Mısır ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında Kıbrıs gazının boru hatlarıyla Mısır'a iletilmesini öngören anlaşmanın ekonomik altyapısının olmadığını belirten uzmanlar, GKRY'nin yaptığı doğalgaz anlaşmasıyla adadaki müzakerelerde elini güçlendirmek istediğini belirtti.
Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Atun, Ağustos ayı sonunda imzalanan Güney Kıbrıs'tan Mısır'a doğalgaz gönderilmesini öngören anlaşmaya ilişkin, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Kıbrıs'ın güneyindeki rezervlerin çok derinde ve düşük miktarda olması nedeniyle bölgede doğalgaz çıkarma çalışmalarının fizibıl olmadığını ifade etti.
Atun, Kıbrıs adasının güneyindeki Afrodit sahasından doğalgaz üretiminin; düşük fiyatlar, yüksek yatırım maliyetleri ve derin sondaj çalışmaları sebebiyle şu an ekonomik olmadığını vurguladı.
Rum tarafının Mısır'la yaptığı bu anlaşmayla adadaki müzakerelerde de Kıbrıs Türk tarafı üzerinde baskı oluşturmak için "enerji kartını" kullandığını anlatan Atun, "Bu anlaşma, tamamen şantaja ve gösteriye yönelik bir anlaşma. Türk tarafına müzakere sürecinde baskı yapmak, 'benim elimde gaz var, benim koşullarımın içinde adadaki hakimiyetimi kabul ederseniz', mesajını vermek istiyorlar." dedi.
Atun, Mısır'ın kendi kara ve deniz sahaları içerisinde kalan doğalgaz sahalarında üretim yapmak yerine, Rum kesiminin yüksek maliyetli ve boru hattı yapımı gerektiren anlaşma yapmasının ekonomik gerçekliği olmadığını ve bu anlaşmanın siyasi bir anlaşma olduğunu savundu.
Mısır'daki Abdulfettah es-Sisi yönetiminin Türkiye tarafından darbeyle gelen bir yönetim olarak kabul edildiğini hatırlatan Atun, "Söz konusu anlaşmanın iki tarafı, 'düşmanımın düşmanı dostumdur' ilkesinden hareketle bu anlaşmaya gitti. GKRY'nin Mısır'a hiç bir faydası yok." diye konuştu.
Hasgüler: Ekonomik karşılığı olmayan bir anlaşma
Yükseköğretim Planlama Değerlendirme Akreditasyon Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) Üyesi Prof. Dr. Mehmet Hasgüler de Kıbrıs'ın çevresindeki hidrokarbon kaynakları üzerinde adada yaşayan tüm tarafların hakkı olduğunu belirterek, adada çözüme yaklaşıldığı bir dönemde Rum kesiminin bu tür girişimlerinin yanlış olduğu belirtti.
Hasgüler, "Bu tür bir girişim Rum kesiminin böyle bir anlaşmayı barış sürecindeki müzakerelerden daha üstün tuttuğunu gösterir, eğer bu yılın ekim veya kasım ayında bir düzelme olacaksa, bunun beklenmesi gerekirdi." dedi.
Güncelleme Tarihi: 14 Eylül 2016, 10:06