yapıldığı şekilde- güven inşa etmek yerine bunu yok ediyoruz. Müzakere çerçevesi,  istesek de istemesek de işe yaramadı.”

“Hayatının acı verici olayını anlattı”
“Hayatımın üçte biri Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakerelerde geçti” diyen Özersay, müzakerelerle ilgili görüşmelerin bir bölümünün, kayıp babasının naaşını ilk kez gördüğü  salonunda yapıldığını da açıkladı.  Özersay, “Bunu ilk kez söylüyorum. Kayıp babamın naaşını birkaç yıl önce bana gösterdikleri aynı salonda, Kıbrıs’ta barış için müzakere ediyorduk. Bu çok acı vericidir. Bununla birlikte, müzakerelerin hiçbir yere gitmediğini tespit etmek daha acı vericidir. 50 yıllık müzakerenin ardından, bütün enerjimizi tükettik. Nice eğitimli insanlardan oluşan birçok nesil, hiçbir sonuç olmadan aynı müzakere salonundan geçiyor. Kendi kendimize neden diye sormalıyız. Ben Kendi kendime sorduğum zaman buna verdiğim yanıt, bu şartlar altında bu çözümün mümkün olmadığıdır. Bu, yaratıcı bir şekilde düşünmemiz gerektiği anlamına gelmektedir. Gerçeklikle yüzleşmemiz, tartışmaları bırakmamız ve belirli konularda gerçekten işbirliğinde bulunmamız gerektiğine inanıyorum.” dedi.

“Kıbrıs referandumla değil, işbirliğiyle birleşebilir”
Kudret Özersay sözlerini şöyle sürdürdü: “ Biliyor musunuz, Kıbrıslı Türk ve Rum uzmanlardan oluşan bir grup tarafından, babamın ve diğer yakınlarımızın naaşlarının bulunduğu tarlaya gittiğim zaman, çok değerli bir şey hissettim. Hiçbir şey, iki toplumun da yararına olan bir işbirliğiyle kıyaslanamaz. O tarlada, benim için hakikat oradaydı. Bu yüzden, sıradan insanlarla, onların arzularıyla ve gerçek anlamda hayatlarıyla meşgul olmamız gerektiğini söylüyorum. İhtiyacımız olan şey iki toplumun işbirliğidir. Kıbrıs referandumların ardından birdenbire birleşemez, ancak aşamalı bir yaklaşımla, adım adım ve pratik bir şekilde birleşebilir.”
Kıbrıslı Rum siyasi liderlerinin bu yöntemi benimsemeyeceğinin öne sürülmesi üzerine Özersay “Kıbrıs Rum kesiminde güya federasyon çözümünü destekleyen politikacılar var. Birlikte federasyon çözümünden konuştuğumuz zaman, yetkinin paylaşılmasıyla ilgili olarak aynı şeyi anlamıyoruz. Siyasi eşitliği idrak etme yolumuz aynı değil. Kıbrıs Cumhuriyeti 1960 yılında kuruldu ve hemen akabinde tek bir taraf tarafından yönetilen bir devlete dönüştürüldü. Rum kesimi tek başına yönetmeye alıştı. Bu suçlama değil, hakikattir. Bunca yıllık anlaşmazlığın ardından, siyasi eşitliği nasıl kabul edecekler? Söylemek istediğim şey, bazı Kıbrıslı Rum politikacılar federasyon istediklerini söylüyor ama hepsi aynı şeyi kastetmiyor.” yanıtını verdi. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474