Pelin DAL
Tüzük kurultayını dün tamamlayan Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) milletvekilleri, Kıbrıs sorunuda yaşanan son gelişmelere ‘ihtiyatlı’ yaklaşıyor. Diyalog’a konuşan Zorlu Töre, Akıncı ile Anastasiadis arasında ‘balayı dönemi’ yaşandığını belirtirken, bazı sınır kapılarının açılması dışında herhangi bir beklentisinin olmadığını söyledi. Faiz Sucuoğlu ise “halka sadece umut pompalanıyor ama ortada bir şey yok” dedi.
Ersin Tatar, Akıncı ile Anastasiadis arasında yaşananların, Talat-Hristofyas döneminde de yaşandığını anımsatarak, son gelişmelere ihtiyatlı yaklaştığını söyledi. Erdal Özcenk ise “Biz daha önceleri bu baharları çok yaşadık” diyerek, fazla iyimserlik içinde olmadığını ifade etti.
UBP milletvekillerinin açıklamaları şöyle:
Töre: Balayı dönemi yaşanıyor
“2015 yılının çözüm yılı olacağına inanmıyorum. İçinde bulunduğumuz yılda sadece bir yerlerde kapı açılır, başka bir şey de olmaz. Rumlar, garantileri istemediklerini söylüyorlar. Rum Liderleri ve Yunanlı yetkililer de dahil garantileri kabul etmeyeceklerini, Türkiye’den gelen kardeşlerimizi kabul etmeyeceklerini, onları askeri bir tehlike olarak gördüklerini söylüyorlar. Dolayısıyla şu anda sanki balayı dönemi gibi bir dönem yaşanıyor. KKTC’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra meydana gelen değişiklik doğrultusunda sanki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Rumların her istediğini kabul edecekmiş gibi bir hava yaratılıyor ama bunu hiç kimse yapamaz. Biz Türkiye’nin ve Türk ordusunun garantilerinden asla vazgeçmeyiz, iki kurucu devletten asla vazgeçmeyiz, halkımızın da göçmen olmasını asla kabul etmeyiz.
Özcenk: Biz bu baharları çok gördük
“Şu anda Kıbrıs konusunda bir bahar havası yaşanıyor. Ben bu konuda biraz ihtiyatlıyım çünkü daha önce de bu baharları biz çok yaşadık. Toplumun umudu artık bu konuda kırılmıştır. Her zaman bu baharları yaşıyoruz ve sonra umutlar sönüyor. Ama inşallah kalıcı, adil bir barış olur. Bizi azınlık durumuna düşürmeyecek bir anlaşmaya karşı değiliz.
Sucuoğlu: Halka umut pompalıyorlar
“Bir kere halkımıza Annan Planında olduğu gibi büyük bir umut pompalanmaya başlandı. Tabii ki inşallah bir anlaşma olur ama ben hep şunu söylerim, anlaşma olması kafi değildir. Anlaşma bu ülkeye barış getirmeli ve iki halkın da bir ölçüde benimseyebileceği bir anlaşma olmalıdır. Ancak bu şekilde çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakabileceğimiz güzel bir ada olur. Yoksa dıştan yapılacak baskıyla, empozeyle ortaya çıkacak bir anlaşma bana göre adada tekrar huzursuzluk yaratır ve maalesef dedelerimizin, babalarımızın yaşadığı sıkıntıları getirir. Bu yüzden çok dikkatli olmalıyız.
Tatar: İhtiyatlı yaklaşılmalı
“Ben yaşanan bu son görüşmelere çok ihtiyatlı yaklaşıyorum. Çünkü Sayın Talat da ilk seçildiğinde Rum lider Hristofyas’la birlikte çözüme çok yaklaştık demişlerdi ama daha sonra nelerin olduğunu hep birlikte gördük. Dolayısıyla Sayın Akıncı’nın da seçilmesiyle şimdi yeni bir olumlu hava oluşmuştur. Uluslarası aktörler de devreye girmiştir ama günün sonunda tabi ki iki taraf da test edilecektir. Kıbrıs Türk halkının asgari müşterekleri bizler için çok önemlidir. Dolayısıyla Sayın Akıncı seçimden sonra yaptığı ilk açıklamada “Ben artık Kıbrıs Türk halkının hepsinin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanıyım” demişti. Bu yüzden artık kendisini şahsi destekleyen partilerin görüşleri ile bir yere gidemez. Bütün halkın görüşlerine cevap vermelidir.”
Güncelleme Tarihi: 07 Haziran 2015, 10:44