banner564

İç saldırılar endişe verici boyutlara ulaşmıştır

 Bazı kişi, kuruluş ve siyasilerin Rum ulusal davasına hizmet etmeyi ve Kıbrıs Türk halkı ile anavatan düşmanlığını körüklemeyi misyon kabul ettiğini üzülerek izlemekteyiz.
Kendi kendilerini ilerici, solcu, çözüm ve barıştan yana gösteren bu kişilerin tutum, davranış, açıklamaları ve faaliyetleri bu değerler ile yakından uzaktan hiçbir ilgileri olmadığını göstermektedir.
Buna rağmen yalan, tutarsız, haksızca propagandalarla halkımızı devletimizden soğutmak ve anavatandan koparmak için yoğun kampanya sürdürmektedirler.
1963’te Rumların silah tehdidi ile Türkleri ortak yönetimden attığının bilinmesine rağmen, adanın taksim edilmesinin sağlanması için Türklerin ayrıldığı yalanını yaymaktadırlar;
Rumların 1974’de Kıbrıs Elen Cumhuriyetini ilan etmesi ve Türklere saldırması sonucunda, anavatanın adaya askeri müdahalede bulunmak zorunda kaldığı gerçeğine rağmen, barış harekâtını işgal olarak gösteriyorlar;
Akridas, İfestos ve Ortega raporuna rağmen, 1963-74 döneminde Rumların Türk halkına yaptığı insanlık dışı saldırıları bilmezlikten geliyorlar;
Rumların denizlerdeki hidrokarbon yataklarına tek yanlı sahip çıkmasına, düşmanlıklarına ve başka devletleri bize karşı kışkırtmalarına ses çıkarmayıp, ortak vatan diye sayıklamaktadırlar; Rumların Yunanistan ve başka ülkelerle askeri anlaşmalar yapmasına,  üs vermesine ses çıkarmamalarına karşın, ulusal davamızı savunanları, faşistlikle yaftalamaktadırlar;
Derinya kapısının açılmasına karşı olan bazı Rum siyasi parti ve kuruluşlarına,  kuzeyden güneye daha çok para akacağını, Rum ve turistlerin kapalı Maraş’ı görme fırsatı olacağını, bunun da kamuoyu oluşturacağını ve BM kararlarının uygulanması için Türkiye’ye baskıların artmasına yardımcı olacağını öğütlemektedirler;
Yabancı ülke misyon ve diplomatlarının KKTC ziyareti esnasında, üzerinde hemen barış yazan pankartlarla eylem yaparak, bizi çözümü engelleyen taraf olarak gösterirler; 
Türk ulusuna karşı düşmanca eylem, söylem ve tutum içinde olan bu kesim geçmişten günümüze Rumların Türklere yaptıklarını ve halen sürdürmekte oldukları düşmanca tutumu görmezlikten geliyor;
Ulusal davamızı baltalamayı,  mensubu oldukları topluma ihanet etmeyi, ilericilik olarak yutturduklarını sanıyorlar. Varlığımızı sağlayan anavatanı, ulusal ve manevi değerlerimizi ve bu uğurda şehit düşenleri haksızca karalamaktan yüzleri kızarmamaktadır;
Maşa olarak kullanıldıklarının farkında olmadan Rum ve emperyalist dostlarının arkalarını sıvazlamasına kanarak, devletimizi yıkmayı Rum yanlısı duygularla değerlerimizi aşağılamayı adeta misyon kabul etmişlerdir;
Kendi ulusuna ihanet edenlerin, hizmet ettikleri yabancılar nazarında da değerleri olmadığını ve sonuçta sıkılıp suyu alındıktan sonra çöpe atılan limon gibi,  utanç verici kaderleri ile baş başa kalacaklarını dikkate almıyorlar; 
Geçmişi bilmeyen gençleri dayanaksız suçlama ve yalanlarla anavatana karşı kışkırtmaktadırlar.
Rum ulusal davasına hizmet eden bu yolunu şaşırtmış, beyinleri yıkanmış zavallılar,  Rum tarafının dayattığı azınlık haklarına razı olmamızı, özgürlüğü değil boyunduruk altına girmeye razı olmamızı savunuyorlar;
Geçici maddi çıkarlar ve beklentiler uğruna, devletimize ve Türk halkına karşı yürütülmekte olan haksız, dayanaksız ve utanç verici saldırılara son verilmesi aynı gemide  insanlar gibi hepimizin de çıkarına olacaktır. 

YORUM EKLE

banner471

banner473