banner564

KDV sıfırlamaları tam anlamı ile yanlıştır!

Vergi adı altında kişilerden veya kurumlardan toplanan kaynakların ahlaki dayanağı, “tek başımıza kaldığımızda üretemeyeceğimiz, bir başka kişi veya işletmeden satın alamayacağımız” hizmetlerin üretilmesine katkıda bulunmaktır. Vergiler, zorunlu kamusal hizmetlerin giderlerini karşılamayı amaçlamalıdır. “Hepimizin yararlandığı hizmetler” diyeceğimiz şeyler yoksa “vergi” denilen şeyin olmasına da gerek yoktur. Hizmet yoksa vergi, Deli Dumrul gibi köprü başına kurulan bir zorbaya ödenen haraçtan başka bir anlam taşımaz.
Üretilen ve yararlanmamız için bize sunulan kamusal hizmetler varsa herkesin ekonomik gücüne denk gelecek şekilde vergi yükümlüsü olması da mantıklı ve ahlaklı olacaktır.
Zurnanın zırt dediği yer ise sanırım şurasıdır: Kişi veya kurumların vergiye konu olacak ekonomik gücü nasıl ölçülecektir? 
Ekonomik anlamda “güç” veya “refah” dediğimiz şey, alım gücümüzün kendisidir. Esas vergilendirilmesi gerekenin de budur. Alım gücünün vergilendirilmesi, Katma Değer Vergisi ile mümkün olmaktadır. Herkes tüketmek için aldığı mal veya hizmetin bedelinin yanı sıra aynı zamanda “tüketim vergisi” anlamını da taşımakta olan bir vergi öderse kamusal hizmetlerin üretilmesi için gerekli olan kaynak da sağlanmış olacaktır.
KKTC’de böyle bir vergi vardır ve alış-veriş yapan herkes bu vergiyi ödemekle yükümlüdür. Bir ara yurtdışından gelerek alış-veriş yapanları bu vergiden muaf tutacak bir düzenleme yapılmak istenmişse de başarılı olunamamıştır. Güney Kıbrıs’tan gelerek alış-veriş yapanlar da, Nijeryalı öğrenciler de, KKTC’de yerleşmiş Almanlar da, çalışma izni ile gelerek çalışan Pakistanlılar da her türlü alış-verişlerinde yasal olarak belirlenmiş oranlarda KDV ödemektedirler. Burada yaşama, öğrenim görme veya alış-veriş yapma olanağı bulduklarına göre buradaki kamusal hizmetlerden az veya çok yararlanıyorlar demektir. Bu hizmetlerin üretilmesi için gerekli kaynağın oluşturulmasına katkıda bulunmalarında hiçbir ahlaki sorun olmamalıdır.
KKTC hükümeti son ekonomik paket ile bazı KDV oranlarını sıfırlamış ve bunu “büyük bir iş” gibi sunmaya kalkışmıştır. “Temel tüketim maddelerinin” KDV oranı sıfır olmalıymış…
Diyelim ki ekmek… KKTC’de satılan ekmeği tüketenlerin böyle bir korumaya ihtiyacı mı var? Veya böyle bir korumaya ihtiyacı olanlar niye KKTC’ye geliyorlar? 
KKTC’de 300 bin kadar yurttaşın, 300 bin kadar da yurttaş olmayan kişinin ekonomik faaliyetler içinde olduğunu düşünebiliriz. Sayıları belki birkaç bini geçmeyen KKTC yurttaşını korumak gerekçesinin arkasına sığınarak tek bir kuruşluk KDV alacağından bile vazgeçmemek gerekir. Temel tüketim maddelerine ulaşmakta zorluk yaşadığını düşündüğünüz KKTC yurttaşlarını korumanın KDV’yi sıfırlamaktan çok daha etkili yolları vardır. Dar gelirli ve çocuklu ailelere “süt parası”; yaşlı ve yoksul olanlara “ilaç parası” gibi yardımlar yapabilirsiniz.
Bunun yerine KDV sıfırlama yoluna gitmek, temel bir vergi felsefesinden bile yoksun olduğumuzu göstermekten başka hiçbir işe yaramamıştır.
Ne yazık ki KKTC ne yaptığını bilen veya ne yapmak istediğini belirleyebilmiş bir devlet değildir. KKTC, kamusal hizmetlerini tanımlayamamış, nüfus politikası oluşturamamış ve kamusal hizmetlerini nasıl finanse edeceğini kararlaştıramamış bir devlettir. KDV oranları ile sık sık oynanmasının bize gösterdiği tek gerçek de işte budur!


Hükümetin açıkladığı ekonomik paketin hiçbir mantığı olmadığı yetmezmiş gibi, vergi düzenlemelerinin amacının olmadığını göstermesi de ilginç olmuştur…
 

YORUM EKLE

banner608

banner473