banner564

Kafalar karışık

Dalgalı denizlerin suyunun bulanıklığı gibi Kıbrıs sorunu da bulanık ve herkes bir şeyler söylemekte, Kıbrıs sorununun geleceği ile ilgili yorum yapmakta. İlginç olanı ise liderlerin Crans-Montana’ya gitmeden önce ortak bir belge üzerinde çalışılmasıydı. Liderler arasında mekik dokuyan BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide bir anda ortak belgeyi taslak belge olarak lanse etti. Son anda ise Sayın Eide herhangi bir belgenin söz konusu olmadığını söyleyerek konuyu kapatmaya çalıştı. Ortak belge ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklamada bulunamaması, bir takım soru işaretlerini de birlikte getirdi. 
Bir diğer yandan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kıbrıs sorununa çözüm bulunabilmesinin çok zor olduğunu söylemekte, AB Komisyonu Başkanı Claude Juncker ise “Bu Kıbrıs’ın birleşme süreci için son şans” olduğunu belirtmektedir. Kısacası Crans-Montana’dan kafa karıştırıcı mesajlar gelmeye devam etmektedir.
Yurtiçinde ise birkaç kişi dışında kimsenin gündeminde Crans-Montana’dan gelen mesajlara ilgi gösteren yok. Aslında bizlere iki toplumlu görüşmeler ile ilgili bir şey anlatan da yok soran da yok. Nasıl olsa referandumda sorulacak düşüncesi ile belki de ilgilenmiyoruz. Belki de böylesi kritik gelişmeleri birçok kez duyduğumuzdan olsa gerek kritik olaylara duyarsızlaşıyoruz.  Bir diğer yandan bakacak olursak 1974’ten günümüze ayrı yaşıyoruz ama aynı zamanda 2004 yılında iki toplumlu federasyona da evet dediğimizden belki de artık ne yapacağımızı bilemiyoruz. Kısacası ayrı yaşamaya da evet; birlikte federasyon altında yaşamaya da evet demişiz. Bence biz Kıbrıs Türk toplumu olarak üstümüze düşen görevi fazlasıyla yaptık. Artık karar verme sırası Kıbrıs Rum toplumunda. Bir üçüncü şans yok diye düşünüyorum. Ada üzerinde ya birlikte yaşarız veya ayrı ayrı, yan yana da olsa yine benzer bir ortak kaderi paylaşırız. Yaşadığımız coğrafyayı siyasi yapılar olarak bölebilsek de, ada yaşantısını bölme şansımız yok. Yaz sıcakları, susuzluk, orman yangınları, depremler gibi insan ve doğal kaynaklı çevre felaketleri ada sınırları içerisinde yaşayan herkesin çevre sorunu olmaya devam edecektir. 
Kısacası iki toplum olarak birlikte yaşayamıyorsak paylaşalım ayrı ayrı yaşayalım, ayrı ayrı olamıyorsak da birlikte bir federasyon çatısı altında olabileceğimiz bir zemin hazırlayalım. Kıbrıs Türk toplumu olarak biz her ikisine de yanıtımızı verdik, karar sırası artık Kıbrıs Rum toplumunda.
***
Gündemdeki gelişmelerden farklı bir konuya daha değinmek istiyorum. İmece şu günlerde pek de karşılaştığımız bir olay değil, hele hele şehir merkezlerinde. Fakat hala daha küçük köylerimizde imece usulü yardımlaşmayı, dayanışmayı görebiliyoruz.  Yine öylesine bir geceydi; 30 Haziran gecesi Akçay köyünde. Özel gecemizde bizden yardımlarını esirgemeyen sevgili Aydın Oktan’a, Cafer Oktan’a, Hasan Oktan’a ve bizleri yalnız bırakmayan tüm misafirlerimize teşekkürlerimizi sunarız. İyi ki varsınız ve iyi ki mutlu gecemizde, sizlerde mutluluğumuza ortak oldunuz.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.
YORUM EKLE

banner471

banner473