“Yumurta tavuktan mı çıkar, tavuk yumurtadan mı” ikilemi içinde dönüp dolaşıyoruz.
İki arada bir derede kalan hükümet ne yapacağı konusunda kesin bir tavrı maalesef ortaya koyamıyor!
Almaya çalıştığı önlemleri korka korka hayata geçirme eğiliminden olacak, aldığı kararlarda etkili olamıyor.
Yaşananları şaka sanıyor!
Rüzgâr hangi yönden esiyorsa o yöne doğru eğilmek durumunda kalıyor.
Aylar önce pandemi hastanesi konuşuluyordu, hala daha konuşulmaya devam ediyor.
Yerlerde sürünen, kimi vatandaşı iflas noktasına kadar getiren Corona bulaşısına karşı KKTC’ye giriş çıkışların daha esnek uygulanması karşısında ilk akla gelen “pandemi hastanesi” oldu.
Zira o esnek uygulamaya dahil edilmiş ülkelerde hala daha Coronavirüsü “ben varım” demeye devam ediyor.
Toplum olarak ikiye bölündük!
Özel sektör ağırlıklı kesimler “gerekli tedbirler alınarak kapılar açılsın” görüşünü paylaşıyor.
Tuzu kuru ama her b. k. muhalif kesimler ise “hayır açılmasın” feryadı içindeler!
Karşımızda iki tercih var!
Ya aylardır korkusu içinde kıvrandığımız Coronavirüsü ile öyle veya böyle bir yerlerde tanışacağız ya da açlıktan birbirimizin boğazına sarılacağız!
Şaka gibi algılayanlar çıkabilir ama bir süre sonra taşıma su ile döndürülmeye çalışılan devlet mekanizması tıkanacak, devlet çalışanına ve de emeklisine maaş ödeyemez duruma düşecektir!
Bugün o maaşa arkasını dayayarak ahkam kesenlerin düşeceği durumu düşünebiliyor musunuz?
Sendikalar sokaklara dökülecek “istemezük “feryatları göklere yükselecek. Ne var ki böyle bir gelişme karşısında iktidar değişikliği bile pek fayda getirmeyecek.
Hükümetin artık kesin bir tavır sergileme zamanı geldi de geçti bile. Pandemi hastanesinin yakın gelecekte hayat bulacağı söyleniyor.
Bulsun artık!
Mehter marşı gibi “bir ileri, iki geri” önlemleri hayata geçirmekten vazgeçelim. Yanı başımızda hala daha Covid-19’un kol gezdiği Güney Kıbrıs’ın dışa açılma konusunda gösterdiği cesareti ayıptır söylemesi, örnek alalım.
Ada ülkesiyiz ve dışa bağımlı konumda bir kaderimiz var. Yukarıda da vurguladım ya aylardır korkusu içinde kıvrandığımız Coronavirüsü ile öyle veya böyle bir yerlerde tanışacağız ya da açlıktan birbirimizin boğazına sarılacağız!
“Korkunun ecele faydası yok” derler ya, kesin tavırlar içinde azıcık cesur olalım!