Remzi SAMAR
Temel Onkoloji Uzmanı Mine Çağlar, kansere yakalanma oranının yüzde 80’inin çevresel faktörlere bağlı olduğunu, bu hastalığa tütün mamulleri kullanımı, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, güneş ışınları, hareketsiz yaşam, stres faktörleri ve bunların yanında sebze ve meyve ürünlerinde kullanılan hormon dengesizliğinin de etkili olduğunu ifade etti.
Mine Çağlar, KKTC’de son yıllarda artan kanser hastalığı ile ilgili olarak Diyalog gazetesine yaptığı açıklamada, özelikle sigara kullanımının yüksek olması nedeniyle sadece bu sebeple ölüm oranlarının yüzde 30 civarında olduğunu kaydetti.
Kanser Hastalarına Yardım Derneği Başkanı Raziye Kocaismail de Diyalog’a yaptığı açıklamada, şuan itibariyle derneğin ortalama 7 bin 800 civarında kayıtlı üyesinin olduğunu belirtti. Kocaismail, 2010 ile 2015 yılları arasında ortalama 2 bin civarında insanın bu hastalıkta dolayı hayatını kaybettiğine dikkat çekti.
Çağlar: Yüzde 80’i çevresel faktörler
Diyalog’a konuşan Mine Çağlar, kanser hastalığının oluşumunda genetik ve çevresel risk faktörlerinin rol oynadığını dile getirdi. Çağlar, genetik faktörlerin kanser oluşumundaki payının sadece yüzde 20 olduğuna dikkat çekerek, “Genetik, kanser hastalığının oluşumunda kabaca yüzde 15- 20 oranında rol oynayan ve değiştirilmesi mümkün olmayan bir risk faktörüdür. Bunun yanında bilimsel veriler ışığında kanser hastalığının oluşumunda yüzde 80–85 oranında etken olan çevresel risk faktörlerinden büyük oranda korunabilmemiz mümkündür. Bu yüzden kanser hastalığı için büyük oranda önlenebilir ve erken tanı ile tedavi ve sağlıklı yaşam şansı yeniden kazanılabilir” dedi.
“Pasif sigara içiciliğini ortadan kaldırın”
Sigara içmemenin yanı sıra pasif içiciliğinde ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Çağlar, pasif içiciliğin kanser riskini artırdığının bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış bir gerçek olduğuna vurgu yaptı.
Çağlar, “Tüm dünyada ve ülkemizde de uygulanan ‘kapalı alanlarda sigara içme yasağı’, ne yazık ki ev ortamlarımız için geçerli değildir. Özellikle sigara içmeyen fakat sigara içilen ortamlarda bulunan kişiler de ‘pasif içici’ konumunda olup sigara dumanının oluşturduğu zararlı etkilere istemeden maruz kalıyor” diye konuştu.
“Kilo kanserin ana risklerinden birisidir”
Birçok insanın aşırı kilolu olmanın kalp sağlığına iyi gelmediğini bildiğini ancak kanser hastalığının ana risklerinden birisi olduğunu bilmediğini ifade eden Çağlar, her yıl, kansere bağlı yaşamsal risklerin yüzde 14’ü, yeni kanser vakalarının yüzde 3’ten fazlasının obeziteye bağlı olarak geliştiğine dikkat çekti.
“Kanser 40 günlük bebekte bile meyana gelebilir”
Kanserin ileri yaş hastalığı olarak bilindiğine işaret eden Çağlar, gerçeğin böyle olmadığını, kanserin her yaşta görülebildiğini kaydetti.
“Kanser hastalığı 40 günlük bebekten tutun da 90 yaşına gelmiş bir kişiye her yaş grubunda görülebilir” diyen Çağlar, kanserin yoğunlaştığı bir yaş grubu olmadığını anlattı.
Temel onkoloji uzmanı Mine Çağlar meme kanserini örnek vererek genelde 50–70 yaş aralığında görülen bu türün günümüzde 40 yaş civarında ve ender de olsa 25 yaş civarında görülebildiğine işaret etti.
“Erken teşhis önemli’’
Kanserin, başladığı doku ve organa farklı belirti ve bulgularla kendini gösterdiğini anlatan Çağlar, erken dönemde herhangi bir belirti ve bulgu görülemeyebileceğini kaydetti.
Bu nedenle, erken tanının hastalıkla mücadelede çok önemli olduğunu dile getiren Çağlar, vücudun herhangi bir yerinde gelişebilecek ve genel olarak dikkat edilmesi gereken belirtileri şöyle anlattı:
“Vücudun herhangi bir yerinde ele gelen kitle, topak, sertlikler; dışkılama veya idrar yapma alışkanlıklarında değişiklik; istemsiz iştah kaybı; kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk, solukluk; sürekli uyuma isteği; nedensiz baş dönmesi; dengesizlik; çift görme; vücuttaki ben yapılarında şekil, renk, boyut değişikliği; anormal vajinal kanamalar (özellikle menapoz sonrası dönem); nedensiz öksürük; kanlı balgam çıkarma; nefes darlığı; ses kısıklığı ve güçsüzlük”
Bu belirtilerin her zaman için kanser hastalığı olmayacağı gibi, önemli bir kanser türünün belirtisi de olabileceğine işaret eden Çağlar, bu yüzden bu tür şikayetler gözlendiğinde hiç gecikmeden ilgili uzmanlık alanlarına başvurulması gerektiğini belirtti.
“Uzun süreli stres kansere yol açabilir’’
Çağlar, stresin kansere yol açıp açmadığı sorusu üzerine uzun süreli stresin vücut direncini ve vücut savunma mekanizmalarını zayıflatarak kansere yol açabileceğini ifade etti.
Mine Çağlar, “Uzun süreli stres, üzüntü, kaygılı, endişeli, olumsuz hayat bakışı anlayışı, umutsuzluk gibi olumsuz ruhsal durum sadece kanser hastalığı değil birçok önemli hastalığın oluşumuna ve ortaya çıkmasına zemin hazırlar” diye konuştu.
“Hazır yiyeceklerden uzak durun”
Kanseri tetikleyen yiyecek ve içecekler hakkında bilgilendirmede bulunan Çağlar şunları aktardı:”
Yaşlı hayvan etleri; çok yağlı etten hazırlanmış pastırmalar ve hamburger; yağlı etten yapılan köfteler; sucuk, sosis ve salam, konserve etler; hazır gıdalar; tereyağı; iç yağı; derin yağda kızartılmış besinler; tuzlanmış ve tütsülenmiş besinler; nitrit ve nitrat gibi koruyucu maddeler eklenmiş hazır besinler; doğrudan ateşte pişmiş ve yanmış kebaplar; mevsimi olmayan meyve ve sebzeler”
Kocaismail: 5 yılda 2 bin kanser vakası görüldü
Öte yandan, Kanser Hastalarına Yardım Derneği Başkanı Raziye Kocaismail de şu an itibariyle derneğin ortalama 7 bin 800 civarında kayıtlı üyesinin olduğunu kaydetti. Her gün 2 veya 3 yeni hasta kaydı yapıldığını bildiren Kocaismail, son bir yılda 360 hastanın hayatını kanserden kaybedildiğine dikkat çekerek, 2010-2015 yılları arasında kanser vakasından hayatını kaybedenlerin sayısının bin 500 ile 2 bin arasında olduğunu söyledi.
Giderler karşılanamıyor…
Raziye Kocaismail, derneğin maliyetlerinin giderek arttığını belirterek, kalıcı bir gelirleri bulunmadığından, sürekli etkinlik yapmak durumunda kaldıklarını ve bunun kendilerini yorduğunu ifade etti.
Derneğe kalıcı gelir sağlamak adına 15 yıl önce bir uygulama ile memur maaşlarından 25 veya 50 kuruş ya da 1 TL kesinti yapılmaya başlandığını anımsatan Kocaismail, derneğin hizmetleri arttıkça bunun çok düşük bir rakam olarak kaldığını kaydetti.
Yakın Doğu Üniversitesi ile Sağlık Bakanlığı arasında yapılan protokolün yenilenmemesi sonucu yurt dışına gitmek zorunda kaldıklarını ve bu nedenle sıkıntılar yaşadıklarını anlatan Kocaismail, “Önümüzdeki hafta protokolün yenileneceğini müjdesini aldık” dedi.
Dernek yararına oyun sahnelenecek
Öte yandan, “Arı Maya Müzikli Çocuk Oyunu”, dernek yararına yarın ve Cumartesi günleri, Gazimağusa, Lefkoşa ve Girne’de sahnelenecek.
Oyun, yarın Gazimağusa’da Rauf Raif Denktaş Kültür ve Kongre Sarayı’nda saat 19.00’da; cumartesi günü ise Lefkoşa’da Yakın Doğu Üniversitesi AKKM’de saat 12.00’de ve Girne’de Girne Amerikan Üniversitesi Spectrum Uluslar arası Kongre Merkezi’nde saat 17.00’de sahnelenecek.
Biletler çocuklara 7,50 TL, yetişkinlere ise 15 TL’den satılacak.
Güncelleme Tarihi: 05 Şubat 2015, 09:44