Diyalog TV’de yayımlanan ilk seçim özel programına konuk olan UBP genel Sekreteri Sunat Atun ile DP Genel Sekreteri, Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy’a göre, 19 Nisan seçiminde Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ilk turdan zaferini ilan edecek. Taçoy “dört ayrı anket yaptık. Sonuçlar Eroğlu’nun ilk turda kazanacağını gösteriyor”dedi.

   Taçoy, halkın bu konuda kararlı olduğunu belirtirken, Atun, yapılan ilk kamuoyu yoklamasında bile Eroğlu’nun yüzde 40 ile, en yakın rakibine yüzde 20’lik fark yaptığını savundu. Atun “daha sonraki gelişmeler, halkın artan ilgisi seçimin ilk turda biteceğini ve Sayın Eroğlu’nun kazanacağını gösteriyor” dedi.

   CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk’e göre; partisinin adayı Dr.Sibel Siber seçimi önde götürecek. Eroğlu’nun değil kazanmak üçüncü sırada yer alacağını savunan Erk, seçimin ikinci tura kalması halinde yetkili kurulların toplanıp karar vereceğini söyledi.

   TDP Genel sekreteri Dr.Suphi Hüdaoğlu ise, halkın büyük bir kısmının Mustafa Akıncı’yı detskleyeceğini, kendilerinin bu yönde ciddi tespitlerinin olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı iç siyasete karışmalı mı?

Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen siyasi partilerin genel sekreterleri; Cumhurbaşkanı’nın iç siyasete karışma müdahale etme hakkı var mı şeklindeki soruya şöyle cevap verdi: 

Hasan Taçoy: 

Cumhurbaşkanı, iç siyasete değil dışta yapılacak olanlara yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Bir Cumhurbaşkanının yetkileri bellidir. Tabi ki bir iç siyasete yön verir, düzenler ancak iç siyasetin veya iç yönetimin hiçbir unsuruna dokunmaz. Ancak toplum yararına olacağını düşündüğü bir konu da iç siyasete müdahalesini yapabilmeli ve bu noktada irade sahibi olmalıdır. Cumhurbaşkanı, adanın tümünü, hükümetleri de kucaklayan parlamenter sistemi destekleyici olmalıdır. 

Suphi Hüdaoğlu: 

Cumhurbaşkanı sadece dış ilişkiler ile çözüm meselesi ile mi çalışmalarını sürdürmelidir. Kelime anlamı zaten halkın başkanı, toplumun lideri, halkın lideri demektir ve anayasamızda da önemli görevler atfediyor Cumhurbaşkanına. Cumhurbaşkanı kuvvetler ayrılığı ilkesine dokunmadan yani yasama yürütme yargı dengesini koruyarak kolaylaştırıcı bir faktör olarak Kıbrıs Türk toplumunun sorunlarına da eğilmeli. Bizim desteklediğimiz Mustafa Akıncı da bunu yapacak.

Sunat Atun: 

Cumhurbaşkanı makamının görevleri anayasamızda bellidir. Anaysa bunu sıralamış, devletin başı olduğunu ifade etmiş. Anayasaya saygıyı, kamu işlerinin kesintisiz yürümesini, meclis adına silahlı kuvvetlere başkomutanlık etmesini, anayasa ve yasalarla kendisine verilen görevlerini yerine getirmekle yükümlü olarak anayasa bunu çizmiş. Tabi bu ne zaman anlamlıdır. Bu yetkileri kullanabilecek bir cumhurbaşkanı siyasette deneyimli bir Cumhurbaşkanı var ise anlamlıdır. Ben adaylara bakıyorum bazıları sanki başbakan olacak gibi konuşuyorlar veya seçimi kazanıp hükümet başkanı olacaklarmış gibi konuşuyorlar. Cumhurbaşkanı eğer deneyimli siyasette bir derinlik sahibi ise gerek kendi temsil ettiği veya öncesinde bulunduğu partiye gereken tavsiyeleri verebilir. Gerekse hükümet edenlere yol gösterici tavsiyelerde bulunacak ülkenin bütünlüğünü sağlayacak mesajları verebilir. Cumhurbaşkanı bir diktatör değildir.

 

Kutlay Erk:

Kıbrıslı Türkler aslında Cumhurbaşkanının iç sorunlarına da taraf olmasını istiyor. Bir cumhurbaşkanı seçiyoruz tek dosyası var Kıbrıs sorunu onunla ilgilensin. Günümüzün değerlerine baktığınız zaman birçok şey değişmiştir. Özel şirketler artık sosyal sorumluluk projesi adı altında insanların sorunları ile ilgili çalışma yaparlar proje üretirler. Cumhurbaşkanının da bu halkın seçtiği makam olarak halkın konularına, sıkıntılarına, yurdunun coğrafyasının dertlerine veya konularına ilgi duyması ve onun üzerinde çalışması gereklidir. İcraata çalışmak değil, Bakanların başbakanın işlerine karışmak değil. Ekonomide bir soru varken Cumhurbaşkanı da kendi danışmanları ile konu üzerine çalışabilir ve benimde böyle bir üretimim vardır bunu da konuşalım diyebilir. İcraya müdahale etmeden kendi ürettikleri projelerde çalışmak da gerekiyor.