Sınır kapılarının açılması sonrasında insanlarımız bir anda Güney Kıbrıs’taki çarşılara koştu...
Baktılar ki; sebzeden, peynire; pirinçten, yemeklik yağa kadar birçok zorunlu tüketim maddesi kuzeyden daha ucuz...
Durum böyle olunca ihtiyaçlarını güneyden karşılamaya başladılar...
Bizde ise o günlerde sigara ve alkollü içeceklerin fiyatı güneyden daha ucuzdu...
Rumlar da Türk tarafına geçerek, sigara, viski almaya başladılar...
Sonrasında kuzeydeki bazı ithal ürünlerinin fiyatı aşağılara çekilirken, alkollü içeceklerin ve sigaranın üzerine yeni fonlar konularak, onları da güneyden daha pahalı hale getirdik...
Gelinen noktada; kuzeyden aldığınız bir şişe şarap fiyatına, güneyden aynı kalitede iki şarap alabiliyorsunuz...
Dolayısıyla Rumların, kuzeyden mal alma nedenlerini ortadan kaldırmış olduk...
Euro 3 TL sınırına yükseldiği halde hala güneydeki birçok ürünün fiyatı kuzeyden daha ucuzdur...
Güneyde kuzu etinin kilosu 6,5 Euro (yaklaşık 20 TL) iken kuzeyde nasıl olur da 32 TL’ye satılıyor?..
Bu çarpıklığı hangi bakan, hangi başkan, hangi hükümet ortadan kaldıracak?..
Göz göre göre halkı güneydeki çarşıya teşvik eden ‘ülke yöneticileri’ ne zaman uyanacak?..
Bir büyük hata daha
Kuzeyde birçok tüketim malı gibi, haberleşme fiyatları da güneydeki fiyatların üzerindedir...
Sadece şirket zammı değil, devletin uyguladığı yüksek vergilerle, cep telefonu kullanan insanların harcadığı paralar çok yüksek rakamlara ulaştı...
Durum böyle olunca, yurt dışı ile konuşmak isteyenler ne yapıyor biliyor musunuz?..
Güneye geçiyor, CYTA kartı satın alıyor ve yurt dışındaki yakınlarını aramaya başlıyor...
Bu durum bizleri gerçekten çok rahatsız ediyor...
Ama ülkeyi yönetenleri belli ki etmiyor...
Bazı tüketim mallarında olduğu gibi yanlış bir hesap üzerinden yola çıkıyor ve önlem almaya yanaşmıyorlar...
Yanlış hesap şudur:
“Nasıl olsa bu ülkede güneye geçemeyen 60 bin TC vatandaşı öğrenci, binlerce asker ve aileleri ile çalışma izinliler vardır... Onlar bize yeter de artar bile...”
Yaklaşımları aynen böyledir...
Güneye geçemeyenlerin kendilerine yeterli olduğunu düşünüyor, bu çerçevede hareket ediyor, böylece milyonlarca Euro’nun güneye kaymasından rahatsızlık duymuyorlar...
Rahatsız olmadıkları sürece, piyasayı ucuzlatacak önlemleri alamıyorlar...
Halbuki bunun KKTC ekonomisine zararı büyüktür...
Ayrıca, kendi vatandaşlarını başkalarına muhtaç ederek moral bozan bir yönetim biçimidir...
Meydan boş bırakılmamalı
Hükümetin, özellikle GSM konusunu artık masaya yatırması ve ciddi kararlar alması kaçınılmazdır...
Ev ve işyerlerine sabit telefon tahsisi yapamayan bir devletin, Telekomünikasyonu özelleştirmemesi veya özel telefon şirketlerinin kurulmasını teşvik etmemesi üzücüdür...
Maliyetlerin aşağılara çekilebilmesi ve ülkenin ekonomik yönden kalkınabilmesi için haberleşme, elektrik ve ulaşım ücretleri aşağılara çekilmelidir...
Aksi halde hem güneyle rekabet yapılamaz, hem de kendi vatandaşınıza haksızlık etmiş olursunuz...
Bu yönde atılacak adımların takipçisi olacağız...
