banner564

İbret verici davalar

   Güney Kıbrıs’ta son bir ay içinde, kamu kesimiyle ilgili  3 önemli ‘yolsuzluk-suistimal-rüşvet ve ihmal’ davası sonuçlandı...
   Birincisi Baf Belediyesi ile ilgili...
   Bölgeye yapılacak arıtma tesisinin ihalesi konsunda 500 bin Euro rüşvet yemekle suçlanan Belediye Başkanı Savvas Vergas başta olmak üzere 3 kişi cezaevine gönderildi...
   Vergas’ın belediye başkanlığı görevi sonlandı...
   İkinci büyük dava, Tatlısu’daki (Mari) cephanelik patlamasıyla ilgiliydi...
   Dönemin Savunma Bakanı Kostas Papakostas 5 yıl hapislik cezası yedi...
   İki önemli kurumun müdürleri de ikişer yıl...
   Gelelim Mormenekşe davasına...
   Kıbrıslı Türk Mustafa Mehmet Mustafa’ya ait arazi önce bir Kıbrıslı Rum işadamına, ardından Rum Telekomünikasyon Dairesi’ne (CYTA) satıldı...
   Satış sırasında rüşvet almakla suçlananların tümü yargıya havale edildi...
   Başta CYTA Başkanı, DİKO Partisinin eski Genel Sekreteri Stathis Kittis, Yönetim Kurulu Üyesi Haralambos Tsuris, CytaVision Müdürü Orestis Vasiliu, SEK sendikası eski Genel Sekreteri Grigoris Surullas ve AKEL üyesi Venizelos Zanettos’un yanı sıra, Polleson Holdings LTD adlı şirket suçlu bulundu...
   Mahkeme, suçluların tümünü 31 Aralık tarihine kadar Rum Merkezi Cezaevi’ne gönderdi...
   Ayrıca; bu şahıslara ait taşınmaz malların satılması ve tahsilatın devlete aktarılması yönünde emir verdi...
   
Alkışlanacak bir davranış
   Kıbrıslı Rumların, çözüm konusundaki tavırlarını beğenmemiş olabiliriz...
   Ancak; devlet yönetimi, demokrasi anlayışı ve dürüstlük konusunda bizden kat kat daha iyi olduklarını kabul etmeliyiz...
   Rum Telekomünikasyon Dairesi’nin satın aldığı arazide, Yönetim Kurulu Başkanı Kittis, 100 bin Euro dolayında rüşvet almakla suçlanıyordu...
   Bizde batan KTHY’nin uçak motorunu tamir edecekler diye Singapur’a götürüp, kasadan 5 milyon dolar çektiler...
   Sonrasında motor arızasının giderilmediğini belirterek, bir Avrupa ülkesine gönderdiler...
   Ve böylesi büyük bir skandal bugün oldu yargıya taşınmadı...
   Borç batağındaki Elektrik Kurumu, milyonlarca Euro’luk ihalesiz mal aldı...
   Hala almaya devam ediyor...
   Başbakanlık Denetleme Kurulu’nun genç ve çalışkan üyeleri, bu konuda çok kapsamlı araştırmalar yaptı...
   Türkiye’deki devlet kurumlarına alınan aynı özelliklere sahip jeneratörlerin çok daha ucuza mal olduğunu belgeleriyle ortaya koydu...
   Başsavcılık, suç unsuru tespit ederek, dava açılması için dosyayı polise gönderdi...
   Fakat o dosya da yok edildi...
   Bizdeki duruma bakınca, Rum tarafındaki adaleti alkışlamak gerekiyor...
   Hem adaleti, hem de siyaseti...
  
Güven tesis edilmeli
   Rum Ağır Ceza Mahkemesi’nin Mormenekşe davasıyla ilgili kararından sonra açıklama yapan Rum lideri Nikos Anastasiadis “herkes adaleti savunmalı” dedi...
   Yargıya bu sözlerle güçlü bir destek verdi...
   Bizdeki siyasiler ise; bugüne kadar yargılanmayanlar hakkında hiçbirşey yapmadı...
   Tam tersi yargılamak isteyenlerin önüne geçti...
   Baskı, tehdit ve şantaj sonucunda çok sayıda ‘yolsuzluk-suistimal ve ihmal’ dosyası rafa kaldırıldı...
   Nereden bakarsak bakalım, böylesi bir yönetim şekli güven verici değildir...
   Halka güven vermediği gibi, dıştaki imajımızı zedeleyicidir...
   Demokrasimize ve milli servetimize darbe vurucudur...
   Siyasete olan güveni sıfırlayıcıdır...
   Gelinen noktada, ‘tamam mı, devam mı?” sorusuna yanıt verecek yeni kararların alınması kaçınılmazdır...
   Mevcut sisteme dört elle sarılanlar “tamam arkadaş, bu kadar yeter” diyemez...
   Demelerini beklemek aşırı saflık olur...
   Öyleyse; sistem değişikliğine gidilmesi gerekir...
   Yeni bir sistem, dürüst ve şeffaf bir yönetim anlayışı ile güneyden daha iyi duruma gelebiliriz...
    Peki bunu başarmak mümkün mü?..
    Halk isterse evet mümkün... 
YORUM EKLE

banner471

banner473