Her yıl olduğu gibi, dünkü 1 Mayıs tatili yine kamu görevlilerine yaradı...
Sözde ‘İşçi Bayramı’nda, işçi sınıfına girenler de, özel sektörde yönetici, memur, mühendis, mimar olanlar da çalıştı...
“O zaman bu bayramın adı ‘İşçi Bayramı’ olmaktan çıkarılmalı” diyenler haksız mı?..
İşçi çalışıyor, kamu görevlisi tatil yapıyor...
Ve bunun adı ‘İşçi Bayramı’...
Ölünün ardından İmam’ın söyledikleri önemlidir...
Duasını okuyor, sonrasında ruhu için “El fatiha’ diyor...
İşçi Bayramı’nın adı konusunda fazla söze gerek yok...
İmamın dediğini yapmak yeterli:
El Fatiha...
Çıkış yap, geri dön
Söz işçilerden açılmışken, çalışma izinleri konusundaki yanlışları da ele almalıyız...
Bir firma işçi arıyor, bulamıyor...
İşsiz olduğunu söyleyen vatandaşlar genellikle ‘memuriyet’ istedikleri için, teknik konularda ihtiyaç olan personeli dışarıdan getirmek zorunlu hale geliyor...
Adam turist vizesiyle geliyor, kendini kanıtlıyor ve işe girme hakkı kazanıyor...
Bu durumda ona izin çıkarmanız gerekiyor...
İlgili bakanlığa başvuru yapıyorsunuz, sizi ‘Ön izin’ talep etmeye yönlendiriyorlar...
Ön izin işlemlerinin başlayabilmesi için halen adada bulunan çalışanın ‘bir süreliğine’ yurt dışına çıkması gerekiyor!..
Uçak bileti kesiyorsunuz ve gönderiyorsunuz...
Aradan 3 ile 5 gün geçtikten sonra işlemler tamamlanıyor ve çalışan yeniden adaya dönüyor...
Birisi gidip onu havaalanında karşılayıp, işlemleri yaptıktan sonra ‘Ön izin’ işlemi tamamlanmış oluyor...
İşin özeti, bir yığın gereksiz formalite...
Ve gereksiz yere bir yığın harcama...
Sonunda bu harcamanın faturası kime çıkarılıyor?..
Elbette vatandaşa!..
İstihdama engel çok
Bir başka sakatlıktan daha söz etmek istiyorum...
Üniversitede okuyan genç bir ‘vatandaş’, boş saatlerinde çalışmak istiyor...
Siz de hem o gence yardımcı olmak, hem de günün belirli saatlerinde hizmetlerinden yararlanmak için “gel çalış” diyorsunuz...
Karşınıza çıkan ilk engel nedir biliyor musunuz?..
Asgari ücretin yarısı kadar ‘Sosyal Sigorta Primi’ şartı...
Bu sakatlığı ben de yeni öğrendim...
Üniversite öğrencisine haftada 4 saat iş yaptıracaksınız...
Bunun bedelini öderken, sigorta kaydını yaptırmak istiyorsunuz...
Size “asgari ücretin yarısı kadar’ sigorta primi koşulu getiriliyor...
Neredeyse ayda 750 TL...
Ne var ki; bir şirketin direktörüsünüz ve ayda 5 bin TL net maaş alıyorsunuz...
Sigorta işlemlerinizi 5 bin TL üzerinden yapmıyorlar...
Daha alt bir basamak gösteriyor ve daha düşük prim talep ediyorlar...
Nereden bakarsanız bakın, hemen herşey sakat...
Peki kim düzeltecek bu sakatlıkları?..
Gerçeklerin üzerine git destek al
Bunu yapmayanlar, kendi partililerine el altından bazı şirketlerin bilgilerini sızdırıyorlar...
Ve normal bir ülkede hapislik gerektiren bu sorumsuzluğu yapanlar, yandaşlarına çarpıtılmış bir şekilde bilgi ulaştırıyorlar...
Bir bakıyorsunuz, aynı meslek grubundan 10 şirketin Şubat ve Mart ayı sigorta kayıtları, ama Aralık ayında faaliyete geçenin de Aralık ayındaki yatırımlarını veriyorlar...
Bunu geçelim...
Madem ki; dürüstlükten yanasınız; aralarında bazı üniversitelerin de bulunduğu yıllardan beri prim yatırmayanların peşine neden düşmüyorsunuz?..
Bunların hangi kurum ve kuruluşlar olduğunu biliyorsunuz...
Yüzlerce belediye çalışanının da sigorta primleri yatırılmıyor...
Neden onlar hakkında işlem uygulanmıyor?..
Garip bir durum değil mi?..
Gördüğünüz gibi ‘İşçi bayramında’ işçilerin çalışması, memurların tatil yapmasından daha garip durumlar da var...
Gazeteci tatil yapmaz
Bizler hayatımız boyunca 1 Mayıs’larda, 23 Nisan, 19 Mayıs, 20 Temmuz, 30 Ağustos’larda çalıştık...
Dün de çalışıyorduk...
Çünkü bizim görevimiz, halkı habersiz bırakmamak...
Bizim görevimiz hafta 7 gün, yıl 365 gün aralıksız devam ediyor...
Ama oldukça keyifli bir gün geçirdik...
Diyalog bugün yayın hayatında 150’inci günü geride bırakıyor...
Dün ise 149’uncu gündü ve 4 bin 550 satış denemesi büyük bir başarıyla sonuçlandı...
Birçok bayide öğleyi bulmadan Diyalog tükenmiş vaziyetteydi...
Bunun mutluluğunu yaşadık...
Okurlarımıza içtenlikle teşekkür ediyoruz...
