İngiltere’de çok yaygın şiddet hareketleri gerçekleşti. Aşırı sağcıların gerçekleştirdiği bu şiddet olayları, İslamofobik  ve yabancı düşmanlığına, ırkçılığa  dayanıyordu. İşçi Partisinin son seçimlerdeki başarısı, bu aşırı sağcıların daha sert eylemlere girişmesinin de tetikledi. Çünkü bunlar insani, demokratik olana ve çok kültürlülüğe karşıdırlar. Bu nedenle en küçük bir olayı çarpıtarak, ön yargıları milliyetçi popülizmle harmanlayarak, kitlesel sürü psikolojisi ile olayları, ırkçılık temelinde şiddete yönlendirirler. Yakıp yıkmak, vurup dövmek, hatta öldürmek onlar için meşrudur. Hali ile bu karşı tepkilere yol açar. O zamanda toplumda kutuplaşma derinleşir. Böylece demokratik değerler ve toplumda ortak payda arayışı erimeye başlar. Akıl tutulması gelişir. Elbette bu ortamın gelişmesine yol açan başka etkenlerde var. Bunların en başta gelenlerinden biri de ekonomide oluşan krizdir. Bu krizlerden çıkış içinde alınan tedbirlerde, giderek vahşileşen Neo  Liberal anlayış yüzünden, krizin yükünü en geniş halk kitlelerinin üzerine yıkılmaktır. Bu durum,  küresel ve ulusal zeminde böyle gelişiyor. Nitekim, olumlu yanları ile Küreselleşme gelişirken, aynı zamanda dünyada zaten var olan olumsuz noktaları daha da artırdı. Küresel ölçekte, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin ekonomik gelişmeden aldıkları pay daha da azaldı.  Küresel ölçekte hal bu iken, aynı zamanda bu artan gelir adaletsizliği, ulusal ölçekte de arttı. Ulusal ölçekte de krizin yükü daha da fazla olarak halk kitlelerinin üzerine yıkıldı. O zaman da insanların, dinsel, etnik, dil ve renk farklılıklarını, demagojik olarak ele alan ve krizin sorumlusu olarak kendinden farklı olanları işaret eden aşırı sağcılar ile sağ popülist siyaset alanlarına zemin doğdu. Bunların bir ortak özelliği daha var. Tümü de otoriter,  demokrasi karşıtı anlayışları savunuyor. İngiltere ‘de şiddet eylemleri yapan bu aşırı sağcılar, aynı zamanda Filistin halkına soy kırım uygulayan Netenyahu’ya da destek veriyor. O da bundan mutlu. Nitekim ABD ziyaretinde Kongrede konuşurken, o ülkenin demokratik değerlerinden olan gösteri özgürlüğünü değerlendirerek, Filistin Halkına uyguladığı soy kırımı protesto eden ABD vatandaşlarına da hakaret etti.  Birleşik Krallık Polis teşkilatının İngiltere’deki son şiddet olayları ile ilgili olarak yaptığı açıklamada çok ilginç bir nokta var. Camilere, farklı olan her şeye saldıran ve Netenyahu’yu da kutsayan bu aşırı sağ saldırganlardan bazılarını da Birleşik Krallık Polisi;  Nazi selamı yaptıkları için tutuklamış. Bu garip mi? İsrail aşırı sağcılarının, Filistin halkına soy kırım uygulamasının destekçileri, milyonlarca insanı sırf Musevi, Yahudi oldukları için vahşice öldüren, gaz odalarında boğup, fırınlarda yakan Nazi hareketine sempati duyuyor. Yani Netenyahu’nun destekçileri, Avrupa’nın Neo Nazileri, Aşırı sağcıları ve otoriter bir düzen özlemi içindeki sağ siyasetçilerdir. İşte burada Nazım Hikmet’in şiiri akla gelir.
“ Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim, akar suyun, meyve çağında ağacın, serpilip gelişen hayatın düşmanı” dizelerinin yer aldığı o güzelim şiir...Bu nedenle demokratik hukuk devleti, adalet ve barış için umut eksiltmeden ve ırkçı, ötekileştiren, aşırı  milliyetçi tuzaklara düşmeden;  insan sevgisi ile demokrasi ve barış değerlerine dayanarak, yola devam etmek gerekir.