Suna ERDEN
Lefkoşa’nın Ortaköy bölgesinde 5 Şubat 2021 tarihinde meydana gelen ‘keserli cinayet’le ilgili yargı süreci tamamlandı.
Kendisine cinsel saldırıda bulunduğu gerekçesiyle yeğeninin erkek arkadaşı Halil İbrahim Mengi’yi öldüren 66 yaşındaki Cemaliye Onyıldız, müebbet öngören suçtan 9 yıl cezayla kurtuldu.
Mahkeme, engelli bir birey olan sanığın fiziksel, manevi ve cinsel saldırıya maruz kaldığına, ağır tahrik altında cinayet işlediğine vurgu yaptı.
Derdini anlatamaz
Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün gerçekleştirilen karar oturumunda konuşma ve duyma engelli sanık için özel tercüman hazır bulunduruldu.
Sanık hakkında verilen kararı Başkanı Fadıl Aksun okudu. Aksun, sanığın işlemiş olduğu suçun müebbet hapis cezası öngören çok vahim bir suç olduğunu ifade etti.
Sanığın suç tarihinde 66 yaşında olduğunu belirten Aksun, doğuştan duyma ve konuşma engeli bulunduğunu da söyledi.
Aksun, sanığın bu nedenle işaret dili ile iletişim kuramayacağını, sadece kendi ev dili ile yakından tanıdığı insanlarla iletişime geçebileceğini vurguladı.
Başkan Aksun, “Sanık doğuştan engelli bir kimsedir ve tüm yaşamını bu engeli ile sürdürmüştür. Duyma ve konuşma yetisinden mahrum büyümek ve gelişmek durumunda kalan sanığın bu yetilere haiz insanlar gibi düzgün geliştiğini düşünmek büyük bir hata olur” dedi.
Devlet korumalı
Başkan Aksun, Birleşmiş Milletler’in uluslararası sözleşmesinde engellilerin eğitim, sağlık gibi temel haklarından devletin sorumlu tutulduğunu belirtti.
Engelli bireylerin toplumdan soyutlanmadan gelişimlerini sürdürmelerinin devletin sorumluluğunda olduğunu vurgulayan Aksun, “Devlete düşen vazife engelli bireyleri tespit edip onların ihtiyaçlarını gidermek ve haklarını savunmaktır. Sanığa eğitim hakkı bahşedilmiş olsa idi en azından okuma yazma öğrenebileceği ve tepkisini ifade edebileceği ortadadır” ifadelerini kullandı.
Manevi şiddet gördü, cinsel tacize uğradı
Başkan Fadıl Aksun, sanığın Halil İbrahim Mengi tarafından cinsel ve fiziki saldırıya maruz kaldığını belirtti.
Aksun, sanığın durumunun yardım istemesine engel teşkil ettiğini belirtti. Başkan Aksun, sanığın hem yeğeni hem de Mengi tarafından sistematik bir şekilde manevi şiddet gördüğünü ve ekonomik olarak sömürüldüğünü açıkladı.
Başkan Aksun, “Ceza takdir ederken böyle bir hayat döngüsü içinde eve hapsedilmiş, kendisini ifade edecek herhangi bir yetisi olmayan bir sanığı diğer sanıklardan ayırmak mahkememizin en temel görevidir” dedi.
Başkan Aksun kararında şunları belirtti:
“Sanık sırf engelli olduğu ve başka bir seçeneği olmadığı için yeğeninin evinde kalmış ve onun hayatına tabi olmuştur. Tabi olduğu bu yaşamda tercihi olmayan kişilerle yaşamak zorunda kalmıştır. Dava konusu olay da tam bu esnada olmuş ve kendisine yapılacak olan saldırıyı başkalarına anlatamayacağı tahmin edilen sanığa Mengi tarafından fiziki ve cinsel saldırı yapılmıştır. Bu durumda sanığın bu suçu diğer algı handikaplarının yanında ciddi bir tahrik altında işlediği de ortadadır.”
Kararda tahrik unsuru etken oldu
Başkan Aksun, hiçbir şartta insan hayatına bir başka kişi tarafından son verilmesinin kabul edilemeyeceğini belirtirken, “Kendisine yapılanı istese de başkasına anlatamayacak, saldırıya uğradığında haykırıp yardım çağıramayacak durumda bir sanığın suç anındaki tepkilerini değerlendirmemiz gereklidir” dedi.
Aksun, sanığın yaptığı eylemi haklı görmenin mümkün olmadığını ancak her davayı kendi olguları içerisinde değerlendirmek gerektiğini belirtti.
Aksun, “Mahkemeler sanıkların şahsi durumlarını göz ardı edip sadece işlenen suçlara ceza verecek olsa idi biz yargıçlara ihtiyaç da kalmazdı” ifadesini kullandı.
Başkan Aksun, engelli olması sebebi ile handikaplı bir yaşam süren sanığın ağır tahrik altında suç işlediğine vurgu yaparak, 9 yıl hapis cezasına çarptırdıklarını açıkladı.