banner564

Kendi ayağına kurşun sıkmak

  Kuzey Kıbrıs, Akdeniz’in en güzel yerlerinden biridir...
  Bizler bu güzelliğin kıymetini bilmiyoruz...
  Kıymet bilmediğimiz için de önümüzde ne bulursak, kolayca harcamaktan çekinmiyoruz...
  Halbuki eldeki olanakları en iyi şekilde kullanabilseydik bugün kendi ayakları üzerinde durabilen bir ekonomi yaratabilirdik...
  Ada ülkelerinde ekonominin lokomotifi turizm ve ticarettir...
  Turizm geliştikçe ticari faaliyetler de artış gösterir...
  Ziyaretçi sayısı arttıkça tüketim de artar...
  Tüketimin artması hem yerli üretimin değer bulması ve gelişmesidir...
  Hem de ithalata dayalı ürünlerin kolayca satılabilmesidir...
  Güney Kıbrıs, yıllardan beri ekonomik açıdan en önemli gelirleri turizmden sağlıyor...
  Geçtiğimiz yıl içinde güneyi ziyaret eden turist sayısı 2,3 milyonun üzerindedir...
  Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret edenlerin sayısı ise bir milyon civarındadır...
  Öyleyse; daha çok turist için daha çok yatırım yapılmalı ve daha çok uçak seferi için çalışılmalıdır...
  Hatta bu konuda seferberlik ilan edilmelidir...





Tanınmamışlık bir engeldir
  Kuşkusuz; tanınmamış bir ülkeye yatırım yapmak kolay değildir...
  Neticede yatırım yaptığınız zaman bunun bir garantisi ve getirisi olmalıdır...
  KKTC tanınmamış bir ülke olduğu için burada yatırım yapmanın ciddi riskleri vardır...
  Dünyanın en iyi otellerini yapsanız bile, buraya turist getiremezseniz, kaçınılmaz olarak iflas edersiniz...
  Turistin gelebilmesi için de uçak seferlerinin olması ve güçlü tanıtımların yapılması şarttır...
  Son yıllarda bu konularda cesaretli yatırım yapanların sayısı bir elin parmakları kadardır...
  Onlar da, bürokratik engellerden bıkmış, usanmış durumdadır...
  Bunlardan biri de Corendon Hava Yolları’dır...
  İki Türk’ün yönetimindeki bu şirket, Hollanda’nın yanı sıra, değişik Avrupa ülkelerinden Ercan’a çok sayıda sefer düzenledi...
  Binlerce Avrupalı turisti, ambargo altındaki bu ülkeye taşıdı...
  Özellikle küçük oteller bundan çok büyük yararlar sağladı...
  İnsanların yüzü güldü, geleceğe yönelik umutları arttı...
  Corendon yetkilileri, Türkiye ve Hollanda’da olduğu gibi, Kuzey Kıbrıs’ta bir de otel işletmesi için adımlar attı...
  Jasmine Court Otel’e milyonlarca dolarlık harcama yaptı...
  Fakat ülkemizdeki bürokratik engeller sonrasında “yeter artık” diyerek çekilme kararı aldı...





Herkes suskun
  Bu tepki karşısında KKTC yetkililerinin yapması gereken neydi?..
  Corendon’un ve diğer yatırımcıların sorunlarına doğru teşhis koyup, gerekli önlemleri almaktı...
  Sorunların başında ise bürokratik engeller geliyor...
  Her adımda bir engelin çıkarıldığı ülkelere kimse yatırım yapmaz...
  Neticede çok daha karlı yatırımların yapılabileceği ülkeler vardır...
  Eğer bunları göremiyor ve “bırakın gitsin” diyorsanız, bileceksiniz ki bugün yüz, yarın bin, bikaç yıl sonra on bin işsiz insan daha devletin kapısına dayanmış olacak...
  Bunların hepsini devlet memuru mu yapacaksınız?..
  Yaparsanız maaşları nasıl ödeyeceksiniz?..
  Yazık ve günah değil mi?..
  Rumların ambargolarına karşı büyük riskler alarak bu ülkeye gelen ve yatırım yapan insanlara karşı daha insaflı, daha anlayışlı bir politika uygulamak, KKTC’yi yönetenlere hiçbir şey kaybettirmez...
  Ama ülkeye çok şeyler kazandırır...
  Corendon’u bu saatten sonra geri getirebilir miyiz?..
  Oldukça zor...
  Ama KKTC’yi bırakıp, Girit’e yatırım planladıklarını öğrendiğimiz anda kalbimizden vurulacak kadar acı hisetmeye başlamışsak...
  İçimizde memleket sevgimiz varsa eğer...
  Hem onlardan, hem diğer yatırımcılardan özür dileyerek, yeni bir sayfa açmak zorundayız...
YORUM EKLE

banner471

banner473