Birçok kişi gibi ben de mevcut koşullarda suç işlemeye meyilli kişilerin, pervasızca yasa dışı eylemler sergileyebildiği görüşündeyim. Çünkü adaletin çok geç tecelli etmesi ve kararların uygulanmasındaki gecikme maalesef pervasızca suç işlenmesini cesaretlendiriyor
Yollarda seyahat etmenin riskli olduğu bir ülkede ekonomik faaliyetlerin yürütülmesi ve turizmin geliştirilmesi beklenemez.
Asayiş sıkıntısı bulunan bir ülkede, yatırım yapılması ve yeni iş alanları yaratılması oldukça zordur.
Yargının gereken düzeyde bulunmaması ve kararların uygulanamadığı bir ortamda, ekonomik faaliyetlerin geliştirilmesi kolay değildir.
Halen, kırsal alanlarda vatandaşların, tapulu arazisinin etrafını baklavalı tel ile çitleyip diktiği fidanlar hayvanlara yedirilerek tahrip ediliyor;
Kırsal alanlarda ağaçları sulamak amacı ile kurulan sulama depoları ve boruları çalınarak götürülüyor;
Bahçelere, bağlara ekili alanlara pervasızca zarar yapılabiliyor, odun olarak değerlendirmek için başkalarının ağaçları kesilebiliyor, ürünleri çalınabiliyor; Kırsal alanlarda vatandaşların ağaçlarının meçhul kişiler tarafından odun olarak değerlendirmek amacı ile kesilmesi, bahçelere zarar verilmesi, sulama tesisatının çalınması, ürünlerin çalınması gibi sorunlar çözümlenmeden, tarımsal kalkınmanın sağlanması düşünülemez.
İngiliz ve Cumhuriyet döneminde tüm köylerde Destebanlar görev yaptığı için kimsenin kırsal alanlardaki malına zarar yapılamıyordu.
1974’den sonra her alanda gerekli gereksiz birçok personel atanmasına karşın, asayiş konusuna önem verilmediğinden, Desteban konusuna el atılmadı. Sonuçta kırsal alanlarda artık insanlar malına mal diyemiyor.
İngiliz ve Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde, her yerde düzenli olarak gece ve gündüz polisler yaya ve Land Rover ile yerleşim yerlerinde, kırsal alanlarda yollarda devriye hizmeti yapardı. Böylece suç işlenmesi zorlaştırılıyordu, caydırılıyordu.
Uygar ülkelerde, temel yaklaşım, polisin suçları işlenmeden önce, kendiliğinden ve proaktif bir anlayışla harekete geçmesi ile önlemektir.
Polisin özellikle sokaklarda, halka açık yerlerde, üniformalı olarak devriye hizmeti sunması, varlığını hissettirmesi, önleyicilik ve caydırıcılık bakımından şarttır.
Her yerde polisin bulunduğu izleniminin oluşturulması ile, potansiyel suçluların yakalanma olasılığı yüksek tutulabilecek ve suç eylemlerinin gerçekleştirilmesi azaltılabilecektir.
Halen birçok kişi adaletin olağanüstü geç tecelli etmesi ve mahkeme kararlarının uygulanmasındaki sıkıntılarla gecikme nedeniyle, hak aramak içim yargıya müracaat etmekten kaçınmaktadır.
Bu nedenle, adaletin erken tecelli etmesi ve mahkeme kararlarının geciktirilmeden uygulanması için mutlaka gereken önlemler alınmalıdır.
Geçmişte yapılan yasaların birçoğu etkisiz kalmaktadır. Bu nedenle zamanımız koşulları dikkate alınarak yeniden düzenlemelidir. Ayrıca devletimizin saygınlığının korunması ve yıkıcı faaliyetlerin önlenmesi için mutlaka etkin yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
İlgili devlet kuruluşlarında bina, araç gereç, donanım ve personel bakımından yetersizlikler varsa, mutlaka tamamlanmalıdır.
Kısaca belirtmek gerekirse, ülkemizde en temel gereksinim olan asayiş, güvenlik ve adalet hizmetlerinin tatmin edici düzeyde olmasına azami özen gösterilmelidir.
