Küçük ve güzel bir ülke inanılmaz bir kaosa sürüklendi...
İktidara gelen partileri artık bakanlar ve bürokratlar yönetmiyor...
Parti meclisine seçilenler, hükümetin kararlarını tanımıyor veya uygulatmıyor...
Yine bazı partilerin yetkili kurulları doğru olana da, yanlışa da ‘hayır’ denmesini istiyor...
Hem Türkiye’den para isteniyor, hem de Türkiye’ye saldırı ortamları hazırlanıyor...
Spekülatif haberlerle devletin en üst makamları dahi yanlış beyanlara teşvik ediliyor...
Yazık ve günah değil mi?..
Bir toplumun içten kendi kendini çökertmesi tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğumuzu göremeyenlere yazıklar olsun...
Halbuki; bu ülkenin sade insanı Türkiye’ye karşı değildir...
Bu ülkenin sade insanı Türkiye ile çatışmaya karşıdır...
Bu ülkenin geçmişte büyük acılar çekmiş insanı; Türkiye’siz ayakta duramayacağımızın bilincindedir...
Öyleyse; kimlerdir bu karmaşayı yaratanlar?..
Kimlerdir yalan, dolanla ortalığı karıştıranlar...
Bakanın itirafı
Halen İçişleri Bakanlığı görevinde bulunan CTP’li Asım Akansoy dün Diyalog TV’de Aytuğ Türkkan’ın konuğuydu...
Bazı çevrelerin “bizleri batıracak... Bizleri yok edecek” diye lanse ettiği ‘Ekonomik Programda’ yer alan maddelerin büyük bir çoğunluğunun Avrupa Birliği ve Dünya Bankası’nın önerileri olduğunu söyledi...
Çözüme hazır olabilmek için bunların yapılması gerektiğini ifade etti...
Her ne pahasına olursa olsun çözümden yana olduklarını iddia edenler öyleyse neden Türkiye’ye saldırıyor ve neden tüm halkı bu yönde teşvik ediyorlar?..
Bu son derece tehlikeli provakasyonun arkasında kimler vardır?..
Akansoy; dünkü açıklamalarıyla spekülatif haberlerin tümünü yalanlamış oldu...
Kendi parti çevresinden yayılan haberlerde ‘emeklilik yaşının 65’e yükseleceği’ iddia edilmişti...
Akansoy bunun doğru olmadığını söyledi...
Yine de, AB’deki ortalama emeklilik yaşına bakılması gerekmiyor mu?..
Yani hem AB üyeliği istemek; hem de AB’deki emeklilik yaşı ortalaması 65 iken KKTC’de 55 yaş üzerinde direnmek büyük bir çelişki değil mi?..
Kademeli bir şekilde emeklililk yaşının yükselmesi şarttır...
Sayın Bakanın söylediği gibi Sosyal Sigorta Kurumu iflas etmiş durumdadır...
Bu kurum her ay maaş ödeyebilmek için bankaların kapısını çalıyorsa, gün gele kapıların tamamen kapanacağını düşünme ve önlem alma zamanı gelmedi mi?..
Güvensizlik üst düzeyde
Halkımızın artık ülke siyasetine güveni kalmadı...
Halkımız; çocuğunun ve kendinin yediklerinden, içtiklerinden de şüphelidir...
Eğer günlük sütler 4-5 gün süreyle kamyonların içinde bekletilir ve bozulmaya yüz tuttuğu zaman satın alınırsa; bu sütlerden üretilen hellimler ve peynirler bozuk çıkarsa; sağlıklı bir beslenmeden söz edemeyiz...
Üreticinin 260 ton sütüne çare bulunamazsa, halkın öz malı olan Kooperatifte 6, 5 milyon litre süt birikmişse, hayvan hastalıkları devam ediyorsa, insanlar sabah 04.00’ten itibaren hastanede doktor kuyruğuna giriyorsa, yollar çökmüş, dağlar oyulmuş, göletler kurumuşsa...
Bütçenin yüzde 80’den fazlası maaşlara gidiyorsa...
Bu ülkede ciddi sorunlar var demektir...
Ve bunları düzeltmeden; Kıbrıs sorununu çözerek AB’ye girmek kaynar bir kazanın içine atlamak demektir...
Bunu mu istiyoruz?..