banner564

İnsan ve memleket sevgisi

   Rumlar bizimle ‘eşit koşullarda’ anlaşma istemiyor...
   Her konuda öncelik kendilerinde olmalıdır...
   Ve bu konuda kendi kendilerini inandırmış durumdadırlar...
   1974’ten 40 yıl sonra büyük bir mali krizin içine düştüler...
   Yine de tezlerinden vazgeçmediler...
   Kıbrıs sorununun çözümü konusunda uyguladıkları politikadan taviz vermediler...
   Devletlerini ayaklar altına alacak bir eyleme girişmediler...
   Bankalardaki mevduatların yüzde 40 oranında traşlandığı günlerde öfke dolu mitingler yaptılar...
   Fakat Yunan elçiliğine yürüyüp, büyükelçiyi protesto etmediler...
   Ona “evine dön” demediler...
   Tam tersi; Rum nüfusun yüzde 27’si işsiz olduğu halde Yunanistan’dan gelen işsizlere iş verdiler...
   Birçok mağazada ‘Hepimiz Yunanız’ yazılı pankartlar açarak, Yunanistan’daki fakirler için yardım topladılar...
   Toplamaya devam ediyorlar...
Yol göstericileri var
   Rum hükümeti, kilise, siyasi partiler, önemli sivil toplum örgütleri koordineli bir şekilde çalışıyor...
   Varlıklı insanlar, fakirlere daha çok yardım yapıyor...
   Sıkıntıda olanlara yetişmek için olanaklar seferber ediliyor...
   Zor günlerin atlatılması için birlik ve beraberlik ruhunun önemine dikkat çekerek, halkı, devlet ile bütünleştirmeye çalışıyorlar...
   Hele içinde bulunduğumuz Aralık ayında, bu birlikteliği ve yardımlaşma gayretlerini çok daha net bir şekilde görebilirsiniz...
   Noel öncesinde süt ürünleri, et ve alkollü içeceklerin fiyatlarında önemli indirimlere gittiler...
   Kuzey’de bir kilo kuzu eti neredeyse 10 Euro, onlarda 6 Euro...
   Normalde kilosu 13 Euro olan ‘yüzde yüz taze sütten imal’ hellimin kilosunu birçok yerde 7 Euro’ya düşürdüler...
   Kaşar peyniri de öyle...
   Peki bunu neden yapıyorlar?..
   Noel döneminde fakir, zengin herkes böreğini, çöreğini, pilavunasını yapabilsin diye...
   Bitmedi...
   Alış, veriş yapanlara kupon veriyorlar...
   Bu kuponlarla size sosisli sandviç, kestane, patlamış mısır hediye ediyorlar...
  Bunların tümü, müşteriyi memnun etme, kazancı insanlarla paylaşma anlayışının bir ürünüdür...
Onlar kıskanmalıyız
   Rumlardan bir örnek daha verelim...
   Krizdeki şirketeler bile satın aldığınız mal için size mutlaka fatura kesiyor...
   “Boşver ben bunu kuzeye götüreceğim” deseniz bile size fatura kesmek zorunda olduğunu söylüyor ve lafı ağzınıza tıkıyor:
   “Devleti çalmak olmaz...”
   Peki bizde neden bunlar yapılmıyor?..
   Neden devlete sahip çıkılmıyor?..
   Neden insanlar arasında dayanışmayı güçlendirici adımlar atılmıyor?..
   Bizdeki siyasiler neden, güneydekiler gibi ‘devletin bütünlüğü ve insanların birliği’ konusunda olsun birleşemiyor?..
   Bizdeki alış-veriş merkezlerinde neden etkili kampanyalar düzenlenmiyor?..
   Çok kazanan insanlarımız neden bunun bir kısmını halkının mutluluğu ve devletinin güçlenmesi için harcamıyor?..
   Üzücü bir durum değil midir?..
   Bizdekiler neden herşeyi devletten bekliyor?..
   Neden dere yatakları üzerinde bina inşa ediyorlar?..
   Neden her meselede sadece kendi çıkarlarını düşünüyorlar?..
   Bu devletin çökmesi durumunda herkesin çökeceğini anlamaları için artık birşeyler yapılmalıdır...
   Birileri meydana çıkmalı ve önemli örgütleri toparlayarak, burada sağlam bir yapı oluşturmalıdır...
   Yoksa bu halimizle hiçbir yere varamayız...
   Gün gelir elimizdekilerini koruyamaz duruma geliriz...
   İşte o zaman çok acı çekeriz...
YORUM EKLE

banner471

banner473