Zorkun TAŞER
Dünya ile birlikte ülkemizde de son yıllarda artan sosyal iletişim hakkında uzmanlar önemli uyarılarda bulunuyor, internetin çok kullanıldığında bağımlılık yarattığına dikkat çekiyor.
Uz. Klinik Psikolog Zehra Ayça Aysen, sosyal medyanın yarattığı etkileri Diyalog’a anlattı.
Aysen, “Popülaritesi gün geçtikçe artan sosyal medya, günümüzde laptop, note book ve özellikle de telefonlarımız aracılığı ile hayatımızın önemli bir bölümünü işgal ediyor. İnternet artık sadece bilgi edinmek, araştırma yapmak, film seyretmek, müzik dinlemek, haber okumak gibi alanlar için kullanılmıyor. Sosyal paylaşım sitelerinde ki kişisel bloglar aracılığıyla, günlük yaşamlarında ki aktivitelerini, duygu ve düşüncelerini, o an nerede ne yapıyor olduklarını başkaları ile paylaşmak ve hatta toplumsal olaylara olan tepkilerini ifade etmek amaçlı kullanılan bir araç haline gelmiş durumdadır” dedi.
İnternet hayatımızın bir parçası...
Son yıllarda dünyada popüler hale gelen internet üzerinden sosyal paylaşım siteleri, gerçek anlamda bir yüz-yüze görüşme etkisi yaratmasa da, insan iletişimi konusunda hayatımızın bir parçası olmaya başladı.
Pek çok kişi, sosyal ağların insanları asosyalleştirdiğini belirtirken, buradaki kimliklerin utanma duygusunu yok ettiğinden ve insanlarda narsisizm gibi birçok farklı psikolojik etki ortaya çıkardığının altını çiziyor.
Gerçekte sosyal ağlar yaşam kalitemizi ne kadar etkiliyor?
Yapılan araştırmada insanların %24’ü yaşadığı an ve deneyimleri sosyal ağlarda paylaşarak birçok özel anı kaçırıyor. Birçok kişi ise sosyal ağlarda yaşadığını göstermek ve tecrübelerini paylaşma yarışında.
Sosyal medyada günde 10,5 milyar dakika
İnsanların her gün Facebook’ta 10,5 milyar dakika geçirdiğini ve mobil girişleri içermeyen sayının yaklaşık 19,963 yıla tekabül ettiği belirtiliyor.
Hindistan, ABD, Fransa, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda ve Singapur’daki Facebook kullanıcıları her gün 20 dakikadan fazla zaman geçiriyor.
Ayrıca insanlar mutlu haberlerin %62 sini sosyal ağlarda paylaşıyor.
İlginç bulgular ortaya çıkıyor
Genç nüfusun kullanım şekli de örneğin, 18-24 yaş aralığındaki kullanıcıların %43’ü arkadaşlarıyla planlarını sosyal medyada yapıyor.
Facebook kullanıcılarının %50 sinin ise 100’den fazla arkadaşı bulunuyor.
İnsanların çoğunun sosyal ağlarda kendilerini abartıp birbirlerine yalan söylüyor olması da yer alan bir diğer ilginç bulgu.
Diğer yandan sosyal medyada insanların %39’u yüz yüze görüşmekten çok online görüşmeyi tercih ederken, %33’ü internetten yeni insanlarla tanışmayı seviyor.
Aysen: Sosyalleşme sanal ortama kayıyor
Uz. Klinik Psikolog Zehra Ayça Aysen, sosyal medyanın yarattığı etkileri Diyalog’a anlattı. Aysen, “Popülaritesi gün geçtikçe artan sosyal medya, günümüzde laptop, note book ve özellikle de telefonlarımız aracılığı ile hayatımızın önemli bir bölümünü işgal ediyor. İnternet artık sadece bilgi edinmek, araştırma yapmak, film seyretmek, müzik dinlemek, haber okumak gibi alanlar için kullanılmıyor. Sosyal paylaşım sitelerinde ki kişisel bloglar aracılığıyla, günlük yaşamlarında ki aktivitelerini, duygu ve düşüncelerini, o an nerede ne yapıyor olduklarını başkaları ile paylaşmak ve hatta toplumsal olaylara olan tepkilerini ifade etmek amaçlı kullanılan bir araç haline gelmiş durumdadır” dedi.
Bu durumun, insanlar arasındaki sosyalleşmeyi sadece sanal ortama ittiğini anlatan Uzman Psikolog Aysen, “sosyal ortamda kişinin çoğunlukla kendisini pasifize eder hale geliyor. Kişinin fiziki ortamlara ayak uydurmakta güçlük çektiği de görülmektedir” dedi.
İnternet, gençleri okuldan uzaklaştırıyor
Sosyal ağların, kullanıcılara kendilerini yeniden tanımladıkları ve çeşitli sosyal ilişkilere katıldığı bir ortam sağladığını da söyleyen Aysen, “Yapılan bazı araştırmalar, sosyal medyanın (facebook ya da benzeri sitelerin) sıklıkla kullanılmasının, bağımlılık yarattığı ve kullanıcıda, narsizim (kendini beğenmişlik), anti-sosyal eğilim, aşırı davranışlar ve agresif tavırlar sergileme gibi davranım bozukluklarının gözlemlendiği ortaya konmuştur. Gençlerde ise okuldan uzaklaşma, mide ağrıları, uyku sorunları, sinirlilik ve depresyon gibi şikayetlerinde oldukça fazla olduğu tespit edilmiştir” ifadelerini kullandı.
Aile ile ilişkiler sarsılıyor
Aysen, özellikle gençlerin aile ilişkilerini olumsuz etkileyen sosyal medya, iletişim sorunlarının ortaya çıkmasına, ailenin çocuklara, çocukların ise ailelerine olan sorumluluklarını yerine getirmemesine ve çocukların aileleriyle araların da uçurumların oluşmasına sebep olduğunun görüldüğünü söyledi.
Aysen, yaşanan bu durumun da çocukların okul ve eğitim performansını etkilemekte olduğuna işaret ederek “Aynı zamanda da ders notlarının düşmesine ve okumaya ayırdıkları süreninde azalmasına sebep olabilmektedir. Oysa ki; sosyal medya doğru kullanıldığı takdir de toplumları yönlendirme, kültürü şekillendirerek yayma ve gelecekteki kuşaklara aktarma konusun da çok iyi bir aracı olabilir. Fakat sosyal medya uygulama içeriği açısından kişiden kişiye değişen ve farklılaşan bir özelliğe sahip olduğundan hem kontrol edilemeyen bir yapıya, hem de kullanıcının kimlik bunalımına sürüklenmesine de sebep olabilir” dedi.
“İnternetin avantajlarından faydalanılmalı”
İnternet kullanımının zamanlaması ve kullanım yeri optimum şekilde ayarlanabildiğinde, bize sunduğu avantajlar ile bağımlılık yaratması halindeki dezavantajları hassas bir terazi üzerinde olması gerektiğini anlatan Aysen, “Sonuç olarak yüz yüze iletişimi zayıflatan sosyal paylaşım sitelerinin aşırı kullanımı, insanları birbirinden uzaklaştıran sosyal yaşamdan soyutlayan tehdit niteliğindedir” diyerek uyardı.
“Elbette ki günümüzün getirdiği bu teknolojiyi hayatımızdan çıkarmak mümkün değildir” diye konuşan Aysen, “Önemli olan ve yapılması gereken, sosyal paylaşım sitelerinin, insanlar arasındaki iletişimine ve yakınlaşmalarına zarar vermesine engel olmak ve doğru kullanarak avantajlarından faydalanabilmektir” ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 06 Ekim 2014, 10:11