banner564

İçte ve dışta toparlanma dönemi

  Kim ne derse desin, ne söylerse söylesin; KKTC’deki siyasi ve ekonomik yapı sürdürülebilir değildir...
  Bir ülke ne kadar küçük olursa olsun; böylesi bir plansızlık ve programsızlıkla yönetilemez...
  KKTC’de doğru dürüst çalışan ve mağduru koruyan demokratik bir sistem yoktur...
  KKTC’de, batılı ülkelere benzer bir siyasi ve ekonomik yapı da yoktur...
  Ve bu küçük ülkenin bugün yaşamakta olduğu tüm sorunların temelinde sistemsizlik, düzensizlik, ayrıca belirsizlik vardır...
  Her iktidar değişiminde bir ülkenin eğitiminde ve ekonomisinde ‘kişilerin tercihine göre’ değişiklikler yapılıyorsa, o ülkede sistemden söz edilemez...
  Demokrasiden de söz edilemez...
  Demokrasilerde; kişilerin görüş, düşünce ve menfaatlerinin, devletin ve milletin çıkarlarının üzerinde olmasına izin verilmez...
  Bizde veriliyorsa, gerçek anlamda demokrasi yok demektir...
  “Efendim herkes istediğini söylüyor, özgürce eleştiriyor” diyerek, bu ülkede gerçek anlamda demokrasi olduğunu iddia edemeyiz...
 Bir iktidar döneminde kolejler açılıyor, diğerinde kapatılıyorsa, sağlıklı bir eğitim politikasından söz edilemez...
  Mevcut elektrik fiyatlarını dikkate alarak sanayi tesisi kuran bir adama, iktidar değişikliği olduktan sonra yüzde 30 zamlı elektrik faturası gönderilirse, o yatırımcı iflasa sürüklenir...
  İflaslar arttıkça, ekonomi düzlüğe çıkamaz...
  Devlet yeterince gelir toplayamaz hale gelir...
  Gelirler yetersiz olunca, o devlet avuç açmaktan kurtulamaz...
  Bugün yerlerde sürünür halde isek; temelinde kokuşmuş siyaset vardır...
  Böylesi bir siyasetle asla ileriye gidemeyiz...
  Böylesi bir anlayışla KKTC’yi ayakta tutamayız...
  Halkımızı asla mutlu edemeyiz...
  İşte o nedenle; temizlik siyasetten başlamalıdır... 
Bakanı görünce şaşırdım
  DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, Başbakan Yardımcılığı görevinden istifa ederken, halkın değişim istediğine dikkat çekti...
  Siyasi partiler ve seçim yasasını değiştirmeden yeni bir seçime gidilmesi halinde bunun halktan çok sert tepki göreceği uyarısında bulundu...
  Öyleyse; 14 Haziran’daki CTP kurultayından sonra, parlamentoda temsil edilen tüm siyasi partiler bir araya gelmeli ve bir değişim paketi üzerinde uzlaşı sağlanmalıdır...
  Bugüne kadar sık sık vurguladığımız gibi, milletvekillerine bakanlık yolu kapatılmalıdır...
  Teknokrat kabine, parlamento dışından oluşmalı ve kesinlikle siyasi partilerin iç işlerine bulaştırılmamalıdır...
  Böylesi bir değişim; bakan olamayan milletvekillerinin sürekli parti değiştirmesini ortadan kaldırmış olur...
  Ayrıca profesyonel milletvekilliği başladığı zaman; sadece kendine güvenenler siyasete girer...
  Bir diğer önemli konu, tek bölge seçimidir...
  Kendine güvenenler böylesi bir seçim sistemine itiraz etmezler...
  Siyasete yeniden güven kazandırmak için gerekli değişimler süratle yapılmalı ve yeni bir seçim öncesinde, ikinci bir uzlaşı Kıbrıs konusunda sağlanmalıdır...
  Cumhurbaşkanına ve müzakereciye yardımcı olmak için, nasıl bir çözüm istediğimizin çerçevesi çizilmeli ve kırmızı çizgiler de ortaya konmalıdır...
  Gelecekte, büyük acılar çekmemek için tüm siyasi partilerin ortak bir noktada birleşmesi şarttır...
  Aksi halde, ortaya çıkabilecek her türlü sıkıntının sorumlusu olurlar...
  Ve gelecek nesiller onları hiç affetmez...
YORUM EKLE

banner471

banner474