Almanya’ya giden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, özel mülakatında Rumlara önemli bir mesaj gönderdi:
“Kafaları değiştirin...”
Almanya ziyareti ve bundan sonrakiler hem Akıncı için, hem de Kıbrıs gerçeklerinin anlaşılması için büyük bir fısattır...
Önemli olan bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek ve uyuyan Avrupa’yı gerçek bilgilerle uyandırmaktır...
Hepsinden önemlisi Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm öngören Annan Planı’nı kabul ettiğimizi, Rumların ise bunu reddedip AB üyesi olduğunu anlatmaktır...
Onlara bazı gerçekleri kısa başlıklar altında anlatamazsak, işimiz çok zordur...
Çünkü son 10 yıldan beri ‘Barış Dili’ konuşacağız diye; haklı olduğumuz bir davayı kaybetme noktasına getirildik...
Rumlar her fırsatta evlerinin işgal altında olduğunu mu söylüyor?..
İşte cevap:
Larnaka Havaalanı’nın arazisi de Türklerindir...
Rumlar, kendilerine ait otelleri kullandığımızı mı iddia ediyor...
İşte cevap:
Larnaka’nın Makenzi şeridinde Rumların kullandığı tüm turistik tesisler, lokantalar, plajlar Türklerindir...
Ve ‘yasal devlet’ adı altında istimlak kararıyla yapılan yolların, parkların, mezarlık ve okulların büyük bir çoğunluğu Türk arazisidir...
Bizi niye cezalandırdınız?
Almanlara ve diğerlerine “Annan Planı’na hayır diyen tarafı AB üyesi yaparken, bizleri niye cezalandırdınız?” diye sormalıyız...
Bıkmadan, usanmadan bunları tekrarlamalı, hakkımız olan desteği sağlamak için dik durmalıyız...
Elbette ‘barış dili’ kulanacağız...
Elbette yeni bir savaştan söz etmeyeceğiz...
Ama bizlere bir daha saldırmak isteyenlere izin vermeyeceğimizi, bunun için de Türkiye’nin şimdiki garantörlüğünden vazgeçmeyeceğimizi söyleyeceğiz...
Rum kesiminde EOKA’nın yerini alan ELAM mensuplarının topuzlarla Mehmet Ali Talat’a, Kıbrıslı Türklerin araçlarına saldırdığını belgeleriyle önlerine koyacağız...
Larnaka’daki Rainbow Festivali’ne katılan ve barış şarkıları söyleyen genç müzisyen Sertunç Akdoğu’nun bıçaklı saldırıya uğradığını ve bu saldırı sonrasında Rum liderliğinden ‘özür’ gelmediğini, hiç kimsenin yargılanmadığını anlatacağız...
Rum adaletine ve polisine güvenmediğimizi, dolayısıyla Türkiye garantisinden, Türk askerinden vazgeçmeyeceğimizi, inandırıcı nedenleriyle birlikte tekrarlayacağız...
Ciddi hazırlıklar yapılmalı
Önümüzdeki günlerin çok daha çetin geçeceğini görebiliyoruz...
O nedenle; hem Cumhurbaşkanı’nın, hem de kurulacak yeni hükümetin çok etkili bir tanıtım kampanyasına girişmesi kaçınılmazdır...
Kısır iç çekişmelerle kaybedecek zamanımızın olmadığını anlamalı ve fırtına öncesinde kapı ve pencerelerimizi sağlamlaştırmalıyız...
Rum tarafını iyi takip etmeli, çözüm sürecini olumsuz yönde etkileyen tüm davranışlarını uluslararası kamuoyu nezdinde teşhir etmeliyiz...
Kuşkusuz biz ne yaparsak yapalım, Rumların kafası değişmeyecek...
Sayın Akıncı’nın uyarısı yerinde olmakla birlikte o kafaları değiştirmek imkansızdır...
Kendi aralarında konuşurken bile aklı çalışmayan arkadaşlarına ‘Kelle Binna’ derler...
Aklı olmayana ne yapabiliriz ki?..
Sn.Reşat bey yazdıklarınızı tamamiyle katılıyorum...
Sizin bu yazdıklarınız ışığında Üniversitelerimizde bununla ilgili tezler hazırlatılıp kör Avrupalı'nın gözüne (ANNAN planı fiyaskosu ) sokulmalı...
Verilen sözlerin sadece kandırmaca dan ibaret olduğu ortaya dökülmelidir...
Kıbrıs gerçeğinin 1958 lerde başlatıldığı iyice anlatılmalı Avrupaya..
Sn.Akar dilinize yüreğinize sağlık...