Anex Turizm Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Neşet Koçkar ile beraberindeki heyetin özel uçakla Kuzey Kıbrıs’a gelmesi dün mecliste tartışma konusu oldu.
Hükümet kanadı ile muhalefet 6 saat süren hararetli bir tartışma gerçekleştirdi; Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel’e sorular soruldu, eleştiriler yönetildi.
Bakan Üstel, heyetin yatırım amaçlı ve kurallar çerçevesinde gelip gittiğini ifade etti.
Arıklı: Hükümet topu birbirine atıyor
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı “karantinada çifte standart” başlıklı konuşma yaptı.
“Son birkaç haftadır Lefkoşa üzerinden pis bir koku var” diyen Arıklı, hafta sonu ortaya çıkan kokunun bu kokuyu bastırdığını söyledi.
Güney’e geçen işçilere “dönme” dendiğini, cenazelerin bile neredeyse karantinaya konulduğunu, Türkiye’de İngiltere’de ve başka ülkelerde kalan KKTC vatandaşlarına karantina şartı koşulduğunu ifade eden Arıklı, sonra hafta sonu “esrarengiz” bir uçaktan inen 10 kişinin VIP yanındaki itfaiye kapısından ülkeye alındığını dile getirdi.
Konuyu araştırdıklarını, gelenlerin iş insanı olduğunun ortaya çıktığını, gelme nedenlerinin de Lapta’daki marina ihalesine teklif veren ve ikinci gelen firmanın yetkilileri olduğunu söyleyen Arıklı, Lapta Belediye Başkanının konudan bilgisi olmadığını söyledi.
Bu kişilerin neden 1 Temmuz’da değil de özel uçakla geldiğini soran Arıklı, Müteahhitler Birliğinin gelen firmanın çok önemli bir firma olduğunu söylediğini de sözlerine ekledi.
“İhaleyi açan kim? Size ne oluyor?” diye soran Arıklı, hükümet üyelerinin “topu birbirine attığını” da söyledi.
Ataoğlu: Olanlara anlam veremiyoruz
Daha sonra DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu aynı konuda söz aldı. “Maalesef her zaman olduğu gibi bir takım tutarsız açıklamaları üzülerek izliyoruz” diyen Ataoğlu, olanlara anlam veremediklerini kaydetti.
Karantina mecburiyetinin 1 Temmuz itibariyle kalkacağı kararına işaret eden, Güney Kıbrıs’ta çalışanların karantina koşuluyla geçişine izin verildiğini anımsatan Ataoğlu, öte yandan Türkiye’den özel izinle gelenlerin karantinasız giriş yaptığını söyledi.
Özyiğit: Bu toplum bunları hak etmiyor
Daha sonra TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit “Çifte standart ve özel izin” başlıklı konuşma yaptı.
“Bu toplum bunları hak etmiyor” diyen Özyiğit, toplumun 3 aydır alınan tedbirlere harfiyen uyduğuna işaret etti.
Önlemlerin alınıp alınmadığını sorduklarında Başbakan Ersin Tatar’ın “kötü algı yaratıyorsunuz yurt dışından gelmeyecekler” dediğini söyleyen Özyiğit “Durum böyleyse, halk hasta olacaksa gelmesinler” dedi.
Erhürman: Hükümet üç maymunu oynuyor
Ardından CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman “karantinada çifte standart” başlıklı konuşma yaptı.
Sürecin başından bu yana “ hem sağlıkta hem ekonomide bir krizden geçiyoruz, krizi yönetebilmek için halkın güvenini sağlamamız lazım ki alınan kararlara halk uysun” dediklerini söyleyen Erhürman, güvenin sağlanması için tek ağızdan konuşmak, bilimsel temellere dayanarak açıklama yapılması, şeffaf olunması gerektiğini söylediklerini ancak bunların hiçbirine bugüne kadar uyulmadığını kaydetti.
Ulaştırma Bakanının, Bakanlar Kurulu’nun yanıltıldığını söylediğini kaydeden Erhürman “ne demektir bir bakan diyecek ki Balanlar Kurulu yanıltılmıştır diyecek” dedi.
Konuyla ilgili her bakanın başka bir şey söylediğini, söylenenlerin çeliştiğini dile getiren Erhürman, bunları gündeme getirdiklerinde Başbakan Ersin Tatar’ın “dışarıya yanlış mesaj veriyorsunuz” dediğini söyleyerek “Siz zanneder misiniz ki dışardakiler KKTC’de pandemi hastanesi olmadığını bilmez?” diye sordu.
Başbakanın koordinasyon yapmakla sorumlu olduğunu söyleyen Erhürman, hükümeti “üç maymunu oynamakla” suçladı.
Atakan: Verilen bilgiler örtüşüyor
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, karantina koşulları devreye girdiği günden beri tüm yolcuların ülkeye Ercan’a giriş terminalinden değil, itfaiye girişinden alındığına dikkat çekti. Atakan, VIP girişinin kapalı olduğunu, tüm yolculara gümrük ve muhaceret işlemlerinin yapıldığını, sağlık görevlilerin değerlendirmeler yaptığını ve itfaiye girişinden giriş yaptıklarını söyledi.
Atakan, gelecek kişilerin kim olduğuna yönelik bilgilerin Bakanlar Kurulu’nda değerlendirilerek, izin verildiğini söyledi.
Ercan’da çekim yapmanın başvurular çerçevesinde gerçekleşebildiğine işaret ederek basının görevini yapmasının engellenmediğini kaydeden Atakan, “Dünyada da bu böyledir. Herhangi bir havalimanına elinizi kolunuzu sallayarak ‘ben çekip yapacağım’ diye içeri giremezsiniz. Dolayısıyla kurallar uygulanmıştır” dedi.
Ülkeye giriş izni talep eden kişilerin muhteviyatına bakılmadığını, teknik gerekçelerle gelen kişilerin farklı amaçla gelip gelmediklerinin ve diplomalarının araştırılmadığını dile getiren Atakan, gelecek isimlerin üstlendiği görevleri sorgulamaya girmediklerini kaydetti.
Üstel: Art niyet yok
Ardından Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel yanıt vermek üzere kürsüye çıktı, kimsenin art niyeti olmadığını, muteber bir kurumdan istek geldiğini, Müteahhitler Birliği ile Lapta Belediye Başkanı’nın istişare ettiğini ve dünya turizm piyasasında yeri olan bir kişi ile teknik ekibinin Lapta bölgesinde marina yatırımı için inceleme yapma amacıyla ülkeye geldiğini ifade etti.
Üstel, şirketin ihale sürecine dahil olma amacıyla ülkeye geldiğini ve araştırma yaptığını söyledi.
Veriler ışığında Bakanlar Kurulu’na konunun getirildiğini ve izin alındığını dile getiren Üstel, bir iletişim sorunu yaşanmış olabileceğini ancak art niyet bulunmadığını belirtti.
Kurallar çerçevesinde geldiler
Üstel, “Muhalefet başkanlarını dinledim ama üzüldüm” diyen Üstel, ocak ayında Lapta Belediyesi’nde çıkılan ihale sürecinden bahsetti.
İhaleye iki şirket katıldığını, gelenlerin ikinci şirket sahibi olduğunu kaydeden Üstel, birinci şirketin süresinin 26 Haziran’da dolacağını, ikinci şirketin ihale sürecine devam etmek istiyorsa teminatını uzatması gerektiğini anlattı.
Üstel, Müteahhitler Birliğinin kendilerine müracaat ederek bu şirketin teknik heyetiyle gelip yerinde teknik çalışma yapmak istediğini ilettiğini dile getirdi.
Özersay, Süreç hakkında bilgi verdi
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, özel izin kararının alınış süreci hakkında bilgi verdi.
Özel izin konusunda yazılı bir Bakanlar Kurulu kararı alınmadığını ve Resmi Gazetede yayınlanmadığını söyleyen Özersay, bakan tarafından bilgilendirildiklerini ve sözlü uzlaşı sağlandığını belirtti.
Daha önceki özel izinlerden neredeyse tamamının Bakanlar Kurulu kararı ile alındığını söyleyen Özersay, daha önce bir tane bu tarz bir örnek yaşandığını ve bunun da sağlıkla ilgili olduğunu kaydetti.
Özersay, son olayda da turizmle ilgili acil bir ihtiyaç olduğunun aktarılması üzerine izin verildiğini söyledi.
Turizm Bakanlığı’nın, Sağlık Bakanlığı ile istişare ettiğini ve Sağlık Bakanı’nın Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ile diğer ilgililere söz konusu kişilerin “girişlerinde sakınca olmadığına yönelik” bir yazı dağıttığını söyleyen Özersay, yazıdan hareketle, ilgili kişilerin diğer yolcuların çıktığı şekilde karantina merkezinde gitmek üzere ülkeye girdiklerini belirtti.
Özersay, Sağlık Bakanlığı’nın yazısında karantinaya tabii olarak bir gelişin olacağının ortaya konduğunu ve Bakanlar Kurulu’nda konu görüşülürken Lapta Belediyesi’nin bilgisinde olduğunu varsaydıklarını söyledi. Özersay, Lapta Belediye Başkanı’nın bilgisi olmadığını açıklaması üzerine kendisinin belediye başkanını aradığını ve başkanın kendisine bir bilgisi ve görüşmesi olmadığı yönünde bilgi verdiğini kaydetti.
Kudret Özersay, “Soru işaretleri benim açımdan ortadan kalkmadı. Bakanlar Kurulu’nda bize Lapta ile ilgili olduğu söylendi. Teminatı yenilemek üzere gelindiği söylenmedi. Müteahhitler Birliği ile bağlantısı olduğunu bugün öğrendim. Bu soruların ortadan kalkması için Lapta Belediye Başkanının açıklamasını bekliyorum” dedi.
Tatar: Şüpheler var
Başbakan Ersin Tatar, özel uçakla KKTC’ye gelen kişilerin karantina şartlarını suiistimal edip etmediği konusunda polisten araştırma talep ettiğini açıkladı.
Tatar, “Biz bu kararı iyi niyetle verdik. Kararın yatırımla alakası var. İş büyüdü. Şüpheler var. Benim de konuyu bilmeye hakkım var. Polis Genel Müdürü ile konuştum, konu istismara neden olduysa araştırılacak.” dedi.
Ülkeye bu dönemde 3 bin 500’ün üzerinde insan geldiğini, biçerdöver (kombay) şoförleri ile su projesi ekiplerinin de özel izinle ülkeye geldiğini belirten Tatar, “Bu ekip de gelecekti, temas yapıp gidecekti. Bu kararda art niyet yoktur. Bu insanlar karantina şartıyla geldiler. Sağlık Bakanı Müsteşarı’nın da bunda imzası var” dedi.
Pilli: Taviz verilmedi
Sağlık Bakanı Ali Pilli de heyetle ilgili konunun Bakanlar Kurulu’na gelmesiyle bakanlığın “merkezi karantina” şartını ortaya koyduğunu ve bundan taviz verilmediğini kaydetti.
Pilli, “Biz bu sorumluluğu aldık. Eğer bu kişiler dışarıya çıkmışsa, tespit edilirse sorumluluk hükümettedir. Bu araştırılacak. Sağlıkta problem yok. Biz ülkeyi en iyi şekilde koruyoruz” dedi.
Bu kişilerin PCR testi olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Sağlık Bakanı Pilli, karantinaya girecek kimseden PCR testi istenmediğini belirtti.
Pilli, “Eğer bu kişiler dışarı çıkacak olsa PCR testlerini yapacaktık. Ülkeden kısa sürede ayrıldılar. Temaslılarını biliyoruz. O karantina otelinde temaslı olanların zaten testlerini 14 gün sonra yapacağız” şeklinde konuştu.
Pilli bir taraftan "Korkmayin saglik acisindan tehlike yok" diyor , diger taraftan "Disari cikmislarsa onu bilemem" diyor. Bit doktor olarak bilmedigi kisilerin saglikli oldugu garantisi veriyor ve bu insanlarin karantinaya uyduklari garantisini veiryor . Yoksa tehlike yok diyemez zaten. Bilmeden gormeden boyle bir garanti vermesi bir Doktor olarak yakisik almiyor. Kusura bakmayin. TIP i politika icin kullanmak deantolojik acidan etik degildir.