Yerel seçimler ve Anayasa oylamasının sonuçları iyice değerlendirilmelidir...

   Vatandaşların önemli bir kısmı neden oy vermedi?..

   Hiç kimse bu konuda aşırı sıcakları gerekçe göstermesin...

   Kıbrıs’ta birçok seçim aşırı sıcak altında yapıldı ve katılım oranları dünden çok daha fazlaydı...

   Dolayısıyla, seçime katılımın düşük olmasının ana nedeni sıcaklar değildir...

   Esas sorun halkın siyasete olan güveninin sürekli azalmasıdır...

   Anayasa oylamasının sonuçları da bunun en somut kanıtıdır...

   Kıbrıs Türk halkı, dünkü tavrı ile günlerdir bu köşede yazdıklarımızı doğrulamış ve onaylamış oldu...

   Halk; parlamentoya oyları ile “yeter artık” dedi...

   Daha da açıkçası güvensizlik oyu verdi...

   Siz, milletvekillerinin ikinci iş yapmasını yasaklayacağınızı iddia ederek, çalışma başlattınız...

   Sonra da ilgili komitede bu öneriyi tartışmadınız bile...

   Bunun dışında, seçim sistemini değiştirecek bir reform hareketi düşünmediniz...

   Bir sonraki seçimde kaybedeceğinizi düşünerek, eski çökmüş sistemin devamından yana bir tavır izlediniz...

   Halka gerçekleri anlatmaktan ısrarla kaçındınız...

   Kısa bir süre içinde, yeterince tartışma zemini yaratmadan, Anayasa’nın bazı maddelerini değiştirmeye kalkıştınız...

   Ve halk size dünkü referandumda “hayır” dedi...

   Peki şimdi ne yapacaksınız?..

   İki seçenek vardır:

   Birincisi “ne yapalım, siyasete bu şekilde devam edeceğiz” denebilir...

   İkincisi; “halk bize güvensizlik verdi” diyerek, toplu istifa gündeme gelebilir...

   Meclis bunu yapar mı?..

   Yapması gereken bu ama, yapmaz...

   Milletvekillerine ikinci iş yasağına karşı çıkarken “bir sonraki seçimde kazanamazsak işsiz kalırız” diyenler, bugünden itibaren işsiz kalmayı kabul etmezler...

   Vatandaşın uyarılarını dikkate almadan göreve devam ederler...

   Peki böylesi bir tavır; siyaseti ve ülkeyi kurtarır mı?..

   Kesinlikle hayır!..

   Siyaset daha da dibe çöker...

   Halkın güveni tamamen sıfırlanır...

   Sistem değişikliği yapılmazsa, bir sonraki seçimlerde hem aday bulmak zorlaşır, hem de aile yakınları dahi sandığı boykot eder...

CTP’de deprem

   Gelelim yerel seçim sonuçlarına...

   Gazimağusa’nın ‘değişmez başkanı’ olarak bilinen Oktay Kayalp bile seçimi kaybetti...

   Neden?..

   Birincisi; CTP iktidarına olan kırgınlık...

   İkincisi; kendi partisi içindeki Mağusalı grubun yeterince çalışmaması...

   Üçüncüsü Kayalp’in de ilk defa bu seçimde ‘çok rahat’ davranması, medyayı bile kullanmaması...

   İsmail Arter bu seçim çok iyi çalıştı, UBP ve DP’nin desteğini alarak, Kayalp’in önüne geçti...

   Lefkoşa’daki sonuca geçelim...

   Kadri Fellahoğlu çok iyi ve dürüst bir insan...

   Bir yıllık görev süresince belediyenin borçları ile uğraştığı için, halkın gözüne hitap edecek icraatları gerçekleştiremedi...

    İstemediği halde parti zoruyla aday oldu...

   Gazimağusa’da olduğu gibi, CTP’nin hükümetteki konumu nedeniyle de beklenen oyları alamadı...

   Mehmet Harmancı, sadece soldan değil, sağdaki gençlerden de destek alarak seçimin galibi oldu...

   CTP; diğer büyük kentleri de kazanacağını hesap ederken, üçüncü büyük kent olan Girne’yi de kaybetti...

   Bir önceki seçimde UBP adayı olan Nidai Görgördü, bu kez bağımsız aday olarak yarışı önde götürdü, Sümer Aygın kaybetti...

   Şimdi 3 büyük kenti kaybeden CTP’nin, Gönyeli dışındaki küçük köy belediyelerini kazanması bir başarı mı?..

   Yani “ada genelinde belediyelerin yarısını biz kazandık” propagandası, kaynayan tabanı yatıştıracak mı?..

   Oldukça zor...