banner564

İngiltere kendi derdinde

   ‘Birleşik Krallığı’ oluşturan dört ülkeden biri İskoçya’dır...
   Yüzölçümüne baktığınızda, Birleşik Krallığa ait toprakların yüzde 32’si İskoçlar’ın elinde bulunuyor...
   Fakat 5 milyon 300 bin dolayındaki nüfusu ile toplam nüfus içindeki payı yüzde 8,4 oranındadır...
   İskoç halkı bir hafta sonra referanduma giderek, tarihi kararı oylayacak...
   Birleşik Krallık ile devam mı, yoksa bağımsız bir devlet mi?..
   Bağımsızlığın onaylanması halinde, bunun birçok sıkıntılı ülkede ciddi ayrılıklara neden olacağı belirtiliyor...
   İngiltere Başbakanı David Cameron, referanduma sayılı günler kala İskoçlara ‘daha fazla yetki paylaşımı’ önerdi ve ayrılık kararı çıkması halinde bunun etkilerinin asırlar boyunca devam edeceği uyarısında bulundu...
   Ne var ki; İskoçya’daki siyasiler Cameron’un ‘son dakika’ verdiği bu mesajı ciddiye almadı...
   İskoç Ulusal Partisi (SNP), istihdamlar ve sağlık politikaları konusunda eleştirdiği Cameron hükümetinin ‘son dakika’ yetkilerin artırılmasından söz etmesini inandırıcı bulmadı...
   Peki, İskoçya, neden Birleşik Krallık’tan ayrılmak istiyor?..
   Londra'daki merkezi hükümet dışişleri, savunma, uluslararası ilişkiler ve ekonomi politikası gibi alanlarda yetkileri elinde tutarken eğitim, sağlık, belediye hizmetleri, ulaşım gibi bazı yetkileri bölge meclislerine devrederek kısmi özerklik tanımıştı... 
   İşte İskoçya’daki SNP hükümeti bu sınırlı yetkileri yeterli bulmadığından bağımsızlık talep ediyor...
Kıbrıslılara ‘birleşin’ diyebilir mi?..
   İngiltere, Kıbrıs’ın üç garantör ülkesinden biridir...
   Özellikle son zamanlarda Kıbrıs konusunda aktif girişimlerde bulunmaması dikkat çekiyor...
   Kıbrıslı Rumlar ise, İngiltere’nin bu tavrından endişe duyuyor...
   Diğer yandan Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin, Londra’da ‘bakan düzeyindeki’ temaslarını ‘KKTC’nin statüsünün yükseltilmesi’ olarak yorumluyorlar...
   Bırakın dünyadaki gelişmeleri, İngiltere ile İskoçya arasındaki ilişkileri dahi değerlendirmekten kaçınıyorlar...
   Rumların sürekli yenilgiye uğrayan dış politikaları işte bu kadar acizlik içindedir...
   İskoçya’nın, İngiltere’den ayrılmak için bir hafta sonra referanduma gideceğini dahi görmezden geliyorlar...
  Ve bu ‘ayrılma’ sürecinde, İngiltere’nin, Kıbrıslılara ‘birleşme’ çağrısı yapamayacağını düşünemiyorlar...
Zorla evlilik olmaz
   İrlanda sonrasında İskoçya’nın ‘bağımsızlık’ girişimleri karşısında, ne İngiltere, ne ABD, ne de diğer ülkelerin Kıbrıslıları ‘zorla birleştirme’ hakları yoktur...
   Birleşme olacaksa, ancak iki halkın gönüllü rızası ile olur...
   Her iki toplumun da bunu arzulaması ve onaylaması gerekiyor...
   Eğer taraflardan biri isteksiz ise ve sırf, diğer tarafı egemenliği altına alarak ‘azınlık hakları ile’ yönetme siyasetini sürdürüyorsa bu birleşme olmaz...
   Olsa da ömrü kısa sürer...
   İşte ‘ayrı egemenlik’ talebinin ana nedeni budur...
   Karşılıklı sevgi, saygı ve güven yitirilirse...
   Boşanma hakkınızın olması için gereklidir...
   İskoçya’yı kaybetme riski ile karşı karşıya bulunan İngiltere, Kıbrıslı Türklere ‘birleşme baskısı’ yapabilecek en son ülke olabilir!..
   Son zamanlardaki sessizliğin ve Dışişleri Bakanı Nami ile ‘bakan düzeyindeki’ görüşmelerin nedeni de budur!..
YORUM EKLE

banner471

banner473